Bu sabahta her sabah olduğu gibi odamı dolduran huzur verici bir ezan sesi ile uyandım. Kalkıp abdestimi aldım ve sabah namazını kılmak için seccademi serip secdeye yönelip namaza başladım. Huzur içerisinde namazımı kılıp bitirdikten sonra tesbih çektim ve biraz dua edip ayağa kalktım ve seccadeyi toplayıp yerine koydum.
Aşağı inip annem ve babama 'Hayırlı sabahlar' dedikten sonra tekrar odama çıktım ve üzerimi değiştirip kahvaltı için aşağıya indim. Annem bugün de döktürmüştü.
''Oo Zeliha Sultan döktürmüşsün yine.''
''Afiyet olsun benim güzel kızıma.''
Yemeği yedikten sonra sofrayı kaldırması için anneme yardım ettim ve zaten bağlamış olduğum eşarbımı düzleyip mantomu giydim ve annemle babamın yanaklarından öpüp hayır dualarını aldıktan sonra evden ayrıldım ve otobüs durağına doğru ilerledim. Yaklaşık 10 dakika otobüs bekledikten sonra gelen otobüse binip boş bir koltuğa oturdum.
Bugün üniversiteye başlıyorum. Tıp Fakültesi 1.Sınıf. Yıllarca çalışıp dindim ve sonunda hayallerime ulaştım.
Ailemle 2 katlı müstakil bir evde yaşıyoruz. Tek kardeşim. Aslında bir abim ya da ablamın olmasını çok isterdim ama Yüce Rabbim'in takdiri ile sadece ben olmuşum.
Üniversite'ye girip 'Tıp Fakültesi' yazısını görünce hemen otobüsü durdurup aşağı indim. Benimle beraber birkaç kişi daha indi.
Fakülteye doğru hızlı adımlarla ilerledim ve ilk dersimin olacağı yeri öğrendikten sonra derse 5 dakika kaldığını görünce koşar adımlarla sınıfa ilerledim. Bulduğum ilk boş yere oturdum ve dersin öğretmeninin gelmesini bekledim.
Öğretmen derse girdiğinde ilk 10 dakika ufak bir tanışma faslı oldu ve ardından derse başladık.
Ders bitiminde kahve almak için kantini bulmaya çalıştım ve uzun uğraşlar sonucunda kantini bulup içeri girdim ve kahvemi alıp boş masalardan birine oturdum. Tam kafamı eğdiğim sırada kantinde bir hareketlilik meydana geldi. Kantindeki herkesin kantinin kapısından yeni giren kişiye baktığını gördüm merak edip ben de baktım ve görür görmez kafamı eğdim. Kantine giren üst sınıflardan olduğunu tahmin ettiğim erkek bir öğrenci girmişti. Bu nedenle görür görmez kafamı eğdim. Zilin sesini duyduğum an hemen kahvemi bitirip ayağa kalktığım ve sınıfıma doğru ilerledim.
Sınıfa gittiğimde ders başlamamıştı ama öğretmen sınıfa girmişti. Tam derse başlayacağımız sırada kapı tıklatıldı ve öğretmenin 'Gir' demesiyle kapıyı çalan kişi içeri girdi. İçeri giren kişi kantine herkesin baktığı kişiydi. Ben görür görmez kafamı eğdim ve o da bir özür bile dilemeden rastgele bir yere oturdu.
''Evladım insan bir geç kaldığı için özür diler.''
''Neden? İlkokulda mıyız?''
''Sadece ilkokulda mı izin istenip özür dileniyor?''
''Bilmem ama ben şu an özür dinlemem gerektiğini düşünmüyorum.''
''Peki evladım peki seninle bu konuda tartışmak istemiyorum.''
Bu tartışmanın üzerine hiç kimse birbirini tanımadığı için herkes öğretmene odaklandı. Ders başladı ve öğretmen sinirini atmak için birkaç kere derin derin nefesler aldı ve dersi anlatmaya başladı.
Derslerin hepsi bitince eve gitmek üzere eşyalarımı topladım ve ayağa kalktım. Otobüs durağına doğru ilerleyip bir otobüse bindim ve eve varana kadar kafamı cama yaslayıp bugünkü yaşadıklarımı düşündüm.
Dünyada ne saygısızlar var. Ben ilk derse gelmeyip ikinci derse de geç kalsam kesinlikle domates gibi kızarır ve defalarca özür dileyip öğretmen diyene kadar oturmazdım.
Ben bunları düşünürken ineceğim yere geldiğimizi gördüm ve tuşa basıp otobüsü durdurdum ve indim.
Eve varınca annemle babamı oturma odasında Kur'an-ı Kerim okurken bulmuştum. Önce annemin sonra da babamın yanağını öptüm ve,
''Selamün Aleyküm.'' dedim.
''Aleyküm Selam'' cevabını alıp odama çıktım.
