Irmaksu'yla sıcak bir yaz gunu tanısmıstım.
Çok iyi hatirliyorum...Sularında kulaç atıp serinlemek için gitmiştim Irmaksu'ya.Bana hemen kucak açmış yüzmemi kolaylaştırmak için akışını bile yavaşlatmıştı.
O gün birlikte çok güzel oyunlar oynadık.Bana suyun dibinde yan yana üst üste duran pırıl pırıl parlayan çakıl taşlarını göstermişti.Yosun sarısı yosun yeşili toprak kırmızısı çakıl taşlarını.
Balıklarla elim sende oynamıştık sonra.Suyun içinde nasıl hareketli nasıl kıvraklı gümüşi pullu balıklar.
Irmaksu bir ara " En yükseğe kim sıçrayacak hadi bir görelim?" diye seslenmişti.Bunu duyan balıkların suyun üstüne şakırtttt diye fırlayıp havada kuyruklarını çırptıktan sonra cupp diye yeniden suya dalışlarını hiç unutmadım.
Boylu boyunca akıp giden Irmaksu en uzun boylu arkadaşım olmuştu.Çok sevmiştik birbirimizi.Sık sık buluşmaya başladık.Daha doğrusu güneş biraz yükselince soluğu ben onun yanında alıyordum.Çoğu zaman ben oynamaktan yorulurdum o hiç yorulmuyordu.Uzun uzun söyleşiyorduk.
Konuşmayı seviyordu Irmaksu.Şarkı söyler gibi sürdüğü konuşmasını bir ben değil kıyının iki yanında yükselen söğüt ve kavak ağaçlarıda sessizce dinliyordu.Sadece kuşlar ağaçlarının yaprakları arasında dinlenen kuşlar arada bir söze karışırdı o kadar.
Bir gün çok sıcak „birgün güneşe dayanamayıp lendimi hemen kıyıdaki söğüt ağaçlarının gölgesine atarken:
"Irmaksu " dedim ,"sen ne güzel serin serin akıyorsun.Ben sıcaktan bayılacağım nerdeyse."
Akışı yavaşlar gibi oldu.Sesini duydum.
Şaşırmıştım.
"Öyle değil mi" diye sordum.
" Değil ." dedi." Sen ,istediğin zaman söğüt gölgesine kaçabilirsin;şimdi yaptığın gibi...Ben öyle mi ya ? Güneşten kaçamam.Öyle günler,haftalar olur ki bütün gün güneşin altında buram buram terlemekten ne suyum kalır ne de akacak gücüm."
Tam anlayamamıştım.
"Su," dedim," su terler mi?"
Daha da yavaşladı ırmaksu . Durgunlaştı. Ancak ancak o zaman fark ettim, üstünden yükselen dalga dalga buharları." Terliyormuş demek ki," diye ddüşünürken ben o konuşmaya devam etti:
" ancak bir bulut gelirsek durursa üstümde onun gölgesinde serinlerim biraz."
Gökyüzüne baktım masmaviydi.
" Hiç bulut yok,"dedim.
Sanki bütün dikkatim bulutsuz gökyüzüne çevirmiş gibi bir süre sessiz kaldı ırmaksu. Sonra minicik dalgalarla iki kıyısının yalarken:
" Tıpkı o sıcak yaz gibi,"dedi.
" O sıcak yaz mı?"
" Evet..."
Derin bir iç çekti ardından da:
"Az daha deresuyu kaybetldiyorduk o yaz ." dedi.
" Deresu da kim ?"
"Kardeşim"
"Aaaa," dedim," kardeşin mi var?"
" Evet kardeşim var ben seninle tanıştırmayı unuttum kardeşim Nehir "
"Memnun oldum Nehir"
"Merbaha peki senin adın ne ?"
"Benim adım Irmaksu tanıştığıma memnun oldum"
"Bende memnun oldum"