İkosi Efta

256 19 3
                                    

Sabah ışıklarının ilk hüzmeleri aralık perdelerin arasından odaya dolduğunda, birbirine sarılı olan iki bedeni aydınlatıyordu. Ymir, yüzüne vuran ışıklardan rahatsız olup gözlerini kıpraştırdığında ilk başta esnemiş, hemen ardından ise gözlerini aralayarak yatakta doğrulmuştu. Bedenlerini örten -tek kumaş parçası- yorgan, omuzlarından sıyrılıp kucağına düştüğünde üzerindeki uyku mahmurluğunun aniden kaybolduğunu hissetmiş ve bakışlarını hemen yan tarafındaki ufak bedene çevirmişti.

Bakışlarını bir süre uzakta, sevdiği kızın üzerinde gezdirdi ve daha sonra uyanmamasına özen göstererek ona yaklaştı. Kolunu, sarışının çıplak bedenine sardığında omzunu ufak öpücüklerle süslemeye başlamıştı. Küçük olan kıpırdanmaya başladığında, Ymir onu rahatsız etmek istemeyerek geri çekildi ve üşümemesi için üzerini güzelce örttükten sonra yataktan olabildiğince yavaş bir şekilde kalktı. Ufak bir duşun ardından odadan kıyafetlerini aldı ve hazırlandıktan sonra sessiz adımlarla alt kata yöneldi. Mutfak konusunda her ne kadar kötü olsa bile, bugünü Historia için ölümsüzleştirmek istiyordu. Yarım saat-kırk beş dakika süren ufak bir mutfak macerasından sonra, Ymir elinden gelenin en iyisini yaptığına tamamen emin olarak hazırladığı her şeyi büyük bir tepsinin içine güzelce yerleştirdi ve tekrar indiği merdivenlere yönelerek yatak odasının yolunu tuttu.

Aralık olan kapıyı ayağıyla itip açılmasını sağladığında, içeri girerek yavaşça kapıyı kapattı ve yatağa doğru ilerledi. Yatağın yan tarafındaki komodinin üzerine elindeki tepsiyi bıraktığında, Historia'nın yanına oturdu ve yüzünü kapatan dağınık sarı saçlarını yavaşça kenara doğru itti. Boynundaki ufak morluklarla, hâlâ şiş ve kızarık duran dudaklarıyla o kadar etkileyici görünüyordu ki ufak olan, Ymir dün geceyi tekrar uzun bir süre boyunca düşünmekten kendini alı koyamamıştı.

Kendine geldiğini hissettiğinde, yavaşça parmaklarını Historia'nın yanağında gezdirmiş ve hemen ardından ise alnına ufak bir öpücük bırakarak uyanması için seslenmişti. Historia ilk başta olumsuz sesler çıkarsa da, daha sonradan zaten uykusu bölündüğü için gözlerini aralamış ve esneyerek doğrulmuştu. Ymir'in onu izlediğini görmesi gülümsemesine sebep olurken, kollarını kendinden büyük olanın boynuna sıkıca sarmış ve mutlu bir edayla mırıldanmıştı. "Günaydın, sevgilim."

Ymir, duyduğu şeyin gerçekliği ve kollarının arasında olan bedenle daha ne kadar mutlu olabileceğini düşünüyordu ama Historia yanındayken, bunun bir sonu olmayacak gibi görünüyordu. Ellerini kızın çıplak sırtına çıkartarak sarmaladığında, sarışının boynuna ufak bir öpücük daha bırakmıştı.

"Günaydın, güzelim. Nasıl hissediyorsun?"

Historia, genç kızın boynundan kollarını çekmeden sadece yüzünü biraz geriye çekmiş ve gülümsemişti.

"Uzun bir süredir sabahları hiç bu kadar mutlu uyanmamıştım."

Sarışının verdiği cevap Ymir'i fazlasıyla mutlu ederken, omzunun üzerine dökülmüş tutamları yavaşça omzunun arkasına doğru itmişti. Ardından yataktan kalkarak, karşısındaki büyük gardıroptan bol bir tişört almış ve sarışının üzerine giymesine yardım etmişti.

