Yeni Bir Okul Yeni Bir Aşk

3-Sürtük

MULTİ: METE
Keyifli okumalar....

Yine o nereye gidersem karşıma çıkmak zorunda mı ya! Öf bunları düşünürken Azra'nın konuşmasıyla ona dikkatimi verdim "Aa Ali gil geldi" "Evet gördüm" dedim.

Ona bakarken gözlerimiz kesişti, hemen kafamı Azra'ya çevirdim. "Azra hadi gidelim" "ama daha yeni geldik" aslında Azra haklıydı siparişlerimiz yeni gelmişti "ya hadi telafi edicem lütfen kalkalım" neden bilmiyorum ama Ali olduğu yerde olmak istemiyordum "Tamam ama bur şartla"dedi. "Tamam neymiş şartın?" "Bidahikine benim istediğim yere gidicez"dedi olur yani neden olmasın "bana uyar ama hadi şimdi kalkalım" dedim beni başıyla onaylıyıp kalktık.

Eve geldiğimde yorgun olduğumu hissettim ve direk kendimi yatağıma attım ve kendimi uykunun huzuruna bıraktı.

1 HAFTA SONRA

Okulun bahçesinde oturmuş sohbet ediyorduk Azra ve Metey'le çok iyi anlaşmıştık ve artık anlamıştım onlar benim gerçek dostumdu. Para için değil beni ben olduğum için seviyorlardı ve benim hayatımdaki en özel insanlardan biri oldular şu 1 haftada.

Düşüncelerime dalmışken Metey'le Azra'nın sesi beni kendime getirdi "kanka sen iyimisin" ikisi bir anda söylemişlerdi bunu, ikiside birbirlerine bakıp güldü bende güldüm. "Evet evet iyiyim. Dalmışım ne diyorduk en son" dedim. Azra bana bakıp "diyoruz ki  bu akşam bana verdiğin sözü tutsanda bir yerlere gitsek"dedi. Aslında olabilirdi zaten annem gillerde yurt dışında, bir de onlara sözüm vardı.

"Tamam olur. Annemle babam da evde olmadıkları için sıkılıyordum birlikte gezeriz" beni onayladılar "o zaman çıkışta herkes evlerine gidip üzerlerini değiştirip buluşacagımız yere gilsin" dedi Azra. "Tamam da nereye gidicez" dedim Azra düşünürken Mete de bilegimdeki bilekliği çıkartıp kendi bileğine taktı. "Ya ben diyorum ki bi değişiklik yapıp bara falan mı gitsek" Azra'nın fikri hoşuma gitmişti ama Mete hiç öyle görünmüyordu. "Ya hayır olmaz size birileri falan laf atar benim sinirlerim tepeme çıkar sonra kavga mavga gecemiz mafolur" Mete'nin böyle demesi beni güldürmüştü çünkü şu 1 haftada hem çok kıskanç hemde arkadaşlarını çok önemseyen biri olduğunu anlamıştım.

Ama ben yinede gitmek istemişti he  bir değişiklik olur dimi yani "ya Mete bir şey olmaz gidelim hem daha bize laf atıcak erkek anasının karnından doğmadı"diyip Mete'nin koluna girdim Azra'da beni onaylayıp "aynen ben kankisime katılıyorum lütfen Mete lütfen" uzun bir süreçten sonra Meteyi ikna ettik ve sınıfa girdik Mete bizi sınıfta olmadığından dolayı yolarımızı ayırdık ama neyseki karşı sınıftaydı.

Sıraya doğru ilerlerken birden Metede bilekligimin kaldığı hatırlayıp ani bir dönüş yaptım. Dönmemle birine çarpmam bir oldu geri geri düşerken biri beni belimden tuttu. Beni tutanın kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığımda Ali'yi görmem bir oldu. Ne yani Ali'ye mi çarpmıştım ve o mu beni tutmuştu. Bir süre gözlerine baktım oda benimkilere sonra birden beni düzleştirip belimi bıraktı. Ve yerine geçti bende bir süre orada kaldıktan sonra gidip Metede bilkliğimi aldım.

