7

225 24 19
                                    

Levy

Kütüphaneye girmiş, okumadığım bir kitap arıyordum. Gerçi bu baya zor bir şeydi. Buradaki neredeyse bütün kitapları okumuştum. Kitaplıkların arasında son bir kez daha dolaştım ama yoktu, okumadığım bir kitap yoktu.

Tam pes etmiş bir şekilde geri dönecekken onu gördüm. Kitaplığın en üst rafında daha önce hiç okumadığım bir kitap bana gülümsüyordu. Ama niye en üst raftasın sen ya? Boyum kısa olduğu için hayatın bana gülme şekliydi bu sanırım. Boyum yettiğince uzandım, parmak uçlarıma çıktım. Ama bu ise yaramamıştı. İnsanların kitap okuduğu masadaki sandalyelerden birini aldım ve kitaplığın önüne koyup üstüne çıktım.

Bu sefer boyum yetmişti, kitabı almıştım. Kitabı kucaklayıp sevinçle zıpladım. Ama bunu sandalyenin üstünde yapmak yanlış bir karardı. Bir anda kendimi yerde buldum. Sert düşmüştüm ve popom acımıştı. Yüzümü ekşitip kalkmaya hazırlanırken o tanıdık gülüşü duydum.

"Gihii!"

Gajeel. Diğer adıyla demir beyin ya da piercing yuvası.

Benim düşüşüme gülmüştü ve bu da beni sinirlendirdi. Hayır, güleceğine yardım etsene be! Hızlıca ayağa kalkıp üstümü silkeledim, o ise hala bana bakıyordu.

"Gajeel?"

"Efendim."

"Burada ne işin var? Yanlış geldin sanırım, burası kütüphane." dedim sahte bir ifadeyle. Beni her gördüğünde bana laf atan bu çocuk son derece sinirlerimi bozuyordu çünkü. Tek kaşını kaldırıp bana baktı.

"Ben kütüphaneye gelemez miyim?"diye sordu.

Gözlerimi devirdim.

"Haklısın. Kapıda zeka sınırı vardır yazmıyor. Yani tabi ki gelebilirsin." deyip kitabımı yerden aldım. Bana cevap verip zamanımı iyice çalması istemediğim için onun yanında geçip kütüphaneden ayrıldım. Sonuçta okumam gereken yeni bir kitap vardı.

Eheheheh

Aşkın Bücür Hali -Benimle #2✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin