BÖLÜM 1:
Yatağımın yanındaki saat 12'ye geliyordu. 9'a doğru yatağa yatmıştım halbuki. Uyuyamıyordum bi türlü. Yarını düşünüyordum. Yarından itibaren yeni bi hayata başlamam gerekiyordu.Herşey farklı , çok farklı olacaktı. Hiç yaşamadığım gibi yaşamalı , hiç olmadığım biri gibi olmalıydım. Kulağa o kadar korkutucu geliyor ki başarabileceğimden emin değilim. Ama başarmak zorundaydım . Hayatta kalmak için mecburdum . Yaşadığım , 16 senedir evim dediğim yerdeki son günümü düşündüm en üst düzey liderlerden biri gelmişti – ki bu çok mühim bi şeydi çünkü üst düzey liderler çok nadir bizi ziyarete gelir-. O kadar uzaktan sadece benimle konuşmaya geldiğini söyleyince endişelenmiştim büyük bir yanlış mı yapmıştım diye endişelenirken bana artık burada yaşayamayacağımı söyledi . Dünyam başıma yıkılmıştı hiç bişey yapmamıştım 16 senedir evim dediğim yerden kovamazlardı beni diye düşünürken Tuğrul bey –üst düzey liderimizin adı- işin aslını açıkladı. Hayatım tehlikedeydi nedenini anlatmaya vakit yoktu İstanbul da bir ailenin kızıymışım gibi davranmam gerekiyordu asla ama asla kimliğimi açığa çıkarmamam ve dikkat çekmemem lazımdı. Sabahı bile beklemeden yola çıktık yanıma kitaplarımı , kıyafetlerimi hatta zamanında anneme ait olan silahımı almama dahi izin vermemişlerdi eski hayatımdan hiç bir şey getirememiştim İstanbul'a yolda elime yeni kimliğimi tutuşturdular. Almıla Sevi.
-Yeni bir kimlik vercektiniz hani sadece soyadımı değiştirmek yeterli mi ? diye sordum Tuğrul Bey'e.
-Bak Almıla burada güvenli olman için en önemlisi dikkat çekmemen ve hayatına olabildiğince çabuk alışman bunun için ismini değiştirmedik. Diye karşılık verince işin gerçekten ciddi olduğunu anladım ondan sonra yeni evime gelene kadar konuşmadık aslında soracağım birçok sorum vardı ama şimdi sorarsam geçiştirileceğini biliyordum daha geniş bir zamanda sormalıydım. Daha sonra araba durdu süren adam :
-Tuğrul Bey geldik işte burası doktorun evi.
Tuğrul Bey bana baktı ve:
-Bak güzel kızım. Almılam . Kendine dikkat et . Tetikte ol dikkat çekme .dedi bu babacan tavrı beni şaşırtmıştı Tuğrul bey şimdiye kadar hep mesafeli ve sert olmuştu:
-Ya size ulaşmam gerekirse ? diye sordum
-Ah yavrum seni burada tek bırakıp gitceğimi mi sanıyordun . Seni 24 saat izlicez ihtiyacın olduğunda çağırmana gerek kalmicak zaten orada olcaz ha eğer konuşmak istersen sakın telefona baş vurma bak şöyle yapalım söylemek ya da sormak istediğini bi mektup şeklinde yaz her haftanın Perşembe günü saat 8 de posta kutusuna koy ben oradan aldırcam . Cevabınıda Cuma günü saat 8 de aynı yere koyarım ama zamanlamana dikkat et mektubu 10 dk içinde almazsan geri alırız.dedi
-Peki Tuğrul bey buraya kadar geldiniz için teşekkürler iyi akşamlar efendim.
-İyi akşamlar Almıla unutma dikkat çekme.
Bu anı şimdi bu sıcacık yatakta yatarken çok uzak geliyordu oysa daha üstünden bi kaç saat geçmişti saatin 1 olduğunu görünce yarın okula gitmem gerektiğini hatırlayıp uyumayı denedim.
Sabah hoş bir ses adımı çağrıyordu . Bir an annemin sesini rüyamda görüyorum sandım –annemle babamı 2 yaşındayken kaybetmiştim- sonra bir kez daha seslendi ses annemin sesi olmadığını anlamıştım artık uyandığımdan emindim bu ses yeni hayatımdaki yeni annemindi ona anne dicek olmak canımı yakıyordu benim bir tane annem vardı oda ölmüştü ve ben onun haricinde ağzıma bu lafı hiç almamıştım bu yüzden bu kadına sadece başkaları varken anne dicektim her zaman demek acı veren bir düşünceydi anneme ihanet gibi geliyordu.