4.Elçi

159 17 4
                                    

Sonsuz bir geceyi andıran siyahlıkta saçları olan, 70-75cm boyunda altın rengini bile kıskandıracak büyüleyici gözleri olan bir çocuk önünde antrenman yapan askerleri izliyordu. Bu çocuk Deus’tu. 1 yaşına girmişti. Şimdiden yürümeye, konuşmaya başlamıştı. Herkes şaşırmıştı bu durum karşısında. Deus çok zeki bir çocuktu. Her şeyi hızlıca kapıyor, anlıyordu. Şimdiden eğitim yapanları izledikçe kendine bir gün onlar gibi olacağına, masallar ile yarışacağı hakkında hayaller kuruyordu. Annesi Caddy yanına gelerek

“Oğlum hadi gel buraya yemek yemek istemediğini söyledi hizmetliler. Yemek yemez isen olmaz.”

“Anne ben yemek yemek istemiyorum. Bu abileri ablaları izlemek istiyorum.”

Caddy içten gülümseyerek
“ Yemek yemez isen olmaz ama."

"Anne ama onlar yemiyor bende yemicem yemicem işte!”

“Ama bak kızıyorum heee! Yemek yemez isen sana bir daha masal anlatmam!”

“Anne tamam tamam yiyecem söz yiyecem.”

Caddy gülümseyerek
“Hadi bakalım o zaman yemek odasına gidiyoruz.”

Caddy ve Deus yemek odasına doğru yürüdüler. Yemeklerini masanın üzerinde yemekler hazırdı. Deus’un en sevdiği yemek olan toprak geyiğinin etinden yapılmış bir kızartma yanına alev otu çorbası ve birde su salkımı salatası vardı. Deus ve annesi oturup yemek yemeye başladılar. Yemekleri bittince Deus annesinden izin alıp askerleri izlediği yere gidecekken babası yemek odasına girdi.

Erebus: “Oooo bakıyorum burada kimler varmış!

Deus:”Babaaa!” koşarak babasına sarıldı Deus.

Erebus: “Aslan oğlum bugün nasılsın bakalım?”

Deus: “İyiyim baba. Bana şeker getirdin mi baba?”

Erebus eşine baktı. Caddy’in onayı ile elindeki kızıl yüzüğe dokundu.
Erebus: “Al bakalım ama bugün başka yemeyeceksin!”

Deus hemen şekerleri aldı ağzına atıp "tamam baba" dedi.

Deus: “Şey anne baba, ben abi ve ablaları izlemeye gidebilir miyim?”

Caddy: “Oğlum tamam git. Ama askerler yanında olacak tamam mı?”

Deus: “Oley! Oley! Tamam anne!”
Deus koşarak gitti. Erebus bir anda ciddileşti.
“ Hayattım artık yürüyor. Kıdemli Adeo yürüyünce geleceğini söylemişti. 1-2 aydır yürüyor hatta koşuyor hala gelmedi ama garip değil mi?”

Caddy’de ciddileşip
“Evet garip. Ama o adamı biliyorsun, asla dediğinden dönmez gelecektir. Ancak belki  Deus’un biraz daha gelişip daha iyi  bir hale gelmesini istemiştir.”

Erebus biraz sesiz kalıp "Bende öyle düşünüyordum. Neyse bunu ileride anlayacağız değil mi?"

Erebus sırıtarak  "Hayatım ben çok açım yemekte ne var? "
Caddy kıkırdayarak "Ah ah hiç değişmeyeceksin değil mi hayattım?"
Erebus gülerek "Asla. Hem sen bu halimi sevmiyor musun yoksa? "
Caddy "Ben senin her halini seviyorum hayatım. Neyse. Yemekte toprak geyiği kızartması, alev otu çorbası ve su salkımı salatası var.”
Erebus "Harika" dedi. Yemek gelmişti. Erebus odaya giderken haber vermişti yemek getirmelerini zaten. Ama oğlunun ve karısının yemek odasında olduğunu öğrenince yemeği sormayıp hem bu odaya gelmişti. Ne yazık ki oğlu hemen gitmişti. Ama eşi ile birlikte zaman geçiriyordu.
_______________________________________

Bu sırada büyük bir çalışma odasında koltukta, sarıya kaçan kahve saçlı, bir gözü mavi diğer gözü yeşil olan bir adam vardı. bu adam Adeo’ydu. Bir şey düşünüyor gibi görüyordu. Birden karşısında siyah bir duman oluştu ve bir anda siyahlar içinde sadece kırmızı iki dev çukur gibi gözleri görünen, 2 metre boyunda sırtında iki tane at bölen, belinde 10 tane hançer olan hafif ağır zırhı var gibi duran suikastçı samuray karışımı bir adam ortaya çıktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 31, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

8 RUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin