98. BÖLÜM

347 25 24
                                    

Suga
Jae telefonu yüzüme kapatmıştı.Tae polisi aramak tehlikeli olur dedi. Haklıydı.Kendisi hacker o yüzden belki onları bulurdu. Jennie'nin odasına çıkmıştım. Min-Ji uyanıktı. Onu kucağıma almıştım. Ben bu çocuğun annesini koruyamamıştım. Keşke gitmeseydim Jennie'nin yanında kalsaydım. Ağlıyordum. Ve birden Min-Ji de ağlamaya başlamıştı. Min-Ji'yi sakinleştirip yatağına yatırdım. Odadan çıktım. Ancak kendime hakim olamadım. Daha çok ağlıyordum. Tae yanımıza koşmuştu. "Lisa'nın telefon numarasından yerlerini buldum!"
demişti. Hemen arabaya bindik.
"Jimin getirdin mi?"
"Evet."
"Neyi?" demişti. Lafı ağzımdan almıştı. Jimin torbayı açmıştı.

"Yanımızda bulunsun" dedi Tae.
Hemen arabayı sürmeye devam ettim. Kaza yapacaktık. Ama umrumda da değil di. Geldiğimiz yer bizi eski bir eve götürdü. Jimin ve Jungkook evin girişlerine baktı.
Yanımıza geldiklerinde."Bodrum katına açılan bir dış kapı var"dedi Jungkook. Biz de gizlice oraya ilerledik. Bodrum katının kapısı kilitliydi. Kapıya doğru koşup vurup açmıştım.
Kapıyı açar açmaz sesler gelmeye başladı. "Jae seni öldürürüm Jennie unnie'mi bırak!"Lisa'nın bunu dediğini anlamıştık. Jae oğlum ben seni gebertmez miyim!
Bir kaçtane adam vardı. Ama para için burda durdukları belliydi. Çünkü çok güçsüzlerdi ve kolayca alt edilebilirler. Jimin ile ben onları baygın hale getirmiştik. Bir ses daha duymuştuk. "Lisa'ya yaklaşmaya kalkma BamBam!"
"Tutmayın beni!" demişti. Kook'un arkasından biz de koşmuştuk. Kapıyı açmıştık. "Bizi rahatsız etmeyin demedik mi? Dur SIZ!"  diyen Jae donmuştu silahları görünce. Kızlardan uzaklaşsınlar diye bir el ayaklarına ateş ettik. Ondan sonra onların yakasına yapıştık. "Evet biziz buda yumruklarımız"dedim ve Jae'nin gözüne yumruğumu geçirdim. Biraz dövmüştük.
"Hey! Beyefendiler bizi ne zaman çözüceksiniz?"diyen Lisa'nın uyarısı ile onları çözdük. Arkamızı döndüğümüz de yoktular. Ama takmadım. Direk Jennie'ye sarıldım ağlıyordum. "Min-Ji?"demişti Jennie. "Onu arkadaşım Suho'ya emanet ettim merak etme güvende"

Lisa
Jungkook'u sıkıca sarılmıştım.
Birden kulağıma fısıldayan bir ses vardı. "Özür dilerim sana bağırdım" ona baktım. Kimse fark etmeden dudağına narin bir öpücük kondurdum. "Jungkook ben de çok üzgünüm"
"Panzehirim ben sensiz ne yapardım " dedi ve beni bir kez daha kucaklamıştı. "Asıl ben ne yaparım tavşanım" diyerek onu kucaklamıştım.

Tae
Jisoo'ya unutamayacağı şekilde sıkı sarılıyordum. Onu canımdan çok seviyordum."Jisoo ben çok korktum. Sehun sana yine bir şey yapar diye çok korktum."
"Burdayım ve yaşıyorum. Ve hep seninle olucam söz"
"Zaten ölmediğini biliyordum."
"Nasıl?"
"Kalbim hâlâ atıyorsa sen yaşıyorsundur"
"Romantik sevgilim benim"

Rose
Jimin tarafından boğuluyordum.
Beni kurtarmaya gelmiş. Ama kucaklayarak öldürüyordu.
"Odun ölücem ben"
"Bu odun senin için yanıyor Rose"
Odun odun da seviyorum ben bu adamı. Saçı ile oynamaya başlamıştım. "Rose ben bu şekilde saatlerce kalabilirim"
"Ben de öyle " dedim. Kafamı onun omzuna koydum. Ve düşündüm de ne çok şey yaşadık. Ağladık,mutlu olduk ve üzücü olaylar yaşadık vb.
Bunları boş verelim biz aşk yaşadık. Ve ben bu hayatı yaşamyı seviyordum.

AŞK MI?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin