1

97 4 0
                                    

Kapım öbür tarafında alacaklı varmış gibi vurulduğunda uzandığım, hayatının ilk günlerinde güzel bir şey olma potansiyeli yüksek fakat aradan geçmiş bir asır sonra bakınca çekyat demeye şahit gerektirecek toz yığınından doğruldum.

Tuvalet ihtiyacımı giderme ve yemek yeme etkinliklerini göz ardı edersek -ki yemek yemem göz ardı etmek için biraz fazla geniş bir konu- bir haftadır aynı pozisyonda durmamdan olsa gerek yerimden kalktığımda dizlerim haliyle kış uykusundan uyanmış birer ayı gibi sinirle beni yürümekten alı koyuyordu.

Birkaç huysuz adım ve nefesimin altından savurduğum küfürlerle neredeyse kırılmak üzere olan kapıma ulaşabildim.

Alacaklıdan konuşurken, varlığına tanık olmayı en çok sevdiğim insan evladı yaşlı pis ayyaş kiracım kapımın önünde dikiliyordu. Her zamanki gibi beni gözleriyle yercesine süzen bakışlarıyla üstümü baştan aşağı izliyordu.

Aklıma gelen tüm küfürleri hayal dünyamda adama yedirirken hırkamı önüme çekiştirerek birazdan şu leşin neredeyse ırzıma geçecek bakışlarını engellemeye çalıştım. En iğrenmiş yüz ifademi takarak boğazımı temizledim.

"Daha önce farketmediysen Greg yüzüm burada. "

işaret parmağımla yüzümün etrafında daireler çizdim.

Tanrı biliyor şu parmakla senin gözlerini oyduğum günü görmek için nelerimi vermezdim.

Sözlerim bir anlam ifade etmiyormuş gibi dediğimi takmadan konuşmaktan ziyade yüzüme öğürmeye koyuldu. İşaret parmağıyla beni işaret etti. Tanrım şöyle yapınca o yağlı kafanı şu pis duvara sürtmemek için vücudumdaki bütün sinirlerimi zorluyordum.

"Kiranı üç aydır ödemiyorsun be kadın! Tanrı'ya dua et güzel yüzünün hatrına seni burda tutuyorum yoksa şimdiye çoktan kıçın soğuk asfaltı bulmştu!"

Oh şimdi Tanrı'yı düşünür oldun ha otuzbirci herif!

"Özür dilerim Greg fakat sana demiştim daha geçen hafta işten kovuldum ve bu şartlar altında beni işe alacak hiçbir yer yok. Biraz merhamet göster bu sokaklarda sağ kalmamın hiçbir yolu yok."

Yüzümü yapabileceğim en masum şekle sokmaya çalışıyordum fakat içim adama nefret kusarken bu baya zorlu bir mücadele idi.

Beni 7/24 içmekten kırmızılaşmış gözleriyle bir süzdükten sonra pis pis sırıtmaya başladı.

"Tamam. Tamam bunu sadece iyi bir adam olduğumdan yapıyorum. "

Bilmezmiyim...

"Bu evde bir ay daha kalmana izin veririm fakat ay sonunda o para elimde olmazsa son duanı edersin. "

İşte böyle yola gelirsin barzo.

"Bir şey karşılığında..."

Hadi ama bir haftadır bir çekyattan kıçımı kaldıramadım istiyeceğin şeyi yapabilme potansiyelim varmış gibi mi gözüküyorum oradan!!

Kollarımı göğsümde kavuşturdum.
"Dinliyorum."

Daha bana temas etmeden soyan bakışlarını yoksaymaya çalışarak koşulunu açıklamasını bekledim.

"Karşılığında bana sakso çekeceksin ben de sana bir ay daha mühlet vereceğim. "

Tanrım! Öküz olduğunu biliyordum fakat bu kadar ileri gidebileceğini tahmin etmemiştim. Ne cürretle! Oradan bakınca fahişe gibi falan mı gözüküyordum! Ugh erkekler!!

"Seni şerefsiz pislik ne cürretle böyle bir şey teklif edersin!"

Sesim tahmin ettiğimden daha da yüksek çıktı. Sinirden yüzümün kızardığını hissedebiliyordum. Ağzını açtığında konuşmasına izin vermeden kapıyı yüzüne çarptım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 05, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FLOATING / /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin