260419
♡ yarım kalmış tüm şarkılara, rm - badbye
ben park jimin.
küçükken bile oyunlara alınmayan, hep dalga geçilen ve çamur fırlatılan çocuk.
çocukluktan beridir aynı her şey, ben hâlâ kâle alınmıyorum. kimse benimle konuşmak istemiyor ya da kimse benimle aynı havayı solumak istemiyor. fakat bu beni üzmüyor artık. çünkü neden üzsün ki? büyüdüm, yanımdaki tek kişinin yine kendim olduğunu anladım. masallarımı zihnime anlattım, kulaklarımı hep kapadım, yalnız kaldığımda sevindim. diğerlerinin beni yalnızca psikolojik açıdan etkilediğini anladığım zaman, gözlerimi de kapattım. çünkü bazen doğru cevapları böyle bulabildiğimi keşfettim.
benim yanımda olan tek tük insan var. bunların başında, annem gelir. o her zaman en iyisi. hep başımı okşar, hep yanaklarımı öper. çok çabalar o, benim için çok çabalar. üzülür ve acır bana içten içe, fakat asla belli etmez bunu bana. fakat en sevdiğim o benim her zaman, sonsuza kadar da öyle olacak.
anasınıfına giderken tanışmıştım hoseok'la. yine itilip bir kenara sıkıştırıldığım günlerde, bir anda karşıma çıkmıştı. o zamanlar kavramları yeni öğrendiğimden, güneş demiştim ona. öyle bir gülümsemişti ki böyle, gözyaşlarım yanaklarımda kurumuştu.
her sabah almaya çalıştığım fakat bir türlü kapamadığım oyuncak yap-boz vardı elinde. yanımdaki sandalyeye oturdu hiçbir şey söylemeden ve parçaları yerinden çıkarmaya başladı. gülümsüyordu hâlâ. onu görünce ben de gülümsedim. o zamanlar gülümsemeyi severdim çünkü küçüktüm. küçükken hiçbir şeye anlam yüklemezdim.
benim ona baktığımı fark ettiğinde kâküllerine üfledi ve ellerimi tutup yap-bozun üzerine getirdi. bu oyuncağı istediğimi biliyor olmalıydı. "haydi jimin, yerine yerleştir parçaları." peltek konuşup harfleri yuvarlaması çok hoşuma gitmişti. pembe dudaklarını ıslatıyor, sıkıldığında büzüştürüyordu. çok tatlıydı hâlâ gözümde.
o gün bu gündür, hâlâ onunla beraberim. hiç yalnız bırakmaz beni o, anlar düşüncelerimi ve zihnimi kamaştırır benim. hep yanımdadır, kanımdadır.
her günlüğün bir başrolü vardır değil mi? hayır, buradaki başrol değil, figüranım ben. kendimden önce tuttuğum biri var hayatımda, kendimden çok değer verdiğim biri var. tanır mı beni, bilmiyorum. göz aşinalığı var ama. kim olduğumu bilmez, ismimi bilmez ya, olsun. sorun değil, beni kimse bilmez.
cevher gibi bir beyni var. çökmüş yıldızları içinde barındırır gözleri. pamuk şekere benzer saçları ve uzun parmakları. sıkılası yanaklar, yüzünde sayabildiğim kadarıyla beş ben, tane tane kirpikler... uzaktan bakarak bunları gözlemlediysem, ona yaklaşabilsem kim bilir neler keşfederim... bunu düşündükçe çıldıracak gibi oluyorum.
o kim namjoon. o benim okul arkadaşım. dört senedir düşlerimde yorulmadan konfetiler patlatan çocuk o. hiç beni görmez ama. duymaz, duyamaz da.
nasıl severim onu, ah bir erse keşke aklım. sıkıştırabilsem onu kadrajıma da sonsuza dek incelesem. dokunsam güneşin alnında kavrulan saman kokulu tenine de ömrüme ömür katsam. yapabilsem bunları da, yaşama nedenim olsa.
ben park jimin.
ve o da benim kanatlarım, kim namjoon.-
hopemysoul kıtlığa dur demeye geldim