İthaf: darkness0094
"Bunu yapamam! Anlamıyor musunuz, bunu Jimin'e yapamam!"
Alayla kıkırdadı karşısındaki adam.
"Güzel, o zaman küçük sevgiline veda et Jeon Jungkook."
"Ne demek v-veda et?"
"Eğer dediklerimi yapmazsan, o küçük sürtüğü öldürtürüm. Bu kadar basit ondan kurtulmak."
"Ne olur yapmayın, ne istiyorsunuz benden, bizden?"
"Kızım Ya-Eun, seni seviyor ve bu yüzden de onunla beraber olmak zorundasın."
Öldürmek istiyordu karşısındaki adamı Jungkook, daha yeni kavuştuğu Jimin'e nasıl yapacaktı bunu?
"Ona her şeyi anlatıp ayrılsam? Ne olur buna izin verin!"
"Saçmalamayı kes! Dediğimi yapıp ondan ayrılacaksın! Senin her kelimenden haberim olacak Jeon, bunu sakın unutma. Küçük sürtüğün ölümü bir kurşunuma bakar!"
Ağlamak istiyordu Jungkook, bağıra bağıra ağlamak.
Olayın yaşandığı gün, (Ayrılma)
Jimin'e ona gideceğime dair mesajı attıktan sonra yanımdaki adama baktım.
"Lütfen vazgeçin, lütfen bana bunu yaptırmayın ne olursunuz."
Adam belindeki silahı gösterdiğinde derin bir nefes verip önüme döndüm. Jimin'in kapısının önüne geldiğimizde arabadan indim ve kapıyı çaldım.
Beni bırakan araba ileride bir ağacın kenarında durduğunda kapı da açılmıştı.
"Hoş geldin!"
İçeri girdim ve hızla kollarımı beline sarıp kokusunu içime çektim.
"Hoş buldum."
Yavaşça elimi kavradı Jimin.
"İçeri geçelim. Kapıda kaldık sanki."
Beni salona doğru çekerken ellerimizi ayırdım be arkasından sarıldım yürürken, o da bana sarılmaya çalışıyordu. Onun minik bedenini kollarımın arasında tutmak yaşadığım en güzel hislerdendi kuşkusuz.
Dudaklarımı, boynuna bastırıp koklayarak öptüm onu. Adımları durduğunda sordum,
"Bir şey mi oldu?"
"H-Hayır."
Salona geldiğimizde Jimin, ikili koltuğa oturdu ve bende onun hemen yanına oturdum.
"Jungkook, bir şeyler yemek ister misin? Yani aç mısın? Veya susadın mı, içecek de getirebilirim."
Gözlerinin içine baktım, parıldıyordu göz bebekleri, ona bunu yapmaya hakkım yoktu ki isteğimde yoktu zaten. Diyeceğim ve yapacağım her şey için nefret ediyordum kendimden.
"Aslına bakılırsa yemek istediğim bir şey var."
"Ne o?"
Hafifçe gülümsedim, gülümsemeseydim ağlayacaktım çünkü. Bakışlarımı dudaklarına kaydırdım.
"Sensin."
Onu tek hamleyle altıma aldım ve gözlerine baktım.
"J-Jungkook!
Dudaklarımı boynuyla buluşturdum ve hafifçe öptüm birkaç kez.
"Jungkook, h-hazır değilim ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Never Knew Me.|Kookmin|✔️
FanfictionBeni asla tanımadın Jeon, beni asla tanımadın. -Kısa Hikaye-/Texting/Angst. #1 Angst |28/03/19|