Yıllar Yılı

24 2 0
                                    

BÖLÜM 1

YIL 2012

 Bu benim ilk hikayem hatalarım olacaktır :) Neyse  hikayeye geçelim.

Ben kim miyim ? Adım Yunus.13 Yaşındayım, gayet korkak birisiyim.Kendini düşünen egoist bir insanım.Tipten Logan Lerman'a benzediğimi söylüyorlar. 

"Bak koçum, bunlardan bende say say bitmez ama sen yine de getireceksin bana."Üzerinde mavi bir mont, keten bir pantolon, suratında buruk bir ifade Mehmet benden her zamanki gibi haraç para istiyordu.Mehmet, benden 3 yaş büyük ve yanında 2 arkadaşı Rıdvan ve Berk vardı.Mehmet, gerçekten yakışıklı diyebileceğimiz bir kişiydi sarı saçları ve mavi gözleriyle Kıvanç Tatlıtuğ'u andırıyordu. Kahretsin ki üzerimde kuruş yok, yanımda arkadaşım Erkin var.Erkin saf bir çocuk ancak tam anlamıyla dost.Gerekirse benim için bir kavgada canını verebilir yada ben öyle sanıyorum.Erkin bizim hizmetçimiz Ali'nin oğlu.Benden 2 yaş kadar küçük.

 Ne yapacağamı şaşırmıştım bana bir şey yapmaması için içten içe dua eder olmuştum.Arkama bakıp babamın burada olmasını diledim.Tam o anda gerçeği söylemek geçti içimden ve "Mehmet, üzerimde gerçekten hiç para yok.Zaten her zaman vermiyor muyum ? Olduğunda veririm" dedim.Mehmet ısrarla "Şimdi !" dedi.Laf Mehmet'in ağzından çıkar çıkmaz Erkin elinde bir sapanla dikildi Mehmet'in karşına, "Bizi rahat bırak yoksa atacağım" dedi.Bunun üzerine Mehmet, "Fark ettiysen biz 3 siz 2 kişisiniz." dedi.Erkin sinirli bir şekilde,"Sapan da bende !"dedi."Sizinle sonra görüşeceğim adi şerefsizler" diyip gitti Mehmet.Daha sonra Erkin ile birlikte, evimizin ilerisinde ki ağaç'ın içine yapmış olduğumuz eve gittik.Eve, ağacın üzerine çakmış olduğumuz çivilere tutturduğumuz odunlara basarak çıkıyorduk yukarı.Evin içerisi biraz tozlu ve koyduğumuz 2 tane orta büyüklükte minder'den başka bir şey yoktu.

Erkin'le muhabbet etmeye koyulduk.Konu konuyu açıyordu, Erkin hizmetçimiz olduğu için aramızda bir saygı farkı vardı tabi ki.Erkin bana "Usta" diye hitap ederdi."Biraz önce yaptığın çok güzel bi hareketti çok teşekkür ederim Erkin."dedim."Sorun değil usta sen olsan sende yapardın."dedi.Sahi, yapar mıydım gerçekten? Konu konu konuşurken Erkin o lanet soruyu sordu.

-"Usta, en çok neyi özlüyorsun ?"

Boğazımda bir kaç sözcük düğümlendi sanki nefes alışım zorlaşıyordu.Bir şey söyleyecektim söz çıkmıyordu ağzımdan.Gözlerimin dolduğunu hissettim ve ağzımdan sanki hiç bana ait olmayan tuhaf bir sesle, "Annem'i" diyebildim.Bu cevabı verir vermez ağladığımı belli etmemek için koşar adım çıktım oradan.Arkamdan Erkin bağırıyordu "Usta öyle demek istemedim, Erkin, usta'yı üzmek istemez" diye.Eve girer girmez en üst kat'a odama çıktım ve kendimi yatağa atarak hüngür hüngür ağlamaya başladım.

 Ağlayarak uyumuşum.Kalktığımda hava kararmıştı, saat 8 olmuş.Kalktım ve masama oturdum.Eğilerek çantamdan mavi kaplı defterimi çıkarttım.Bu defteri annem 9.yaş günümde hediye olarak almıştı, öptüm kokladım yanaklarıma sürdüm ve büyük bir istekle hikaye yazmaya başladım.Zaten kendime hikaye defterim olacak bu demiştim o zamandan, ancak daha bu sene yazmaya başlayabilmiştim.Hikayemi yazdıktan sonra aşağı inerek babamın yanına gitmek istedim.Ancak aşağı indiğimde her zamanki gibi salonun kapası kilitliydi.Babam, ticaretle uğraştığı için salonun kapısını kilitler arkadaşı Onur ile ya hesap kitap yapar yada sigarasını tüttürüp muhabbet ederdi.Bende kilitli olduğunu gördüm ve kapının tahtasının üstüne oturup biraz düşüncelerimle boğuştuktan sonra uykuya daldım.

 Sabah erkenden uyanıp, camdan yağan karı gördüm ve koştur koştur kapıya indim.Kar yağdığında böyle yapardım hep.Kapının eşiğine iner, lapa lapa yağan karı izlerdim.Kahvaltımı yaptıktan sonra Erkin'le birlikte ağaçtan evimize gittik ve oturduk öylece hiç konuşmadan.Benim cebimde para vardı ve o parayla bakkala gidip 2 tane boncuk tabancası aldık.Saklanarak yuvarlanarak oynadık gerçekten çok güzeldi.En sonunda yere düştük ikimizde kahkahalara boğulduk derken kafamı kaldırır kaldırmaz Mehmet'i gördüm.Montumdan tutup beni kaldırdı, arkadaşları da Erkin'i kaldırdı.

-"Size sizinle işimin bitmediğini söylememiş miydim ?" dedi Mehmet.

-"Bizi rahat bırak Mehmet."Elimde ki boncuk tabancasını göstererek "Paramla bunu aldım." dedim.

Mehmet,"Paran umrumda değil.Geçen yaptığınız şey ... Bunu ödeteceğim size."Bunun ardından bana bir kafa attı.Tam burnumun üzerine.Çok acı verdi bu.Sanırım burnum kanıyor.Mehmet'in bu hareketi yapması üzerine Erkin dayanamayıp "Onu rahat bırak !" diyerek atladı Mehmetin üzerine.Onu yere düşürüp suratına yumruklar savurmaya başladı.Arkadaşları bunu görüp direk üzerimden kalkıp Mehmet'in yardımına koştular.Elime kaçma fırsatı geçmişti.Erkinin başı derde girmişti.Hemen oradan uzaklaşmalıydım.Koşarak kaçmaya başladım.Bir apartmanın köşesinde durup duvarın yanından kafamı çıkartıp olan biteni izliyordum.Tek tek Erkin'i dövüp birbirlerine fırlatmaya başladılar.En sonunda Erkin daha fazla dayanamayıp yere düştü.Bende koşarak eve döndüm.

      

Yıllar YılıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin