Tekrar merhaba !! Bu sefer ilk bölümle karşınızdayııım. :D Tanıtımı 12 kişi okumuşş başlangıç için bence iyi. Umarım ilk bölümle daha fazla okuyucum olur. (Amiiin) içinde bad boy/good girl, esas kızın iki erkek arasında kalması sonra kötü olanı seçmesi falan artık çok klişe olduğu için değişik birşey yazmaya çalıştım. İyi okumalar !!
Ailecek çıktığımız ''güzel'' tatilimizin ilk günüydü bugün. Eğer aileniz ünlüyse bu pek mümkün olmaz. Magazinciler, paparaziler sürekli ama sürekli sizi izler, resimlerinizi çekmeye çalışırlar. Hatta röportaj yapmak için sizinle mücadele verirler. Emin olun bu çok rahatsız bir durum. Nereden mi biliyorum bunları ?? Çünkü babam ünlü şarkıcı, söz yazarı, oyuncu ve yönetmen Lee Ryan... Ve ben de onun '' ilk kızı '' Liana Courtney Ryan. Kulağa harika geliyor değil mi ? Ama asllında hiçte göründüğü gibi değil ! Babam Blue grubunu solistlerinden biri olduğu için çok yoğun bir tempoda çalışmak zorunda. Konserler, yeni albüm için çaluşma ve stüdyo kayıtları, hayranlar, televizyon programları, vs.. vs... Bu çalışma temposunda onu görebilmek için çok az bir zamanım oluyor. Ama babam bundan hiç şikayetçi değil. Aslında tüm bunlar oyalanmasını sağlaması için bir araç gibi. Annemi o lanet kazada kaybettiğimizden beri işlerine daha çok asılır oldu. Hala annemle yaşadığı aşkı başka birilerinde bulmayı umut ediyor. Bir kaç kez nişanlanmasına karşı hala bulamadı. Onun için üzülüyorum ama yapabileceğim bir şey yok ! Şu an Samantha adında biriyle nişanlı ve ondan bir erkek kardeşim var. Adı Rain ve o sahip olabileceğin en iyi erkek kardeş. Onunla birbirimize çok bağlıyız ve bazı hareket va tavırlarının aynı benim gibi olduğunu söyleyebilirim. Bir de babamın Samantha' dan önceki kız arkadaşından Bluebell adında bir kız kardeşim var. Annesi yüzünden onunla pek zaman geçiremiyorum vee annesinin Blue hayranı olduğunu söylememe gerek yok sanırım. İşte hayatım bu kadar karışık ! Ben bütün bu olanları düşünürken birden telefonumun mesaj sesiyle irkildim.
'' İyi tatiller meleğiim... Seni seviyorum . Çok çok öptüm. :*
- Diana
O benim sahip olabileceğim en iyi dostum Diana James... Duncan James'in kızı, aramızda bir yaş olmasına rağmen benim ablam gibidir. Biz bebekliğimizden beri beraberdik. Onunla beraber güler, Beraber de ağlardık.Ve beni üzgünken bile güldüren tek insandır kendisi. Şu mağlum zamanda bile...
******************************************************
Babamala birlikte sahilde oturup şarkı söylerken Samantha ve Rain çoktan suya girmişlerdi. Babamla şarkı söylemeyi seviyordum. Bana kendimi iyi hissettiriyordu. Bana göre çok güzel bir sesim yoktu ama babam bunun tam tersini söylüyordu. Aslında babamla şarkı söylemeyi sevmemin nedeni onunla beraber geçirdiğimiz nadir zamanlardan biri olmasından kaynaklanıyordu. Şarkı bittikten sonra babam hemen konuşmaya başladı.
'' Yaratıcı Yazarlık okumayı gerçekten istiyor musun ? '' dedi sıkkın bir şekilde.
'' Elbette istiyorum, şimdi neden sordun bunu ?'' diye karşılık verdim
'' Hiç hikaye veya benzeri bir şey yazdığını görmedim de.''
'' Eğer kızına biraz daha zaman ayırsaydın ne kadar çok hikaye yazdığımı bilirdin. '' dedim sitem ederek. Biraz sessizliğin ardından '' Haklısın, sana neredeyse hiç zaman ayıramıyorum. Ve çok üzgünüm birtanem. Ama bunu neden yapamadığımı biliyorsun.'' dedi babam.
'' Eveet , işin yüzünden çok yoğunsun anladımm...'' dedim bunu söylemesinden bıktığımı belli eden bakışlarımla birlikte. '' Peki bu aralığı bu yaz biraz bile olsa telafi edemez miyız prenses ?? '' dedi o tatlı bakışalrıyla. Off ona hiç bir sekilde hayır diyemiyorum...
'' Sanırım... olabilir Bay Ryan '' dedim gülümseyerek. O ise bu sözüme kahkahalarla cevabını vermişti bana. Hemen ayağa kalkıp bana döndü.'' Hadi o zaman Sammi ve Rain' in yanına kadar yarışalım !! '' dedi aniden.
''Maalesef hayır, burada kalmayı tercıh ederim...'' dedim
'' Peki, istediğin zaman gelirsin.'' sesi hayalkırıklığıyla doluydu.'' Tamam '' dedim soğuk bir sesle . Arkasını döndüğü gibi koşarak suyun içine attı kendini. Hala çocuk gibi davranıyordu. Bazen Rain bile ondan daha olgun olabiliyordu. Gerçekten bu hali bazen çekilmez bir hal alıyordu. Ben bunları düşünüp, güneşlenirken yanıma bir çocuk geldi. İlk dikkatimi çeken denizden bile daha mavi olan gözleriydi. İnsanın içini ısıtan sıcacık bir gülümsemeyle bana daha da yaklaştı ve yanıma oturdu.
'' Manzara çok güzel değil mi ? '' dedi. Bense sadece başımı evet anlamında sallamakla yetindim.
'' Ah... Pardon, ben Logan.'' dedi. Onu ilk gördüğümde kim olduğunu anlamıştım. Ünlü oyuncu Logan Lerman... Kendini tanıtmasına hiç gerek yokken tanıtması biraz saçmaydı. Bu çocuk ünlü olduğunu farkında mı acaba ?? Ve heyy bu kalbim beni öldürmeden önce yanından gitmeliydim.
'' Şeyy... Tanıştığıma sevindim maalesef babam beni çağırıyor gitmem gerek sonra görüşürüz '' dedim. Sonra görüşürüz mü ?? Ahh.... Tanrı aşkına Lia onu bir daha görebileceğini mi sanıyorsun?? Hem de kaçar gibi yanından ayrıldıktan sonra... Tam ben suya girerken o da arkamdan bağırıyordu.
'' Heyy !! Nereye gidiyorsun?? Hem daha adını bile söylemedin ki ?!?!?'' Onu duymamazlıktan gelerek yüzmeye devam ettim. Biraz aradan sonra kıyıya baktığımda gitmiş olduğunu gördüm. Elbette gidecekti. Beni bekleyecek hali yoktu ya....
Evet, ilk bölüm için biraz kısa olabilir. İleriki bölümlerde daha çok yazmaya çalışacağım. İlk bölüm için yorumlarıızı merakla bekliyorum. Umarım hoşunuza gitmiştir... Bu arada çoğu kişi gerçek bile olsa olayların tamamen kurgu olduğunu vurgulamak istiyorum. Olayların kişiler ile alakası yoktur. Yakında yeni bölümü de yayınlarım. Okuduğunuz için teşekkürleer :DD