Purple Lust | Taekook

Pilot Bölüm

       
    
Adımı duymamla elimdeki menüleri hızla boş bir masaya bıraktım ve kasanın arkasına doğru yürümeye başladım.

Müdür çağırıyordu.

"Yine ne oldu?" diye düşünürken müdür beni odasına doğru yönlendirdi. Masasına doğru yürürken ayağındaki şık ayakkabıların yerle buluşmasıyla çıkan ses odanın sessizliğini bozan tek şeydi.

Yavaşça masanın karşısındaki suni deri koltuklarda rahatsızca yerimi aldım. Önündeki kağıtları karıştıran Müdür Bay Lee'nin gözleri benimkilerle buluştu.

"Taehyung, Kim Taehyung..." Düşünceli düşünceli söze başladı.
"İşe başlayalı pek olmadı aslında. Ne kadar olmuş?" elini önündeki bilgisayarın klavyesinde gezdirdi.
"Üç hafta olmuş. Aslına bakarsan seni severim biliyorsun. İşe alırken de iyi anlaşacağımızı söylemiştim. Ancak bazı şeyler iyi gitmiyor Taehyung. Yani biliyorsun. Burası bir büyük bir şirketin küçük şubelerinden biri. Pek önemsemiyorlar küçük mekanları. Bu yüzden biraz eleman eksiltmemiz gerekiyor. Anlayacağın seni göndermem gerekiyor." Ellerini oturduğu koltuğun kolçaklarına götürüp gücünü aldı ve yavaşça ayağa kalktı.
"Üzgünüm Taehyung, bu gün son günün. Çıkarken önlüğünü ve isim kartını bırakabilirsin." Dedi.

Üzülmüştüm cidden, on iki farklı eleman çalışıyordu fakat içlerinde en özenle çalışan bendim, kovulan da bendim.

Mutfağın başında gelen siparişleri hazırlarken kapının açıldığını duydum. Fakat içeri girenle birlikte bir koku da içeri hücum etmişti.

Tanrım bu koku inanılmazdı!

İçeri giren çocuğa baktım. İyi giyimli ve elinde bir çanta ile köşedeki sakin koltuklardan birine yerleşti.

Şu an emin olduğum tek şey buradaki herkesin ona ağzının suyu akarak baktığıydı. Ciddiyim.

Tam gözlerimi ondan çekecektim ki göz göze gelmemizle elimdeki sütü döktüm -Bravo Kim Taehyung!-

Siparişleri bitirip masalara tek tek götürdüm ve boş masaya bıraktığım menülerden birini alıp hoş kokulu çocuğa doğru yürüdüm.

"Hoş geldiniz."

dedim ve menüyü uzatıp arkamı dönecekken konuştu.

"Hoşbuldum, menüyü alabilirsin bir tane filtre kahve alsam yeter."

Muhteşem ışıldayan bir gülümseme sundu ve çantasıyla ilgilenmeye başladı.

Kahvesini götürüp molaya gidecektim bu yüzden hızlıca kahveyi yaptım ve masaya doğru yürüdüm. Tepsiden yavaşça kahveyi alıp masaya bıraktım ve sıcak bir gülümsemeyle konuştum.

"Buyur."

"İnsanlara o şekilde uzun uzun bakmamalısın, yanlış anlayabilirler..."

Gözünü isim kartımda gezdirdi ve devam etti.

"...Kim Taehyung."

"Efendim, anlayamadım?"

Gözlerini kapatıp kafasını sağa sola sallayarak güldü. "Diyorum ki içeri girdiğimde çok süzdün beni. O kadar süzmemeliydin. Bu arada ben Jeon Jeongguk." Diyerek elini uzattı.

İçimde tekrar ettim Jeon Jeongguk...

Elini sıktım ve isim kartıma bakarak "Gördün zaten, Kim Taehyung."

•••••

Heyecanlı bir başlangıç oldu bence

Ayrıca farkındayım çok kısa olduğunun fakat giriş tarzında bir bölüm olduğu için böyle kısa olması uygun olur diye düşündüm...

🖤