"Henüz yeni iyileşmişken ve sana yeni kavuşabilmişken üşütmeni istemem. Hem, sana kahvaltı hazırladım, aslında hazırlamaya çalıştım daha doğru olur çünkü mutfak konusunda ne kadar beceriksiz olduğumu bilirsin..."

Historia kıkırdamaya başladığında Ymir de ona katıldı ve kenarda duran tepsiyi tekrar kucağına aldı. Historia oturuşunu biraz daha dikleştirip Ymir'e yaklaştığında, dudaklarının üzerine kısa bir öpücük bıraktı ve yavaşça Ymir'in yanağını okşadı. Ailesini kaybettiğinden beri her ne kadar mutlu görünüyor olsa bile aslında hisleri binin tam tersiydi, içinde fırtınalar kopuyordu Historia'nın. Ama Ymir onun hayatına girdiğinden beri siyah beyaz görünen her şey renklenmeye başlamıştı, özellikle de dün geceden sonra.

"Her şey için teşekkür ederim Ymir, sanırım dün gece hayatım boyunca pişman olmayacağım bir karar verdim ve..." Bir süre duraksadığında, esmer kızın ellerinden birisini ufak avuçlarının arasına alarak yavaşça okşamaya başlamıştı. "...yanımda  olan kişinin sen olduğun bilmek çok güzel hissettiriyor. Etrafıma baktığımda çoğu insanın gerçek aşkı bulamadığını düşünüyorum, çünkü mutlulukları sadece birkaç ay sürüyor ve sonrası hep kavga, bağırışmalar."

Ymir sessizce ufak olanı dinledi, sözlediklerindeki gerçeklik payına katılıyordu fakat diğerleri ve onlar arasında büyük bir fark olduğunu biliyordu da, şimdiye dek bencil olan Ymir, Historia karşısında eriyordu işte. Bu gerçek aşk değil de neydi o hâlde? 

"Ama ben bizim böyle olmayacağımıza adım kadar eminim, bana olan tutumundan bile bunu anlayabilmek zor değil. Zor olan kısmı atlattığımızı düşünüyorum, yani beni birkaç ay boyunca telefon sapığı gibi telefondan taciz etmeni."

Historia eskileri dile getirdiğinde ikisi de gülmekten kendilerini alıkoyamamışlardı. Ymir gerçekten bunu yapmıştı, inanması güç olsa bile. Çünkü Ymir daha önceden kimseyi sevmemişti, ne yapmalıydı bilmiyordu ve Historia'yı korkutmak da yapmak isteyeceği en son şey bile değildi.

"Bundan sonrası daha kolay olacak Ymir, inan bana. Biz birbirimize sahibiz, bundan daha değerli ne olabilir ki değil mi? Her zorluğun üstesinden geleceğiz, yalnız değiliz artık."

Ymir'in yaptığı tek şey Historia'yı pür dikkat dinlemek olmuştu. Hayatının bir anda bu kadar güzel bir yere gelmiş olmasına şaşırıyordu elbette fakat asla şikayetçi değildi. Ait olduğu yerin Historia'nın yanı olduğunu biliyordu, aynı şekilde Historia'nınki de Ymir'in yanıydı. Ateş ve su kadar zıttılar birbirlerine, bu kişiliklerinin yanı sıra bedenlerine bile yansımıştı fakat zaten bu dünyada her şey zıtlıklar üzerine kurulu değil miydi?

Ymir küçüğünün sözü bittiğinde yavaşça pembe yanaklarını avuçlarının arasına almış ve sarışının ufak dudaklarına bir buse bırakmıştı. İkisi de öpücüğün etkisiyle gülümserken bu sefer konuşan Ymir oldu.

"Haklısın bebeğim, biz birbirimize sahip olduğumuz sürece her şeyin üstesinden gelebiliriz."

Always Be Together | Yumikuri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin