UYANIŞ

Rüya

Ev-veet. Sonunda hikayenin ilk bölümünü yayınladık.İkimizin ortak yazdığı bu hikayeyi beğenmenizi umuyoruz. İkimiz içinde ilk hikayemiz ve gerçekten çok heyecanlıyız. Destekleriniz ve oylarınız bizim için çok önemli. Okuyan ve takip eden herkese çok teşekkür ederiz. Beğenmeniz dileğiyle,iyi okumalar!

 Gülçin&Nur.

Etrafımı saran ateşin beni korkutması gerekirken,sıcaklığı huzurlu hissettiriyordu.Bunun tek açıklaması; rüya görüyor olduğumdu. Bu bir rüyaydı.Bunun bir rüya olduğunu mırıldanırken,asıl hissettiklerim bunun rüya olmasını diliyor olmamdı.Kendimi farklı hissediyordum.Uyanmak için gözlerimi sıkıca kapattım.

1,Sakin olmam gerekirdi.Bu sadece bir rüyaydı.Ateşlerle sarılı falan değildim.

2 ,3, Hayır,sıcaklığın beni mutlu ettiği falan yok.

4 ,5,6, 7, Delirmiş olamam.

8, 9, 10, Bitti.

Gözlerimi hızlıca açtığımda sol tarafımda ki yatakta uyuyan Bernis'in gülümsediğini gördüm.Rüyasında ne gördüğüne dair en ufak bir fikrim yoktu ancak kendi Bilim-Kurgu dünyasında bir karakteri oynadığına bahse girebilirdim.

Küçüklüğümden bu yana aynı rüyayı gördüğüm sabit bir  düzen vardı,her gece değildi,ancak o rüya dışında başka bir rüya gördüğümü de hatırlamıyorum.

Her zaman bir buğday tarlasının ortasındaydım.Ekinler sapsarı,güneş fazla kavurmayacak şekilde gülümsüyor yüzüme.Bu bilinçaltımda sabit bir kareydi ancak bu gece değişmişti,değişimin kötü bir his vermesi gerekirken,ateşlerin ortasında olma düşüncesi beni havaya salınmak üzere olan bir kuş kadar mutlu ediyordu.

Rüyamın değişmesine bir anlam veremezken, Bernis ile birlikte kurgusal yorum yapma işini yarına bırakmaya karar verdim.

Tekrar uzanırken rüyalara anlam yüklememekle ilgili kendimi tembihliyordum.Sadece saçma bir rüyaydı.Bir şeyi temsil etmesi gerekmiyordu.Tanrı aşkına! Sadece tarlanın biri yanıyordu.

Tarla tekrar yanıyor.Körüklenen bu yangının tam göbeğinde gibiyim.Ateşler etrafımı sarmış.Hareket edemiyorum.Hareket etmek istemiyorum.Kendimi teslim etmek istiyorum,ancak canımın yanmayacağını düşünecek kadar bilinçsizim.

''Zamanı geldi küçüğüm..''

Bu ilahi ses beni etrafıma bakmaya zorlarken,sesin kaynağını arıyorum.Bu bir kadın sesiydi.Etrafımda bir siluet arıyordum.Ateşlerden gelen bu endişesiz ses,beni olduğum rahatlıktan daha büyük bir huzura taşıyordu.

''Neyin zamanı?'' diyebiliyorum sesimi bulduğumda.

''Sen kimsin?''

''Hey,neredesin?''

Sorularıma devam ediyorum.

''Kim olduğunu öğrenmenin zamanı geldi küçüğüm.''

''Neyden bahsediyorsun!?''

 Kim olduğumu bilmediğimi iddia eden bu ses aklımı karıştırıyordu.

 ''Sana devredilen bu mirasa iyi bakmalısın.Bu senin sınavın.''

''Ne sınavı,ne mirası?!''

''Kehanette sana düşen pay mirasımızı koruman.Ateşine iyi bak küçüğüm.Sana bahşedilen gücün farkına var,hisset.Sen seçilmiş olansın,buna sahip çık.''

Gördüğüm bütün ateşler bana yaklaşırken hareket edemiyordum.Anlam veremediğim bir hızla yangın elime toplandığında avucumun içinden bedenimde yankılanan sıcaklıkla birlikte sıçrayarak uyandım.