Zaman makinesinden çıkıp hızlıca etrafıma baktım. Bir ormandaydım. Birkaç kilometre yürümeye karar verdiğim için yola koyuldum. Yürürken karşıma bir adam çıktı. Üzerine yırtık bir deri parçası giymişti oldukça eski görünüyordu ayrıca elinde mızrak ucuna benzeyen bir sivri taş vardı. Beni görünce şaşırdı ve bana elindeki sivri taşı attı ardından korkup kaçtı. Neyse ki iyi bir nişancı değildi ve ıskaladı. Ben de onu çok uzaklaşmadan takip etmeye başladım.
Ormandan çıkıp bir kanyona gelince yine sessizce takip etmeye devam ettim. Etrafımı incelerken burasının bir köye benzediğini fark ettim. Etrafta mağaralar, küçük yerleşim yerleri vardı. Kaçmayı bıraktığı için o adama bana attığı taşı geri verdim. Şaşkınlığı ve korkusu geçmiş gibi görünüyordu sanırım ona zarar vermediğim için rahatlamış olabilir. Köydekiler beni görmüş olacak ki etrafımda birkaç kişi toplandı. Beni dikkatlice incelemeye başladılar tabi ben de onları. Üstlerinde takip ettiğim adamınki gibi eski deri parçaları vardı ve aşağı yukarı 25-30 kişi civarında insan yaşıyor gibi görünüyordu. Daha fazla orada dikilmeden etrafı gezmeye başladım. Boş boş beklemenin anlamı yok, etrafı keşfetmeliyim. Köy kanyonun içindeki mağaralardan oluşmuştu ve çok büyük değildi. Arkamı döndüğümde sanırım köyün tamamı buradaydı ve ellerindeki sopaları, taşları sıkı sıkı tutmuş bana ürkekçe bakıyorlardı. Tedirgince gülümsedim ve "merhaba" dedim. Aralarından biri öne çıktı sanırım bu insanların lideri olabilir. Yanıma yaklaştı ve birden kafamda hissettiğim acıyla beraber gözlerim kapandı.
Gözlerimi açtığımda hava kararmak üzereydi. Kafamda hala köyün lideri olduğunu tahmin ettiğim adamın vurduğu sopanın acısını hissediyordum. Çevrede insanlar yoktu sanırım mağazalarına gitmişlerdi. Ben de ayağa kalkıp ateş yakmak için küçük odun parçaları, çalı çırpı falan toplamaya başladım. Yeterince şey toplandığında ateş yaktım ve yeniden etrafımda insanlar toplanmaya başladı. Sanki ilk defa ateş görüyorlardı. Bir dakika doğru ya ben taş devrindeyim! Burdaki herkes ilk defa ateş görüyor! İçlerinden biri elini ateşe uzattı tam ona dur diyecektim ki geç kalmıştım elini takınca çığlık atıp koşuşturmaya başladı. Ardından herkes mağaralarına çalışmaya başladı. Yine onlarla bağ kurma fırsatını kaçırdım. Ateşi sönmesin diye biraz daha bekledikten sonra uyumak için uzanıp gözlerimi kapattım.
Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda yine o sopalı adamlar toplanmıştı. Ayağa kalktım ve çaktırmadan geri geri gitmeye başladım. İşte şimdi tam sırası, koş koş koş! Arkamdan bağırtılarla koşmaya başladılar. Daha fazla devam edemeyeceğini bildiğim için teslim oldum, beni yine kanındaki köye götürdüler. Yine bana bir şey yapmalarını beklerken önüme çiğ yeni avlanmış bir balık koydular. Sonunda onlara zarar vermeyeceğini anladıkları için mutluyum şimdi bu balığı pişirmeliyim. Yeniden ateş yakıp balıkları pişirmeye başladım ve yine o tuhaf bakışlar elbette üzerimdeydi. Balığım pişince afiyetle yedim tadı enfes olmuştu. Ellerimi yıkarken fark ettim ki köyün erkekleri ellerinde sopalar gidiyorlar. Ben de tabiki bunu kaçırmayıp peşlerine takıldım. Buraya ava gelmişler anlaşılan, bir geyiğin peşinde ordan oraya koşuşuyorlar. İster istemez küçük bir kahkaha attım. Silahımı çıkarma vakti geldi. Hedef aldım emin olduğum bi anda tetiği çektim ve buumm! Geyik avlandı. Herkes sesten dolayı korkmuştu galiba çünkü köye doğru kaçtılar. Bunlar da çok korkak yahu. Geyiği götürmek bana kaldı iyi mi? Geyiği sırtlayıp köye döndüm. Beni görür görmez geyiği aldılar ve bana minnettar olduklarını belli eden hareketler yaptılar. Ateşin olduğu yere baktığımda bir kaç kadın ve adam balık pişirip yiyordu. Önüme bir geyik bacağı attılar. Onu iyice temizleyip bir güzel pişirdim ve başkalarıyla paylaştım. Beni sevmeye başladılar sonunda. Bugün çok yorulmuştum uykuya dalmak çok uzun sürmedi.
Sabah uyandığımda çevremde hiçkimse yoktu. Ben de elimi yüzümü yıkadıktan sonra adaya ilk geldiğim yere geri dönme kararı aldım. Oraya gittiğimde zaman makinesinin üstünde bir kitap olduğunu fark ettim. Kitabı okumak ve bir şeyler yemek için köye dönmeliyim.
Kitabı okumaya başladığımda çok şaşırdım çünkü bu zaman makinesinin planlarıydı! Okumaktan sıkılmaya başladım en iyisi biraz odun toplamak galiba. Bu arada köydekiler sanki çok anormal bir şey yapıyormuşum gibi bana bakıyorlardı. Aslında düşününce evet, onlar için anormal bir şeydi. Akşama kadar bol bol odun topladım. O kadar çok odun toplamıştım ki yorgunluktan bayıldım.
Uyandığımda adeta açlıktan ölüyordum