Tanıtım

98 6 4
                                    

“Yıllar yıllar önce, Nuh Tufanı’ndan yalnızca bir asır sonra, dünyada siyah-beyaz, doğulu-batılı, fakir-zengin kavramları bilinmezken, insanoğlu Toprak Ana’ya saygısını yitirmemiş, doğanın nimetlerinden faydalanıyordu. İnsanlar birbirlerine bir tarağın dişleri gibi yakın ve eşitti. Bir avuç insan, yeryüzünde emeğiyle çalışıyor, kazandığını paylaşıyordu ta ki gökyüzü rahmet akıtmayı bırakıp, nehirler uykuya çekilinceye kadar.

       Ağaçlar kuruyup meyve vermemeye, toprak çatlayıp tohumları filizlendirmemeye başladı. İnekler zayıfladı, koyunlar sütünü kesti. Güneş, ışınlarını tüm gücüyle yeryüzüne gönderiyor, bebekler bir çığlık sonrasında bu acımasız Dünya’yı terk ediyordu.

       Bu karanlık günlerin birinde, insanoğlu, kardeşliğin yaşamak için yeterli olmadığını düşündü ve kaos başlattı. İnsanlar bir lokma ekmek için babasını bile katledecek hale geldi. Hırsızlık, cinayet, şiddet hat safhadaydı. Şehirler yardım isteyen yaralı, aç ve hasta insanlarla doluydu. Kargaşanın en şiddetli olduğu bölge şüphesiz Siyona Köyüydü. Köylüler yardım için, bir cadı olan Valeria ve eşi Norvyn’in kulübesine akın etti. Bir büyü, sihir, onları bu sefaletten hangi meret kurtaracaksa yapmaya hazırlardı. Bir vakit sonra Norvyn’in aklına yüzyıllar boyu insanlarla iç içe yaşayacak olan bir türün, Novaların ortaya çıkmasını sağlayacak bir fikir geldi. Yedi tane çocuğa sahip çift, yeni ve çok meşakkatli bir büyüye hazırlandılar. Tahtadan 7 tane kâse yaptılar, 7 farklı renge boyadılar ve 7 çocuğa birer tane verdiler.  Büyük bir kazanın içinde ormandan topladıkları özel bitkileri kaynattılar ve 7 çocuğa bu kâselerden içirdiler. Çocuklar bu iksiri içtikten sonra bir günlük, uzun bir uykuya daldılar ve köprücük kemiklerinin ortasında, yuvarlak hatlı, her birinde farklı renk ve desene sahip dövmelerle uyandılar. Artık her birinin farklı bir işareti ve farklı bir özelliği vardı.  Norvyn ve Valeria’nın çocukları –Novalar- su, ateş, akıl, ruh, yaşam, ışık ve hava güçlerinden yararlanarak yeryüzüne bereket, huzur ve barış getirdiler.

       Novalar türeyerek günümüze kadar geldiler ve şimdi, “Konuk Evi” adı altındaki Nova evlerinde medeni sandığımız bu Dünya’da insanlardan habersiz yaşamlarını sürdürmekteler…”

 

      Küçük Akıl Novası Veronica, bu hikâyeyi harfiyen bilmesine rağmen annesinin kadife sesinden dinlemek onu her zamanki gibi etkilemişti. Annesi, üzerinde altın yaldızlı harflerle “ NOVALAR” yazan kırmızı ciltli kitabı kapayıp Veronica ve abisi Leonardo’ya iyi geceler öpücüğü verdikten sonra odadan çıktı. Veronica gerdanındaki, içinde beyin kıvrımlarına benzeyen yuvarlaklara sahip, kestane rengindeki çembere dokunarak derin bir uykuya daldı.

Konuk EviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin