𝕟𝕚𝕟𝕖

181 16 2
                                    


Bölüm Şarkısı:
My Demons - Starset

   Min Yoongi alt dudağından süzülen kanı umursamaz bir halde sol elinin tersine sildi ve bulanıklaşan görüş açısına girer girmez göğsüne sıkı bir tekme savurduğu yerdeki Hoseok'un üzerine oturup sağ eliyle içinde akan pisliği dağıtmak istercesine vurmaya devam etti. Jung Hoseok gözlerini çoktan kapamış, elleri Min Yoongi'nin bileklerinde olmasına rağmen gözünden düşen birkaç damla yaş eşliğinde artık karşılık vermek bir yana dursun, kendini bile savunamıyordu.

Sonunda aniden bileğini saran bir güçle ara bulup alabildiği nefesini Yoongi'nin dudaklarına üfler üflemez geriye attığı kafasını hızla onun kafasına geçirdi. Min Yoongi burnunun verdiği acıyla sızlanmaya başladığında Hoseok Yoongi'nin burnunu kapattığı eline sağ ayağını geçirip yerden destek alarak ayağa kalktı.

"Tanrım, kırıldı!"

Bağırması Hoseok'u etkilemesine etkilemiyordu fakat Yoongi'nin burnundan dökülmeye başlayan oluk oluk kanlar dudaklarını ve çenesini sararken kendisinin de fenalaştığını hissetti. Fakat Yoongi henüz derşn hissetmediği acısı dayanılmaz bir hale gelmeden önce Jung Hoseok'un kucağına oturup suratına yumruklarını sert sert geçirmeye başladı.

Bu sırada Kim Taehyung sokağın başında duymaya başladığı acıyla inleyen ve bağıran sesler yüzünden hızlanan adımlarını Min Yoongi'nin omzunda durdurdu. Sağlam bir tekme zaten sızlamanın etkisiyle dayanıksızlaşmış olan Min Yoongi'yi çoktan yere sermişti. Kim Taehyung önce Hoseok'a, daha sonra da vurduğu tekmenin etkisiyle kendini yere atıp yorgun bedeninde göğsü inip kalkan Min Yoongi'ye baktı ve önce bayılmış olan Hoseok'a dönüp ambulansı aramaya karar verdi. Bu sırada kendi endişeli nidaları arasında bir ses daha duyuldu.

"Taehyung, iyi misin? Bana bak!"

Değildi. Bayılmasına ramak kalmıştı ve hâlâ ellerine bulaşan kanı temizleyemeden kayan parmaklarıyla telefonda ambulansın numarasını tuşlamaya çalışıyordu. Duyduğu sesin kime ait olduğunu bile kavrayacak güçte değildi ve bu kadar kan onun ayakta durabilmesi için çok fazlaydı.

Sonunda sesi giderek bir fısıltıya dönüşürken iki el onu omuzlarından tuttu ve yere çöküp üzerine doğru bayılmasını sağladı. Kim Taehyung bilinci tamamen kapanmadan önce irileşmiş gözleriyle ona bakan bedeni ve uyandırmaya çalışmak yerine bayılmasına pekâlâ izin verdiğini görmüştü, sonrası sisli bulutların üzerine çekilen ayaz bir gecedeki siyah perdeden farksızdı.

-

Gözlerini açtığında bir sedye üzerinde hastaneye taşınıyordu Kim Taehyung. Bayıldığı için uyanması pek uzun sürmemişti fakat yanlarında taşınan iki sedye ondan çok daha farklı, kanlar içinde kalmış suratlarıyla göz kapakları sımsıkı yumuluydu. Çocukluğundan beri hastane ona hep çok güvenli bir yer olarak gelmişti, sanki o insanların elindeyseniz yapamayacakları şey yokmuş gibi hissederdi; bunun verdiği rahatlıktan mıdır bilinmez, bayılmasa bile yorgunluğunu gözlerini kapatıp uyumakla yok etmeyi seçti. Pek bilinci kapanamamışken yumuşak bir hastane yatağının üzerine yatırıldığını hissetti fakat etrafındaki yoğun tıbbi atık, ilaç, eldiven ve biraz da kan kokusu başına şiddetli bir ağrı saplanmasına ve gözlerini daha fazla kapalı tutamamasına neden oldu. Yorgunlukla aralanan çekik gözlerinin görüş açısına giren ilk kişi, Jeon Jungkook olmuştu. Ona doğru koltuğunu çevirmiş ve yatağının hemen yanındaki serumu, hemşireye haber vermek adına sürekli kontrol eden geniş omuzlu bir beden, Jeon Jungkook.

Birazdan bu geniş omuzlu bedenin gözleri de Kim Taehyung'unkileri buldu ve şaşkın bakışlar altında ne tepki veremeyeceğini bilemez halde bir süre serum ipini bırakmayı bile unutarak öylece bekledi. İlk başlayanın karar verilemediği bir yarışta gibi, aynı anda dudakları aralandı ve söyleyeceklerini karşılarındaki dudakların aralanmasıyla yuttular.

𝙨𝙚𝙚 𝙜𝙤𝙙 / taekook&yoonjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin