Rüzgar olabildiğince güçlü esmeye calisiyor gibiydi. Kayalıklara vuran sert dalgalar iskeleye bağlanmış sandalları oradan oraya savuruyordu. Fırtına yakındı.
Arkasına baktı ve tam o anda büyük bir şiddetle devrilen asırlık ağacın arabayı nasıl ezdiğine şahit oldu. Ambulans sesleri sanki kulağı sağır edercesine çalıyor biri susmadan öteki başlıyordu.Rüzgar diye düşündü hafif hafif esen rüzgardı bu fırtınanın sebebi. Siren sesleri arasında davetkar bir şekilde çalan şarkıyı duyabilmek için odaklandı. Etrafına bakındı oturduğu banka kadar gelen bu şarkı uzakta tüm bu iç karartıcı fırtınaya rağmen ışıl ışıl parlayan kafeden geliyordu. Normalde şehrin tüm elektriğinin kesik olması gerekirdi. Uzaktan ilahi bir güç kafeyi koruyor gibi görünüyordu. Kafenin tam karşı kaldırımında insanlar zarar görüyor asırlardır buraya hakim olan ağaçlar bir bir devrilirken ahşap yığını müziğin sesini sonuna kadar açarak huzur içinde öylece duruyordu.
Bir kahkaha patlattı ne yani şimdide bir kafeye mi kızıyordu? Tekrar müziğe odaklandı sözleri dinledi.
"Ben nice depremler gördüm
Kolay kolay yıkılmam
Her defasında kaybetsem
Yine de üzülmem.."Bu sözler üzerine kahkahası daha da kuvvetlendi. Kafeye olan öfkesi yetmiyor gibi bir de şarkı biraz önceki düşünceleriyle dalga geçer nitelikteydi. Çevresindekilerin onu izlediğini biliyordu ama umrunda olmadı gülmesi gerekiyordu aylardır belki de ilk defa. Banka uzandı. Yağmurun yüzünü ıslatmasına izin verdi. Gözlerini kapatıp şarkıyı dinlerken çevresin de kopmakta olan küçük kıyametten soyutlaşmıştı. Uzun zamandır ilk defa bu kadar rahatlığını hissetti. Rahatlamak,huzur gibi kelimeleri sözlüğünden çıkaralı uzun zaman olmuştu ama şimdi kısa bir süreliğine de olsa bu fırtına bu bank ve şarkı onu huzura kavuşturmuştu.
Kafeye gitme kararı alıp harakete geçtiğinde her şey bir anlığına varlığını yitirdi zemin sanki dekormuşcasına ayaklarının altından kaydı gözleri kapanırken gördüğünü sandığı son şey kafenin ışıkları oldu.