James oğluna bakıp "Heyecanlı mısın?" diye sordu. Harry gözünü baykuşu Hedwig'den çekerken 'Evet' anlamında başını salladı."Baba." dedi duraksarken. Jamesle Lily durmuş oğullarını dinliyorlardı.
"Ya beni Gryffindora seçmezlerse."
James Lily'le bakışırken gülümsedi. "Senin gibi harika, cesur bir çocuğu gryffindora almazlarsa onlar kaybederler. Kesinlikle gryffindora seçiliceksin."
"James." dedi Lily kaşlarını çatarak. "Sen hangi binaya girersen gir..."bakışları oğluna kaymıştı bu sefer.
"Senin gibi harika bir büyücüyü kazanmış olurlar. Merak etme seçmen şapka asla yanılmaz."
Harry derin bir nefes aldı. Nihayet peron 9 ¾ gelmişlerdi.
"Hazır hissettiğinde." dedi James Harry'e. Lily'ye sarılarak gururla oğluna baktı.
Elinde ki eşyaların bulunduğu sepeti hızla iterken refleks olarak gözlerini kapatmıştı. Duvarın içinden geçtiğinde trenin sesi kulağında çınladı.
Gözlerini açıp etrafı inceledi. Kulağına gülme sesleri geliyordu. Annesiyle babası da duvardan geçtikten sonra trenin önüne yürümeye başladılar.
Harry trene binmeden önce vedalaşmak için ailesine sarıldı.
"O kadar tatlısınız ki ağlayabilirim."
Arkadan gelen sesle Harry babasından ayrılmıştı. "Sirius." dedi karşısında ki adama sarılırken.
"Hey!"dedi James."Böyle devam ederse onu benden çok sevdiğini düşüneceğim."
Sirius Harry'nin saçlarını karıştırırken "Ah James daha yeni mi fark ettin." dedi.
Lily gülümserken "Marlene nerde?" dedi.
"Biliyorsun daha yeni doğum yaptı. Sürekli hareket halinde olduğu için biraz dinlenmek istedi."
Lily anlayışla başını salladı. Harry doğduğunda gece gündüz demeden uyanık kalırdı. Bazen en zamansız yerlerde uyuya kalırdı.
Tabi James onun bu halini fark edince Lily'ye yardım etmek için geceleri bebeğe bakmaya başlamıştı.
"Remus gelicek mi?" dedi Harry sabırsızca.
Sirius ve James kısa bir an bakıştılar. "Üzgünüm Harry. Şu aralar Remus çok meşgul. Gelemediği için çok üzgün."
Harry somurtmaya başladı. Ta bi anında ona çarpan çocukla yere düşene kadar.
"Özür dilerim."dedi çocuk elini uzatırken.
"Faremi arıyordum."
Kızıl saçlı bir çocuktu.Harry çocuğun elini tuttu. Ayağa kalkarken "Önemli değil."dedi.
"Bu arada ben Ron. Ron Weasly. "
"Ben de Harry Potter."
Kızıl saçlı bir kadın telaşla çocukların yanına gitmişti. "Ah! Ronald bir anda ortadan kaybolmak da ne demek?"
Harry kadının arkasına baktığında dikkatini kızıl saçlı kız seçmişti. Gerçi hepsi kızıldı ama...
Kız Harry'e bakar bakmaz gözlerini geri çekmişti.
Trenin kalkış zamanı gelmişti. Anında Harry annesi ve babasına sarıldı." Hoşçakalın. "
Bir iki adım attıktan sonra arkasına döndü. "Bu arada Sirius çapulcu haritası için teşekkürler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marauders Trash
Non-Fiction'Yemin ederim iyi bir niyetim yok' 🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌 Hatalarım olabilir ama bir şans verebilirseniz sevinirim ♡:3