Sınıfa gelip sırama oturdum Azra bana bakıp "kızım ne oldu az önce ya" evet ya ne oldu be! Nasıl yani çarpa çarpa ona mı çarptım? Ya ben neden bu kadar talihsizim. "Bilmem oldu bir şeyler" diyip kestirip attım. "Ya neyse ne çocuğa teşekkür etcen mi?"dedi haklıydı ama teşekkür mü etsem ona çarptığım için özür mü dilesem bilemiyordum.

Tenefüsü beklemeden hocayı da takmadan ona bir not yazdım.

"Özür dilerim dikatsizliğim yüzünden sana çarptım. Teşekkür ederim beni tutuğun için"

Yazdım. Ve hocanın arkasına dönmesiyle bende arkama dönüp notu sırasına koydum ve koymamla kendime lanet ettim. Ya hangi devirde yaşıyoruz not nedir ya!

Tam ümüdimi kesmiş onun bir şey yazmıcağını anlamışken arkadan sırama bir el bir kağıt koydu. Ne yani bana cevap mı yazmıştı hemen kağıdı açıp okumaya başladım.

Önemli değil. Ama ben sana yürürken önüne bakman konusunda ciddiydim.

Bir şey yazmayıp zilin çalmasını bekledim. Zilin çalmasıyla ayağa kalktı ve sınıftan çıktı. Bende onu takip edip bir anda önüne geçtim. "Ya ben senden özür diliyorum sen de bana önüne bak diyorsun insan biraz kibar olur be!"Dedim sinirlenmiştim. Kaşlarımı çatıp gözümü gözüne kilitledim. Bana bir şey söylemeden öylece gözlerime bakıyordu. "Ya bir şey söylesene!" Dedim o sustukça daha çok sinirleniyordum. "Ne söylememi bekliyorsun, hem merak etme her önümden geçen sürtügü tutmam ama sana nedense acıdım." Ne diyor ya bu bana sürtükmü dedi o. Onun böyle demesiyle çatık kaşlarım indi gözlerimse dolmaya başladı.

"Nediyorsun sen ya sen kim oluyorsunda bana sürtük diyorsun" bu lafları söylerken gözümden bir damla yaş akmıştı "ha şimdide ağla tam olsun" diyip gidicekken kolundan tutum "sakın. Sakın bir daha bana sürtük deme yoksa çok kötü olur" diyip kolunu bıraktım ve lavaboya doğru gittim lavaboya girip ağlamaya başladım.

O kim oluyor da bana sürtük deme yetkisini buluyor. Birden lavabonun kapısı açılmasıyla O tarafa baktım gelen Azraydı. Ona sarılıp ağlamaya devam ettim "Ada noldu o salak sana nededi?" Aslında bir şey konuşmak istemiyordum ama yinede Azra'ya söylicektim. "Azra o b-bana s-sürtük d-dedi" hıçkırıklarımdan dolayı zor konuşmuştum. Azra'nın elini sıktığını görebiliyordum, "kızım öldürürüm ben onu o kimin kankasına sürtük der lan!"

Biraz daha sarıldık ve ağlamam durana kadar orada kaldım. "Ben son derse girmicem eve gidicem ve sakın benimle gelme fikrine falan katılma" tam ağzını açıçakken "sakın!" dedim.

Sınıfa gidip çantamı topladım ve Azra'ya sarıldım "Azra merak etme beni sizde okul çıkışı eve gidin ondan sonra buluşuruz" aslında gitmek istemiyordum ama  evde kalıp da sıkıntıdan ölmek istemiyordum. "Tamam canım"dedi ve ben okuldan çıktım.

Yürümek istiyordu canım o yüzden yürüdüm. Ama yeni fark ediyorum bizim eve giderken yollarda kimse olmuyor ve serseriler var. Lan burası villa semti nasıl olurda serseriler olur be!

Yürürken arkamdan gelen sesle irkildim "Hey güzellik"

Eğer yazım hatalarım varsa özür dilerim...
Olabildiğince uzun tutmaya çalışıyorum bölümleri ve emin olun bu bölümden sonra ki bölümler daha uzun olucak.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum...