Sevgilim,
Bir mektuba böyle başlamak ne kadar basit ve ilkel, öyle değil mi? Basit çünki daha derin kelimeler düşünülmemiş, insan hiç çaba sarf etmemiş sanki bununla ilgili. İlkel çünki insanların yapabildiği en eski şeylerden sevmek, sevme kabiliyeti. Ama doğru, sen benim sevgilimsin. Sevebilme kabiliyetimsin. İçimde dolup taşan sevgiyi her an yüreğini açıp kabul edensin. Sana bu yüzden sevgilim demeli. Daima. Sevgilim.
Bir ağacın yanı başındayım. Yüzüm ağacın sarkık, bir dalda onlarca ince yaprakla bezenmiş kollarının arasında. Adeta yeşili görmüyor, hissediyorum sevgilim. Başımdaki ince ince sızlayan acı diniyor bu hisle beraber. Sanıyorum bir kitapta okumuştum, yeşilin baş ağrısını dindirdiğini. Saçmalıyorum. Özür dilerim sevgilim. Oysa bu mektupta sana olan hislerimden ve bundaki samimiyetimden konu açacaktım. Biliyorsun, asıl konuşmak istediğimin etrafında ellerimi cebime koyup ıslık çalarak dolaşsam da adeta sözlerle, bir türlü toparlayamıyorum kelimeleri.
Böyle demeyi de garip buluyorum, kelimeleri toparlamak. Neden toparlıyoruz ki kelimeleri? Bırakalım dağılsınlar dört bir yana ve biz birine yol aldığımızda unutalım diğerlerini. Sonra yenilerinin peşine düşelim. Bir arada öylece duran kelimeleri seçmek ve onları yüreğimiz istemezken harcamak israf değil midir? Yemeği israf etmekten daha hafif bir eylem olduğunu kim iddia edebilir?
Görüyorsun, sana olan sevgimi anlatmaktan çekindiğimden ne de gereksiz satırlar karaladım. Oysa sadece seni seviyorum, bu dünya ilk yaratıldığından beri var olan tüm güzelliklerle seviyorum, inan ki seni sevmemde hiçbir kötülük yok, uzaktan mı seveyim, kalsın ellerin diz kapakların üzerinde, bense onları bir tülün ardından buğulu göreyim, istersen görmeden seveyim, hem göz kapaklarım sadece uykuya kapansın gözlerim diye değil ya... İşte bunları diyeyim sana. Sevmenin yüceliğinden bahsedeyim sonra. Şairin kalemini, annenin çocuğunu, sıcak çayın ince belli bardağı, masanın sandalyeyi, kağıdın mürekkebi sevmesindeki erdemin biz insanların hiçbirinde bulunmadığını ve bulunsa bile çok derinlerde, bu saydıklarıma yetişemeyecek kadar kısa, hatta öyle kısa ki tek nefeste bitecek cinsten olduğunu anlatayım.
Ya da hayır, canını sıkmak istemem sevgilim. Senin yüreğin güzelliklerle dolmalı. En çok yüreğine akıtmama izin verdiğin sevgimle dolmalı.
Özür dilerim sevgilim, senin için senden özür dilerim. Kalemi ve kağıdı almak için ellerini uzatıyorsun. Seni hiçbir zaman kırmadım ve şimdi sana veriyorum kağıdı.
devamı: sendeki ben
![](https://img.wattpad.com/cover/178776557-288-k223429.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bendeki sen (ilk parça)
General Fictionbir yaşam iki insan. bir mektup iki zarf. #snbn (devamı: sendeki ben)