Gece birden çakan şimşeğin sesiyle uyandım.Yatakta doğrulup bir süre ayılmayı bekledim çakan şimşeğin etkisiyle odam bembeyaz olmuştu sanki lambaları açmışım gibi.Yatağımın hemen yanındaki komodinin üzerinde bulunan gece lambamı yaktım ve yataktan kalkıp balkonuma doğru adımladım.
Balkon kapısını açıp dışarı çıktığımda kendime bir ceket almadığım için lanet okudum. Dışarısı buz gibiydi ve dolu yağıyordu ki haziran başında bu yağmur da nereden çıkmıştı anlamamıştım.Geniş bahçemize ve dışarıya bir göz attım,her şey aynı görünüyordu çocukluğumda salıncak kurup sallandığım kocaman çınar ağacı,diğer ağaçlar ve kulübesinde uyuyan bir patisi dışarıda kalmış Paytak.Biraz daha durursam okul bitiminde ve tatilimde hasta olacağıma kanaat getirip içeri girdim.Maalesef çok hassastım.
Odama girip geri uyumaya çalıştım yaklaşık bir saat boyunca.Uyuyamayınca kalkıp biraz çalışma masamın üzerinde duran Edebiyat test kitabımı çözmeye çalıştım.Divan Edebiyatı gerçekten çok karışıktı ve düşünmekten onuncu soruda uykum gelmişti.Masada uyuyakalıp boynumun ve belimin ağrımasını istemediğim için kalkıp yatağıma geçtim ve gece lambasını kapatıp uyumayı bekledim.
Sabah alarmımın çalmaya başlamasıyla benim ertelemeye almam aynı anda olmuştu resmen.Yaklaşık beş dakika sonra kapım tıklatıldı ben ses çıkarmayınca açılma sesini duydum.Kimin geldiğini merak ettimden dolayı dönüp baktım benim minnoş Leyla Sultan'ım gelmişti.Kendisi bizim evimizin yardımcısıydı ve bi aile üyemiz sayılırdı artık.
"Hadi Nehir'cim hadi kuzum kalk artık okula gitmen lazım"
diyip başımı okşayıp üstümdeki pikeyi kaldırıyordu.
"Ama sen böyle güzel başımı okşadıkça kalkamam ki ben sultanım"diye mırıldanınca gülümseyip
"hadi uykucu kalk artık"deyip pikeyi üstümden attı anında.
"tamaam uyandım artık" derken doğruldum.O sırada Leyla Sultan'da çıkmıştı odamdan. Yüzümü yıkayıp üzerime artık giyinmekten bıktığım siyah renkli tişörtümü ve pantolonumu giydim.Kilolarımı daha iyi sakladığı için siyah giyiyordum.Saçımı da güzelce toplayıp at kuyruğu yaptım ve okul çantamı da alıp aşağı inmek için odamdan çıktığım sırada yan odadan çıkan ablamı gördüm.Ablam benim aksime peri kızı gibiydi beyaz teni renkli gözleri ve tatlılığıyla bazen beni bile cezbediyordu. O da beni gördüğünde gülümseyip
"Günaydın fıstık" diyip göz kırptı ben de karşılık olarak "Günaydın ablacım"dediğim sırada aşağıdan annemin sesini duydum
"Derin ve Nehir aşağı inmek için iki dakikanız var" diye seslendiğinde ben ağzımı açamadan ablam "Geliyoruz"diye seslendi ve beni önden merdivenlere yöneltti.
Aşağı indiğimizde kahvaltı masası çok güzel görünüyordu fakat ben yiyemezdim ya da en azından küçücük bi şey yiyebilirdim sanırım.
Gittiğim okul bizim olmasına rağmen kimse bilmiyordu bunu çünkü bu halimle anne ve babamı utandırmak istemiyordum.Görünüşümü değiştirmek istiyordum ama korkuyordum nasıl aileme açıklayabileceğimden, olacaklardan korkuyordum. Okulda dışlanıyordum mesela tabi ki fiziksel şiddet görmüyordum dış görünüşümden dolayı ama psikolojik şiddet görüyordum.Arkadaşım olmamıştı hiç mesela,beni doğum günü partisine çağıran ya da çocukken oyun oynamaya gittiğim hiç arkadaşım olmamıştı.Veya okulda sabah sınıfıma girdiğimde 'Günaydın' dediğimde karşılık veren kimse olmamıştı.Arada sırada kendi aralarında konuşuyor gibi yapıp alttan alttan bana laf sokmaları vardı birde.Dışlanmak yalnız kalmak hiç sorun olmamıştı şu zamana kadar.Tenefüslerde oturur kitap okurdum,test çözerdim,müzik dinlerdim.Ama artık yalnızlıktan çok sıkıldım.Ben de artık ablamdan ve kuzenimden başka arkadaşlarım olsun istiyorum.Ben de artık akşamları arkadaşlarımla çıkmak için aileme yalvarmak istiyorum.Ben de artık en yakın arkadaşımla kızlar gecesi yapıp dedikodu yapmak birbirimize makyaj yapmak istiyorum. Bence bu istediklerim o kadar da zor olmamalı.Bence bunlar benim de hakkım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM
ChickLitYolda giderken bugün de dahil olarak bana hep neler yaptıklarını düşünerek gittim.Ve artık kararımı vermiştim ne olursa olsun değişmek istiyordum,bambaşka biri olmak,Doruk'un bugün bana ironi olarak kullandığı o cümleyi gerçekten kullanmasını istiyo...