İkisi de birbirine isimleri dâhil hiç bir şeyi sormamıştı ve sormayı da düşünüyor gibi değillerdi ama sanki uzun yıllardır tanıyormuş gibi hareket ediyorlardı. Gerçi böylesi iki taraf içinde daha kolaydı. Yabancılıklarına örttükleri bu perde aynı zamanda aralarındaki tensel çekimi de bir nebzeye kadar normalleştiriyordu. Daha dün mutfakta birçok klişe sahne yaşamışlardı. Bu anların her birinde Lisa elektrik çarpmışa dönmüştü. Zaten adamı her gördüğünde içi bir tuhaf oluyordu. Adam da ondan farklı değildi aralarındaki bu şey elle tutulur bir hale gelmişti fakat ikisi de bunu dillendirmeyerek göz ardı etmeye çalışıyordu.
Adam kıza kendi yanındaki odayı vermişti. Lisa ondan birde bilgisayar ve şarj aleti istemişti halletmesi gereken işler vardı en azından bazılarını e-posta atarak iptal ettirebilir ve ya erteletebilirdi. Hemen telefonunu şarja taktı ve gereken mailleri attı. Gereken bilgilendirmeyi yapmış olsa da Bayan Lee problem çıkartacaktı çünkü bu planda olmayan bir hataydı ama şu an bayan Lee'yi düşünerek oralini bozmak istemiyordu.
Hızını kesmeden yağan kara bakarken düşünüyordu tabii ki eve döndüğünde bir yığın birikmiş iş onu karşılayacaktı ama bu üç günlük -ki şu anda iki gün kalmıştı- şu zorunlu tatili iyi bir şekilde değerlendirebilirse ve tek gecelik ilişki yaşadığı adamı göz ardı edebilirse -ki etmesi gittikçe zorlaşıyordu- güzel bir tatil olabilirdi. Evet, bu gün sadece eğlenmeye ve rahatlamaya çalışacaktı.
Kahvaltıyı hazırlamak için aşağı indiğinde adamı çoktan salonda oturmuş halde buldu. Adam bir ekran bir de önündeki dosyalar arasında gidip geliyordu anlaşılan oldukça meşguldü. Lisa daha fazla adamı kesmek istemediğinden yönünü mutfağa çevirdi. Dün akşamki tecrübesi sağ olsun neredeyse her şeyin yerini öğrenmişti. Hızlıca bir şeyler hazırlayıp salondaki masaya kurmayı tercih etmişti çünkü adamın zaten işi başından aşkındı tabii bu bir bahaneydi asıl sebep ona seslenmek istememesiydi dünden dolayı zaten tuhaf hissediyordu.
Kahvaltı boyunca çıkan tek ses belli bir düzende gelen tuş ve ona eşlik eden çatal bıçak sesiydi. Lisa çabucak masayı toparlayıp bulaşıkları makineye doldurdu. Şu saatten sonra yapacak işi yoktu zaten yapması gereken her şeyi yapmıştı. En iyisinin film izlemek olacağını düşünerek televizyona yaklaştı. Şansına netflix vardı yüzbinlerce kere izlemesine rağmen yine favorilerinden biri olan Captain America: Civil War'u açtı. Eh, End Game'e kadar oyalanmak gerekiyordu neticede.
Önce rahatça kanepeye oturdu -daha doğrusu yayıldı- sonra sesini açıp filmi oynattı. Henüz daha beş dakika geçmeden yan masadan 'üf püf' sesleri gelmeye başlamıştı ama Lisa ısrarla bu seslere kulak asmıyordu en sonunda adam "Şunun sesini kısabilir misin lütfen? Çalışmaya çalışıyorum burada." dediğinde Lisa hiç rahatını bozmamış hatta kafasını bile televizyondan çekip bakmamıştı. Umursamaz bir ses tonuyla "Rahatsız oluyorsan odanda çalışabilirsin." dedi. O görmese de adam gözlerini devirmiş ve hafif sinirli bir ses tonuyla "Burası benim evim ve ben nerede istersem orada çalışırım." dediğinde Lisa'da sinirlenmişti önce filmi durdurmuş sonra tek kolunu kanepenin arkasından sarkıtarak kendini geriye çevirmişti ardından "Seninle bir anlaşma yaptık ve anlaşmaya göre senin ne kadar söz hakkın varsa benim de o kadar var. Ayrıca burası ortak kullanım alanı dolayısıyla rahatsızsan gitmesi gereken sensin ben değil." dedi bir eliyle kendisine bakan adama bir eliyle kendini işaret ederken.
Yaklaşık on beş saniye gibi kısa süren sert bakışmanın ardından pes eden karşı taraf olmuştu. Adam sonuçta kızın haklı olduğu kararına varmış ve derin bir nefes verdikten sonra bilgisayarını kapatmış ve eşyalarını toparlamaya başlamıştı. Bunu gören Lisa zafer gülümsemesini sunarak keyifle filmine geri dönmüştü.
Lisa'nın kesinlikle tahmin etmediği şey adamın geri dönmesiydi ama olmuştu adam dönmüştü hem bir koca kâse patlamış mısırla. Lisa adama tuhaf tuhaf bakarken adam kızın elindeki kumandayı almış ve sesini biraz açtıktan sonra mısır tabağını alıp filmi izlemeye başlamıştı. Lisa şaşkınlığını gizleyemeyerek filmi durdurduğunda "Sen çalışmayacak mıydın?" diye gayri ihtiyari bir soru sormuştu. Adam kısaca omuz silkmişti kız bu sefer "Bu mısırı ne zaman patlattın?" dediğinde adam aynı umursamazlıkla "Sanırım beş dakika önce kendini o kadar kaptırmasaydın filme anlayabileceğine eminim." dedi.