Üzerimi değiştirdim ve İkindi namazı vakti yaklaştığı için üzerimi değiştirip hemen odamın karşısında olan banyoya girdim ve abdestimi alıp tekrar odama girdim. Ezan okunduktan sonra namazımı kılıp annemin yanına yemek hazırlamak için yardıma indim.
''Güzel kızım bugün günün nasıl geçti?''
''Bazı saygısızlar hariç güzeldi anneciğim.''
''Hayırdır kızım biri bir şey mi dedi?''
''Hayır anne bana demediler ama bana denmiş kadar dokundu söylenen sözler.''
''Kızım kim kime ne dedi adam akıllı anlat şunu hiçbir şey anlamadım.''
Anneme konuyu anlattım ve annem bana hak verdi.
''Haklısın kızım böyle saygısızlara haddini bildirmek gerekiyor ama öğretmenin sükunetini korumuş ve susmuş. Ben ağzının payını verip susardım. Neyse güzel kızım hadi babanı çağır da yemek yiyelim.''
''Tamam anneciğim hemen çağırıyorum.''
Gidip babamı çağırdım ve mutfağa geri dönüp yer sofrasına oturduk. Sofrada az önce anneme anlattığım konu hakkında konuşuluyordu.
Yemek bittiğinde babam tekrar oturma odasına döndü. Annemle ben sofrayı topladık. Annemi babamın yanına gönderdim ve ben de bulaşıkları yıkayıp odama çıktım.
Bugün işlediğimiz konuları tekrar ettım. Ben sınava son gün çalışanlardan değildim. O gün ne işlediysek o konuyu derınlemesine tekrar edenlerdenim ben.
Tekrarım bitince yorulduğumu hissedip yatağıma geçtim ve biraz gözlerimi kapattım. Birkaç dakika sonra Akşam ezanının sesi ile gözlerimi açtım. Abdestim olduğu için seccademi serdim ve namaz eteğimle yazmamı üzerime geçirip namaza başladım. Namazı kılıp bitirince yatağıma geçip biraz kitap okudum baya uykum gelmişti ama Yatsı namazını kılmadan yatmak istemediğim için saate baktım ve zaten ezana 5 dakika kaldığını gördüm. O 5 dakikayı da bugün yaşadığım ve yaptığım şeyleri ölçüp tartarak geçirdim. Ezan okundu ve ben namazı kılıp kalktım. Uykum az da olsa açılmıştı bu nedenle hala abdestim olduğu için yeni bir abdeste gerek duymadan Kur'an-ı Kerım'imi elime aldım ve okumaya başladım. Bir süre okuduktan sonra gözlerimin ağrımaya başladı ve aldığım yere koyup yatağıma geçtim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sabah her zaman ki gibi Sabah ezanı ile uyandım. Abdestimi alıp namazımı kıldım ve fakülteye gitmek için hazırlandım annemin yanına gidip kahvaltı için yardım ettim ve hazır olunca gidip babamı çağırdım. Kahvaltıyı yapıp sofrayı kaldırdıktan sonra annemle babamı öpüp çantamı aldım ve mantomu ve ayakkabımı giyip otobüs durağına ilerledim. Gelen otobüse bindim ve fakülteye gelince indim.
Derse geç kaldığım için koşarak dersimin olduğu sınıfa gittim ve içerde öğretmenin ders anlatmaya başladığını gördüm bu nedenle kapıyı çalıp 'Gir' komutunu bekledim ve içerden bu cevap gelince içeri girdim ve,
''Geç kaldığım için özür dilerim hocam.''
''Önemli değil kızım geç otur boş bir yere.''
Kafamı kaldırıp boş yer aradım ve tek boş yer dünkü terbiyesizin yanındaki sıraydı. Gözlerimi devirip yavaş adımlarla geçip oturdum.
Ders kaldığı yerden devam etti. Ders boyunca yazı yazarken yanımdaki kişiye değmemek için büyük çaba sarf ettim.
Ders bitiminde kantine inip kahve almak için eşyalarımı çantama koydum ve çantamı da tam omzuma taktığımda bileğim bir anda sert bir şekilde tutuldu.
Herkese merhaba. İlk kitabım ile karşınızdayım. Sizce ilk bölüm nasıl olmuş? Yorumlarınızı bekliyorum. Aslında bu bölüm kısmen tanıtım gibi birşey oldu.
Kitap kapağı yapabilen arkadaşlar bana ulaşabilirler mi lütfen?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünya'nın Bütün Sabahları
RomanceAilesine, dinine, derslerine çok düşkün bir genç kız düşünün, Zehra. Zehra'nın tam tersi, ailesinin evine sadece yemek ve nadiren uyumak için giden. Dinden bir haber her gece bir kızla birlikte olan, kulüplere, barlara, partilere gidip sürekli içki...