Zamanında bu ulvi dünyada kalan tek bir tane seyyah vardı.Bu seyyah sokaklarda kaybettiği Sevgisini arayan bir seyyah.
1972 Fransa
Sisli soğuk bir kış sabahına merhaba dedim kendi kendime.Oturdum biraz düşündüm "bu dünyada sevgiye layık olan hakikat kimde vardı?"Kahvemi aldım kütüphanemdeki kitaplara bakarken gözüm eski bir kitaba ilişti baya tozlu ve eskimiş bir kitaptı.Üstündeki tozu üfledim kitabın başlığı "Mihrimah". Oturdum Sandalyeme kahvemi yudumlarken okumaya başladım bi anda binanın içinde bağırma sesleri geliyordu anlayamamıştım neler olduğunu kalktım evin kapısını hafifçe araladım iki genç kavga ediyorlardı burnumu sokmak istemedim ama dayanamayıp usulca dinledim.
+Anlamıyorum Feride seni anlamıyorum ben senim için kilometrelerce yol gidiyim kapına kadar geleyim sen bana nişanlandım de.
-Elimden olan bişey değil kilometrelerce uzaktan seni sevemezdim
+Peki ya ben Feride!Peki ya ben! Sevdim seni kilometrelerce uzaktan
-Beni tek bir kez gördün yapma lütfen.Lütfen Ankara ya geri dön ve beni bir daha rahatsız etme.
İşte o an almamıştım aşkın kudretinin çok büyük olduğunu.Adem oğlu ne kadar uzakta olursa olsun seve biliyor demekki hemde tek bir kez gördüğü birini.Hayatı yaşamak,nefes almak sanki onu hissetmek gibidir.Senin Şehir'in gri,soğuk ve yalnız ama onunki öyle değil renkli,sanat dolu,görkemli bir kulesi bile var.Aslında aşkların şehridir fransa.Sokaklarda madamlar,mösyöler ve bolca şarap vardır ama sen kendi şehir'in yani aşık olduğun Ankara'dan onu sessiz ve usulca sevmeye devam edersin.
Botan Kutlu