Bölüm 28 (İyilik)

8.8K 798 207
                                    


* yorumlarınız beni mutlu ediyor :)

Egemen

Asaf'ın karşısında oturmuş, sahildeki bu ultra lüks kafede adını bile telafuz edemediğim kahveyi cebimdeki 5.25 lira içerken konuyu nasıl açabileceğimi düşünmek ile meşguldüm.

"Ya acaba yarın ne yapsak?" dediğinde boğazımı temizleyip oturduğum yerde dikleştim. Henüz bir buçuk -belki iki- haftadır tanışıyor olmamıza rağmen sevgiliymişiz gibi davranmaya çoktan başlamıştı bile. Açıkçası bu hiç alışkın olmadığım ilgi beni iyi hissettirse bile, yerinde olmayan bir şeyler vardı işte.

"Yarın işe başlıyorum." diyerek karşılık verdiğimde kafasını anlayış ile salladı. Bu denli hoşgörülü olması ona bazı şeyleri anlatmak konusunda kendimi daha da kötü hissettiriyordu. Ancak vicdan yapmaya da niyetim yoktu. Cenk'e söylediğim "Benim için iyi olanı değil doğru olanı istiyorum." zırvalığı sadece o anlık bir şeydi. Şahsen her şeyin en iyisini hak ediyordum ve son tahlilde benim için en iyi Cenk'den başkası değildi.

"Ailen ile hiç mi iletişime geçmedin?" Sorduğu soruya karşın kafamı hızla sallarken ondan aslında harika bir arkadaş olabileceğini düşünüyordum. "Ailemi tanıyorsam, en ufak bir iletişimde o gün yediğim dayağın iki katını yerim." Yüzümdeki hafif gülümseme ile ona durumu açıkladım. "Annen de mi?" dedi sesindeki bariz umutla. "Bilmiyorum ama annem o benim. Mücadele edebilirdi. Korkmak ile yetindi." Aileme hiçbir zaman çok düşkün olmamıştım. Sanırım bu sebeple o kadar da çok üzülemiyordum bu duruma.

Oturduğum yere daha çok sinmeye çalışırken konu açmak için çeşitli girişimlerde bulunan Asaf'ı kısa cümleler ile savuşturuyordum. Elimi kahve bardağına sarıp destek almak istermişçesine tutunduğumda derince iç çektim.

"Bir şey mi söylemek istiyorsun?" dediğinde "O kadar mı belli oluyor ya?" dedim hiç diretmeden. Kafa sallayıp gülümsediğinde "Bana sadece birkaç saniye ver. Cümlelerimi toparlayayım." diyerek düşünmeye ve doğru -en az kırıcı- olan kelimeleri seçmeye çalışıyordum.

"Asaf olay şu ki-" Ne kadar boş olursam olayım bu tarz konuşmalar konusunda hiçbir zaman iyi olamamıştım. "Söyle gitsin. Ne olabilir ki?" dediğinde kafamı salladım. Yani, ne olabilirdi ki?

"Asaf sana ayrılan sürenin sonuna geldik." Gözlerimi kısıp, tepkisini ölçmek için yüzüne merakla bakarken hiç beklemediğim bir şey olmuştu ve kısa ama yüksek sesli bir kahkaha duymuştum.

"Bak çok kez geri çevrildim ama böylesi- böylesini hiç görmemiştim." dedi beni işaret ederken. Karnıma saplanan ince sızı yerini bir boşluğa bırakırken kaşlarımı çatıp ona baktım. "Sorun değil mi yani?" dedim merakla.

"Elbette sorun değil. Zorla yanımda tutamam seni. Bir sebebin vardır elbet. Haklısındır kendince." deyip arkasına yaslandığında yüzünde gezdirdim gözlerimi. Herhangi bir üzülme emaresine rastlamadığımda içime soğuk su serpilmişti.

"Valla ben hep yüzde yüz haklıyım. Doksan dokuzu hiç görmedim." dediğimde gülümsedi. "Arkadaş kalabilir miyiz ama? Bu canlı komiklikleri kaçırmak istemiyorum." Gülümseyip kafa salladığımda o da bana karşılık verdi.

"Cidden üzülmedin mi ya?"

"Hiç üzülmedim dersem yalan olur. Bence sağlam bir çift olurduk. Ama aşık değildim." Konuşurken yüzünde beliren mimiklerden doğru söylediğini kestirebiliyordum. "Nasıl rahatladım anlatamam." diyerek kahvemden birkaç yudum aldım.

"Ya bunu sormazsam olmaz. Madem aramızda bir şey yok, Bora ile mi alakalı bu haklılık sebebin?" dediğinde ağzımdaki kahveyi biraz püskürtmüştüm. Önündeki peçeteyi bana uzatırken kıkırdamıştı. "Ben cevabımı aldım sanırım." diye mırıldandı.

"O kadar mı belli oluyor?" Şaşkınlık ile söylendiğimde kafa sallamıştı. "İlk karşılaştığımızda biraz sezmiştim ama Cenk'in sevgilisi olması bunu yıkmıştı."

"Beni de yıkmıştı." derken kafamı önüme eğmiş gömleğimi silmeye devam ediyordum. "Onu seviyor musun?" dediğinde yanaklarımı şişirip kafamı sallamak ile yetindim. Az önce geri çevirdiğim ex flörtüm ile sevdiğim kişi hakkında konuşmak geriyordu.

"Senin için onunla konuşabilirim." dediğinde hemen onu geri çevirmek için olumsuz anlamda kafamı salladım. Bunu asla yaptıramazdım. "Hayır hayır cidden gerek yok." diye mırıldanıp elimdeki peçeteyi masaya bırakırken "Yardım etmem beni etkilemez." dediğinde kaşlarımı çattım.

Aklıma gelen şey ile gülümser gibi olsam da bunu ona teklif edip etmeme konusunda kararsızdım. Kısa bir süre düşündükten sonra Asaf'ın hoşgörüsüne sığınmaya karar verdim.

"Senden onunla konuşmanı istemeyeceğim ama bana başka bir iyilik yapmak ister misin?"

Erkekler de Ağlar • boy×boyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin