Bölüm 1: ÇIĞLIK

346 16 16
                                    

 ''Demen gereken sadece bu; Merhaba Bayan Anderson, bugün nasılsınız? Hadi ama Anabel yapabilirsin.'' Derin bir nefes aldım ve denedim; ''Merhaba Bayan Anderson, bugün nasılsınız?'' Olivia, bana kocaman sırıtarak baktı:

''İşte benim kızım.''  Peki, sanırım her şeye baştan başlamalıyım. Forks Lisesine atanma belgem onaylanmıştı. Sadece burada ev tutmak için gerekli parayı sağlamaya çalışıyordum. Ki annem ve babam bana o parayı sağlamıyordu. Çünkü bir nevi onlar için gereksiz bir çöptüm ve emeği hak etmiyordum. Üstünde durmak istediğim bir konu değildi.

 ''Bu lanet iş başvurusu ne zaman?''  Olivia sırıtmasını sürdürürken masanın üstünde ki telefonunu alıp tahmin ettiğim üzere notlarına girdi ve parmağıyla dudağında ritim tutmaya başladı. Onda bu alışkanlıktı. Ne kadar vazgeçirmeye çalışsam da olmuyordu.  

 ''Şey,'' dedi bana şirince gülümseyerek ''2 saat sonra.'' 

 Çığlığı koymamak için dudağımı sertçe ısırdım.

Ve iğrenç metal tadını aldım. 

1 saat boyunca üstüme çeki düzen verdim. Saçlar, makyaj, kıyafet. Delirmek üzereydim ki sonunda her şey tamamlandı. Olivia yaptığı şaheseri izlerken ben heyecandan yerimde duramıyordum ve kusasım geliyordu. Sanırım vücudum heyecana böyle tepki veriyordu. Lanet kusmuklar. 

 Kusmuk kelimesinin beynimde belirmesiyle yüzümü buruşturmam aynı anda oldu. 

 ''Mükemmel oldun Anabel, orada saçmalamassan bu iş senin.''

''Saçmalamamak pek benim işim değil.''

''Sus bakayım, hadi doğru şirkete.'' Daha sonra şirkete gittim.

Ve oldukça saçmaladım.

 İş görüşmesi bittiğinde kendimi şirketin dışına atıp bir kafeye doğru yürümeye başladım. Kendimi anlatırken yanlışlıkla kusmuk kelimesini kullanmıştım 

Evet, üzgünüm ki bunu yapmıştım. 

 Ah, lanet kafam o ara neredeydi ki. Neyse ki toplamıştım ve iş görüşmesini az çok iyi geçmişti.

Anlayacağınız işe başlamadan kovulmuştum. 

Kafe'nin dışarıda ki bir masasına kendimi atıp telefonumu çantamdan çıkarttım. Kaçık -Olivia- 'dan 1  cevapsız çağrı vardı. Ona geri ararken masaya menü geldi. Menüyü incelemeye başlamıştım ki telefon açıldı.

''Olivia.'' diye seslendim. Karşı taraftan cevap gelmeyince ne alacağıma karar verdiğim menüyü kapatıp önümden ittim.

''Olivia?'' Lanet olsun ki nefes sesi bile gelmiyordu. Telaşlanıp ayağa kalktım.

''Olivia bu yaptığın hiç hoş değil, eve geliyorum.'' Ve yine ses yok. Kafeden hızlıca çıkıp bir taksiye atladım. Evin yerini söylerken telefon hala açıktı. 

''Olivia, oraya geldiğimde seni öldüreceğim.'' 10 dakika sonra hala telefon açıktı ama ne o ne ben konuşuyorduk. Sonunda telefondan bir ses geldi.

Olivia'nın çığlıkları.

Telefona doğru ''Olivia!'' diye bağırırken taksiciyle aynadan göz göze geldik.

Ve araba durdu.

Ama yanlış bir şey vardı, Olivia'nın evinin önünde değildik. 

''Sürsene şu lanet arabayı. Hadi!'' şoförün bağırışımdan etkilenmediğini görebiliyordum. Bana bakmadan arabadan indi. Kafamı cama sürtmek istiyordum, kime çatmıştım böyle?

Benim tarafımda ki kapının açılmasıyla kendimi dışarıda bulmam bir oldu. Kolumu birisi sıkıca kavradı ve beni burada ki tek ev gibi gözüken yere sürüklemeye başladı. Tırnaklarımı eline geçirip bağırdım;

''Çek ellerini üzerimden kusmuk beyinli herif.'' Ve tabii ki de hiçbir işe yaramadı. Kendimi evin içinde buldum. 

 Olivia'nın elleri ve ayakları bir sandalyeye bağlanmıştı. Ağzına da bir bant yapıştırılmıştı. O bantın neden yapıştırıldığını biliyordum. Sinirlenince birilerini ısırmaya çalışıyordu. Tişörtünün etek kısmı yırtılmıştı ve ayakkabısının teki yoktu.

 Ağlamamak için kendimle savaşıyordum.

''Bırakın onu.'' dedim sakince, ''bir kızla ne alıp veremediğiniz var ki?'' Olivia'nın başında bekleyen adamlardan ses çıkmayınca gözlerimi devirip Olivia'ya doğru ilerledim. Ama kolumu kavrayan bir elle geri çekilmem bir oldu. 

 ''Hoşgeldin.'' arkamdan gelen bir sesle irkildim. Arkama dönerken yerimde titrememek için kendimi zor tutuyordum. 

Ve arkama döndüm.

Önümde bütün ihtişamıyla bir genç adam duruyordu. Bana sert bir bakış yollayıp arkama doğru baktı.

''Olivia'ya istediğinizi yapın. Benim işim bu genç hanımefendiyle.'' Ve daha sonra her yer kapkaranlık oldu.

Bilmiyorum, ilk bölüm kötü olmuş olabilir ama geçiş bölümü olduğu için anlatacak pek fazla bir şey yoktu. Sizi seviyorum :*

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yeni Ay SenfonisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin