Bugün okula geldiğimizde iki sıranın boş olması içimi huzursuz etmişti.
Hoseok ve Yoongi hyungun yan yana oturduğu sıranın boş olması yetmiyormuş gibi şimdi de Tae ve Jin hyungun oturduğu sıra bomboştu.
Namjoon hyung yanımda oturuyordu, Jeon ise en arka sıraların birinde adını öğrenme zahmetine bile girmediğim bir kızla beraberdi.
Konuştuklarını hiç görmedim. Hatta kız onu pek takıyor gibi gözükmüyordu.
"Hyung? Tae'nin nerede olduğunu biliyor musun? Bir şey olmamıştır değil mi?"
"Endişelenme."diye mırıldandı elimi güven verir biçimde sıkarken. "Tae hasta, Jin de ona bakmak için evine gitti."
Rahatlamıştım.
"Rahatla Jimin-ie"
Saçlarımı okşadı. Pamuk gibi hafif eli vardı.
Başımı onun göğsüne yasladım."Bunlar da geçecek. Er geç yokluklarına alışacağız."
Alışmak istemiyordum.
Onları unutmak istemiyorum.Tamda bu sırada Jeon'un sırasının olduğu yerde gürültülü bir ses geldiği gibi bakışlarımızı korkuyla oraya doğrultmuşken sinirden kızarmış olan Jeon hızla Namjoon hyungun yakalarını kavradı ve yüzüne kocaman-muhtemelen kaşlarını patlatacak kadar- sert bir yumruk attı.