(Tam olarak umudumu yitirmiştim hiçbir sebep yoktu benim için. Gerçekten son zamanlarda kalbimin ağrısı dinmiyordu.)
Sabah aptal alarmla beraber uyandım. Okula gitmek için hazırlandım ve yola çıktım.Etrafımdaki sesleri duymak istemediğim için kulaklığın diğer tekini de kulağıma taktım. Aklımda klasik tek yaşayan bir öğrencinin sıkıntısı olan ev kirası vardı. Okuldan yakın arkadaşım olan Ece'ye bana ev arkadaşı bulmasını istedim fakat unuttu sanırım. Bir daha hatırlatsam iyi olacak diye düşündükten sonra müziği kapatıp Ece'yi aradım :-Alo Ece hatırlarsan senden bir ev arkadaşı istemiştim ?
-Evet Alya biliyorum inanmayacaksın ama aklımda hala birisini arıyorum
-Cidden mi ? Unuttun sanmıştım
-Hayır canıım ama dün birisiyle konuşmuştum bugün iyice konuşurum akşam da sana söylerim tamam mı ?
-Hadi ya cidden bu kadar çabuk olmasına ihtiyacım vardı çok sağool
-Hadi öptüüm
Telefonu kapatıp cebime koydum.
Birkaç dakikanın ardından okuldaydım. Okulun önünde her zaman olmayan garip bir kalabalık vardı ve merakıma yenik düşüp kalabalığın yanına gidiyor iken omzuma birinin dokunmasıyla arkamı dönüp refleks olarak yumruk attım.
Çocuk kalkarak:
-Üzgünüm korkacağını tahmin etmedim dedi -vaov çok kibar her neyse-elimi uzatarak:-Asıl ben üzgünüm dalgınlığıma geldi. Bu arada ben Alya. Çocuk gülümsedi ve -oha gamzesi var!-elimi tuttu ve:
- Bende Barış. Şey ben müdürün odasını arıyorum da yardımcı olur musun ? Evet ilk defa geri çeviremeyeceğim bir teklif ''Fark etmez.'' Fark etmez mi? Jsjjsndkdn neyse müdürün odasına yürümeye başladık çocuk hiçbir şey düşünmüyor inanamıyorum o zaman kulaklığı çıkarabilirim. Ah ben kendimi tanıtmadım ben Alya 17 yaşındayım lise sona gidiyorum müzik üzerine okuyorum. Annem ve babam evli ve çok mutlular. Tek kardeşim ve özel gücüm zihin okumak ama bunu sadece göz göze geldiğimde yapabilirim. Müdürün odasına gelmiştik ki oda boştu tam aşağıya inecekken müdür beni çağırdı. -şansa bak gnırjfıjjn--Bir sorun mu var hocam?
-Hayır. Yeni öğrenci sizin sınıfta bir hafta sen gorevlisin ona kuralları anlatırsın değil mi ? diyecektim fakat onu zaten bulmuşsun.
-Anlatırım hocam -hayır yani o kadar öğrenci arasından ben mi ?off -yüzüme baktı ve:
-Ne zaman anlatırsın?-sevecen durmam lazım- bu yüzden tekrar gülümsedim ve:
-Hemen şimdi.Deyip müdürün odasından çıktık:
-Kurallar şunlar;bir hafta içinde senden sorumluyum her hangi bir suçun olursa seninle birlikte bende ceza yerim bu yüzden rahat dur ve gelelim kurallara müzik odasına sadece ders zamanı girebilirsin çünkü...eeee öyle sevgili ortamlarına karışırsan okuldan atılırsın. Kesinlik ama kesinlikle benimle takılma.
-Neden?
-Şurada ki iri çocuğu görüyor musun?
-Evet.
-O buranın lideri ve benden nefret eder bu yüzden benden uzak dur onunla dost ol ki canın yanmasın.
Umursamamış gibi yapıp gitti. Ders zili çaldı ve herkes sakinleşti. Hoca ve Barış içeriye girdi. HAYIIIIR tek boş yer benim yanım varrrrr!
-Evet Barışcım şuraya otur. Diyerek benim yanımı işaret etti.
-Tamam. Dedi ve gelip oturdu derste bana bakıp durdu. Tamam yenisin ama bu kadar aptal olmamalısın!
-Barış bana bakmayı kes!
-Nedenmiş?
-Çünkü Mert sana bakıyor.
-Mert? dedi ve sınıfı taradı sonra Mert'e selam verdi. Bu çocuk tam bir mal!
-Ya benimle konuş dayak ye ya da onunla konuş beni ez!
-Benimle neden bu kadar ilgilendin ki!?
-Aptal şey eğer bir suç işlersen benim sicilime geçecek!Arkadaşlar ilk bölüm böyleydi yazım hataları vaya başka hatalarım varsa acemiliğime verin.