İnsanlar... Herkesin hayatı birbirinden farklıdır.Birisi popülerdir,birisi güzel veya yakışıklıdır,birisi ise şirin ve minnak bir patatestir. Şaka bir yana ben popüler değilim ama yakışıklı sayılırım. Derslerim iyi ve bu yüzden ben bir ineğim (!) Bazıları kendini aşka verir,yani yaşama sebeplerimiz farklıdır! Ben kendimi sıkıntıdan ve akıl dağıtma isteğimden derslere verdim ve hala beni anlayacak birisini arıyorum! İşte hayatıma "Merhaba!" deyin!
...
"Evet gençler Edebiyat yarın sınavınız var unutmayın! Çıkabilirsiniz."
Herkes çantasına sırasındaki eşyaları gelişigüzel koyduktan sonra koridorlarda herkesin alışkın olduğu insan seli oluşmaya başladı. Ben ise onun yavaş yavaş,özenlice çantasını toplamasına bakıyordum. Defterim yere düşüp "PAT!" Diye bir ses çıkarana kadar. Bana bakıp gülümsedi ve tekrar çantasını düzenlemeye koyuldu. Ben de O'nu tekrarlayıp çantamı toparladım ve sınıftan çıktım.
Adım seslerim boş koridorda yankılanıyordu...
Bahçeye çıkıp servisler üzerinde gözlerimi gezdirdim ve kendi servisime doğru yol aldım.
Serviste top oynuyorlardı,kapıdan fırlayan topu alıp arkama bile bakmadan attım ve gülümsedim. Sessizliği seviyordum. Çığlıklar,delice bağırışmalar bana göre değildi.Ben Emir Akkoç. Sessiz,sakin birisiyim işte. Çoğu insana hatta herkese göre sıkıcıyım. Servistekiler bana kızarken şöför teşekkür etti.
Yerime oturdukdan sonra elime bir kitap alıp okumaya başladım;
Aynı Yıldızın Altında.
"İyi kitap seçmişim" diye düşünüp sayfalar arasında kaybolmaya hazırdım.
Kolumu birinin sertçe sarsmasıyla kendime geldim;
"İnek çocuk evine geldim kalkta git!"
"Saygısız,salak!" Deyiverip hızla koltuktan kalkıp indim. Beni sarsan kişi Mehmet ise garip birşekilde bakıyordu çünkü normalde salak gibi kelimeler kullanmazdım. Ama birazcık değişmekten zarar gelmezdi bence.
Evimin anahtarını çantamda ararken elime metalin soğukluğu çarpınca gülümsedim ve kapıyı açıp eve girdim ayrıca herzaman yaptığım şeyide unutmadım tabii ki;
"Kimse var mı? Merhaba?" Ses gelmeyince rahayarak çantamı bir kenara fırlattım ve odama girip üzerimi değiştirdim. Televizyonu açıp dizilere dalmak üzereyken aklıma edebiyat sınavının olduğu aklıma geldi ve ne kadar bıkmış olsam da ders odama girip Edebiyat testimi çıkardım.
Yorgunluktan bitkin duruma düştüğümde gidip kendime bir kahve daha hazırladım ve son konu anlatımını da okuyup işimi bitirdim.
Saat: 00:12
Artık yatmam gerektiğine karar verdim yorgunluktan resmen ölüyordum.Hep öğretmenlerin ve MEB'in suçu! Türkiye'de zaten eğitim sistemi zekayı değil hafızaya meyilliymiş. Düşünmeyi bırakıp kahvemin son yudumunu aldım ve kendimi odama atıp yatağa yattım. Gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım...
Not= Giriş bölümü olduğu için çok kısa yazdım ancak bölümler gayet uzun olacak! +1 Vote ve +10 okunmadan sonra yeni bölümü paylaşacağım! XOXO

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çalışkan Aşkım
RomanceBirbirlerine çok benzeyen iki kişinin aşkı. Sonsuzluğa ilerleyen yolları. Esra Ve Emir. Bu Da Benim Aşkım serisinin 1. Kitabıdır. •Tüm Hakları Saklıdır•