Ebeveyn Yenilmezler ve Sen

Koruyamamak // 2

Ruhunu kimsenin görmediğini sanmıştın ama yanılmıştın. Tek bir kişi görmüştü. Kısa süreliğine astral evrene geçiş yapan Stephen Strange...

Astral evrenden geri döndüğü anda bir odada yattığını fark etti. Hızla yatağından kalktı. Kıyafetleri hala üstündeydi bu demek ki bir kaç saatir yatıyordu. Hemen Tony'yi bulması gerekiyordu.

Koridorlarda koşarken Steve Rogers'ı gördü. Strange'i ayaklanmış gören Steve önce şaşırdı. Stephen hemen söze girerek "Tony nerde kızını geri getirmemiz gerekiyor."dedim. Steve şaşkın bir şekilde Strange'e bakarken konuştu "Fakat o öldü... nasıl yapacaksın?"dedi. O sırada sen onları Astral boyutta izliyordun.

Ölmemiştin, ruhun astral boyutta takılıp kalmıştı. Bedenin geri döndürülebilirdi. Strange, Steve'in belirli çakra noktalarına vurarak onu astral evrene getirdi. Kendide yere çömelip astral evrene geçiş yaptı.

Steve kendi bedenine bakarken sende ona kıkırdıyordun. Gülümseyerek "Selam Steve amca."dedin. Steve irkilerek sana baktı. Sonra eli koluna doğru gitti. Biraz seni cimcikledikten sonra gerçek olduğuna inandı ve "Sen nasıl?"dedi. Sende ellerini iki yana kaldırıp bilmiyorum işareti yaptın.

Strange, herşeyi anlattıktan sonra ikisi birlikte normal evrene geri döndü. Sende onları izlemeye başladın.

Hep beraber babanın odasına gittiniz. Elinde senin kolyen, uyuyordu. Onu böyle görünce yanına doğru gittin. Onun yanına uzandın. Aynı eski günlerdeki gibi.

-Flasback-
Minik adımlarınla babanın odasına doğru gittin. Onu orda bulamayınca garajda olduğunu anladın. Elindeki battaniyeyi sürükleyerek garaja gittin. Baban uyuyakalmıştı. Babanın üstüne battaniyeni attın ardından masaya bir şekilde çıkıp onun kafasının yanına uzandın.
-Flasback Son-

Baban uyanmıştı. Kimseyle konuşmuyor sadece kolyene bakıyordu. Strange söze "Onun varlığını hissediyorsun. Değil mi?"diyerek girdi. Baban bakışlarını Strange'e çevirerek merakla baktı.

Strange herşeyi anlattıktan sonra tek bir şeyin lazım olduğunu söyledi. Manevi değeri olan bir eşya.

Ametist kolyeni alan Strange yere bir daire çizip büyü dilinde harfler yazdı. Kolyeni ortaya koydu.

Büyülü kelimeleri söylerken canının yandığını hissetin. Yavaş yavaş bedenine dönüyordun. Işıklar eşliğinde bedenine döndün.

Baban seni gördüğü anda hızla sarıldı. Sana sımsıkı sarılırken ağlamana engel olamadın. İkinizde birbirinize sımsıkı sarılarak ağladınız. Bir süre sonra baban sessizce "Birdaha asla asla asla ama asla önüme atlama."dedi.