''Onları tanıyor musun?''
Ritim tutturduğum ayağımı serbest bıraktım.
''Hayır.Yani kısmen.Aslında evet.''
Anna ellerimi tuttu.
''İsabel sakin ol ve ne biliyorsan anlat.''
Gözlerimi ona diktim.
''Hani sana anlattığım bir takım kabuslar vardı,değil mi?''
Diyip yaklaştım.
''Hani şu ela gözlü, siyah saçlı bir çocuğun olduğu rüyalar.''
Ona 'Yaniii...' gibisinden ona baktım.
''Aman Tanrım! İsabel sakın O çocuğun iki masa arkamızdaki yeni gelen çocuk olduğunu söyleme.''
Dedi arkamı işaret ederek.
''Maalesef.''
Arkaya yaslanıp şaşkınca bana baktı.
''Ama bu nasıl olur?''
Bende onun gibi arkama yaslanıp kafetaryadan bir masaya oturmadan önce aldığım ve bir türlü içemediğim meyve suyunu alıp yudumladım.
''Bilmiyorum,Anna.Bilmiyorum.Bu rüyalarım yüzünden bir de okuldan sonra psikoloğa gideceğim.''
Sol bacağımı sağ bacağımın üzerine attım.
''Desene bugünün berbat geçecek.''
''Teşekkürler,Anna (!)''
Zilin sesini duyunca kitaplarımı elime aldım ve Anna ile oturduğumuz yerlerimizden kalktık.
''Ah, İsabel.Sen de bir şeylerin olduğunu biliyordum.''
Tek kaşımı kaldırıp ona baktım.
''Yani demek istediğim belki bir 'Ölüm Perisi' falansındır.Katiller gelmeden önce onları hissediyorsundur.''
Omuzlarımı bıkkınlıkla düşürdüm.
''Çok fazla film izliyorsun,Anna.''
Omuz silkti ve bir sıraya oturdu.Bende onun yanındaki sıraya geçtim.Kitaplarımı masaya bırakırken yanımdan deri ceketli bir erkek geçince bir ürperti geldi.Kafamı hafif sağa çevirince tekrar ışık hızıyla geri önüme çevirdim.Bu O'ydu.Sanırım bundan sonra İngiliz Tarihi dersine çok nadir girecektim.Hatta o kadar nadir girecektim ki dersi bile unutacaktım!
***
''Bayan Martin, bana sorununuzu en açık şekilde söyler misiniz?''
Yeşil gözlerimi karşımda duran zarif psikoloğa çevirdim.
''Benim tek sorunum, sorunum olmadığı halde, sorunlu bir kişiymiş gibi, sorunlu kişilerin geldiği, sorunları sözde çözen, sorunlu yere gelmek.''
Kadın önce ağzını açtı ve sonra tekrar kapattı.Evet bir sıfır öndeyim.
''Sizi anlıyorum,Bayan Martin.Ama bana sorununuzu anlayacağım dilden söyler misiniz?''
''Siz bir psikologsunuz,Bayan Pierce.Bence siz benim sorunumu çözmelisiniz.Ben sizinkini değil.''
Ellerini önünde birleştirip bana yaklaştı.
''Bayan Martin, ben bir psikoloğum, medyum değil.''
Pekala belki inadımı yitirmeliyim,ha? Tabiki hayır.Ben yılmam,yıldırırım.Ama belki buradan bir an önce kurtulmak için söylemeliyim,değil mi?
''Yaklaşık bir aydır rüyamda farklı kılıklarda ela gözlü, siyah saçlı bir adam görüyorum.''
Küçük bir not alıp tekrar bana döndü.