Daha fazla bekleyemedim ilk bölümü yayınladım. Okuyup oy vermesenizde okunmuş olması bile çok hoşuma gidiyor açıkcası :D Hepinize bol bol öpücükler işte ilk bölümm :D 3 world sayfası tuttu büyük ihtimal bu bölüm kısa gelicek ama ilk bölüm mazur görün lütfeen :) Sevgilerden iki demet :D :D Bu arada kapak fotoğrafındaki Özgür ilk bölümdeki multimedia ise Maviydi. Mini hatırlatma :D
(Multimediadaki Çağan :D :D )
Azıcık yorum dileniyorum sizdeen :*
Girişte dikildiğimizi ilk fark eden Çağan oldu. Elimden çekiştirince düşüncelerimden uzaklaşıp bölümümüzü aramaya başladık. İlk pes eden kim mi oldu ? Tabii ki ben. Bu kadar büyük olması başımı döndürmüştü.
Çağan okulu aramaya devam ederken bir banka çöküp beklemeye başladım. Çağan gelmeyince kalkıp birine sormaya karar verdim. Önümden geçen çocuğun önüne geçip ‘’Pardon bir şey sorabilir miyim ? ‘’ Çocuk kafasını kaldırıp 1-2 saniye süzdü sonra alayla güldü ve bir şey demeden yanımdan geçip yürümeye başladı.
‘’Birine mi benzettiniz ‘’ diye adeta çemkirdim adını bile bilmediğim bu çocuğa karşı. Konuşmaya tenezzül etmeyip önüne döndü ve yürümeye başladı. Sinirden deliye döndüm. Ben normalde böyle bir kişilik olmamama rağmen arkasından bağırdım.
‘’Kendinizi ne sanıyorsunuz acaba siz Bay Ego Kütlesi ?!! ‘’ Durdu arkasını dahi dönmeden cevap verdi. ‘’Özgür. Özgür Öztuna. ‘’ Sonrasında bir şey diyemeden çekip gitti. Bende banka geri döndüm.
Adını daha önce hiç duymamıştım. Ayrıca okulun popüler çocuklarından da değildi. Okula yeni başlamış olsak da bizden bir sınıf üstte en yakın arkadaşım okuyordu. Ben lise 1 de kaldığımda o devam ettiği için benden 1 sınıf yüksekte okuyordu. Kainat’la ilkokul birden beri sınıf arkadaşıydık hatta sıra arkadaşıydık. Ama üniversiteye başladığında ayrılmak zorunda kalmıştık. Aynı okul çıktığında bu yüzden sevincim 2 kat çoktu. Kainat buraya taşınsa da telefondan konuşmalarımız hiç kesilmedi. O bana okulda olanları , okuldaki çocukları falan anlatırdı. Ama hiç Özgür’den bahsetmedi. Bunu Kainat’la konuşmak farz oldu.
Ben bu düşüncelerle boğuşurken önümde 1 çift ayakkabı belirdi. Kafamı yukarı kaldırdığım da sinirli bir adet Çağan Tekand’la karşılaştım.
‘’Mavi bir saattir sana bağırıyorum. Niye bakmıyorsun. Hem düşünceli gibisin. ‘’ Yanıma çöktü. Yüzümü ellerinin arasına aldı. ‘’Bir şey mi oldu Çitlembik. ‘’ Çitlembik… Çağan’ın bana çoğu zaman hitap ettiği bir çerez çeşidi. Benim çok hoşuma gittiği için ilk söylediğinden beri bunu devam ettiriyordu. Kocaman gülümsedim.
‘’Yok hayatım, hiçbir sorun yok. Sadece hayallerimi düşünüyordum. Sadece düşüncelerim de yer alan yerdeyim. Sadece hayallerimde yer alan şehirdeyim. Hala inanamıyorum ‘’ Ne ? Tabii ki o çocuktan bahsetmeyeceğim. Yoksa Çağan ilk günden okuldan kovulur. Çağan’ın bana sevgisi , aşkı , dipsiz bir kuyu gibidir. Sonu yoktur. Üzülmeme sebep olan herkesi ve her şeyi buna pişman eder ki bugüne kadar etti de.
‘’Hayaline kavuştun prenses. Hadi gidelim müdürlükten ders programlarını alalım. ‘’ Güldüm. ‘’Buldun mu ? ‘’, ‘’ Ne sandın güzelim ‘’ Eğilip dudaklarıma masum bir öpücük kondurdu. Hayır tabii ki de üniversitenin ilk günü okulda sevişmeyeceğiz … 2 yıldır evli olduğumuz halde daha bunu başaramadıkta neyse. Ayağa kalktık , elimi tuttu ve müdürlüğe doğru yürümeye başladık.