Özel Bölüm 3

10.9K 693 626
                                    

Finalden 12, Özel Bölüm 2'den 9 yıl sonrası

Güneş gözüme batıyordu. Görmem zorlaşırken elimi gözlerime siper ettim. "Yaz geldi sonunda,"

Fakat kelimelerim havada asılı kaldı.

"Anne?"

Başımı sağa çevirip elimi tutan Ceylin'e baktım. Küçük dudakları bir çizgi halini almış, ela gözleri kocaman açılmıştı. Bana bakıyordu. Gülümsemeden edemedim.

"Efendim annem?"

Başını diğer tarafa çevirdi bu sefer. Diğer elini tutan kişiye, Göktuğ'a.

"Baba?"

Göktuğ genişçe gülümsedi. "Efendim babacığım?"

Ceylin ikimize de cevap vermedi. Dümdüz yolu izlemeye döndü. Göktuğ bana baktığında güldüm. Gözlerini kıstı ve gülümsedi. Bu daha çok 'bak şimdi ne yapacağım' gülüşüydü.

Bir anda Ceylin'i omuzlarına aldığında ağzımdan istemsizce bir "Ay!" çıktı. Göktuğ Ceylin'in ellerini tutmuştu. Ceylin kahkaha attı. "Baba!"

Göktuğ da sırıttı. "Efendim?"

"İyi tut! Bırakma, düşerim!"

Hâlâ bazı harflerin yutsa da dediklerini anlayabiliyorduk. Koskoca 4 yıl olmuştu onu kucağımıza alalı. Bu küçük kız, beni sandığımdan daha çok bağlamıştı. Hem kendine, hem Göktuğ'a.

"Bırakmam babam, bırakmam güzelim. Korkma sen, tamam mı?"

"Tamam."

Ceylin kahkahalar atarken Göktuğ bir anda yanağımı öpüp geri çekildi. Gülümsedim, göz kırptı.

"Babam annemi öpüyor! Gördüm, gördüm!"

Kaşlarımı kaldırdım ve Ceylin'e baktım. Göktuğ sadece sırıtıyordu, yıllar onda hiçbir değişiklik yapmamıştı.

"Sonunda geldiniz!"

Ayaz bıkkınca söylediği şeye rağmen gülümseyerek bize bakıyordu. Eylül ve Tansu oturdukları yerden bana el salladığında ben de el salladım. Göktuğ Ceylin'i indirdi ve ikimiz de hepsiyle sarıldık. Yere serdikleri piknik örtüsünde Eylül ve Tansu'nun yanına oturdum.

"Yaman nerede?"

"Yaman şu ötede." dedi Tansu ileriyi göstererek. "Mirza durmadı, sıkıldı. O da onu gezdiriyor işte. Gelirler şimdi."

Başımı sallayarak onu onayladım. Mirza Ceylin'le aynı yaştaydı. Sadece Mirza Ocak ayında, Ceylin ise Aralık ayında doğmuştu. Eylül ve Ayaz'ın henüz bir çocuğu yoktu. Onlara göre henüz erkendi. Bir anda yanıma oturan Ceylin'in sarı saçlarını okşadım. Başını Tansu'ya çevirdi ve "Mirza nerede?" diye sordu masumca.

Tansu, "Gelir şimdi aşkım. Gel bakayım sen bana. Azıcık seveyim seni." dedi. Ceylin onun kucağına oturduğunda Tansu onu sevmeye başladı. Omzumla Eylül'ü dürttüm. "Kız sen niye suskunsun?"

"Yok bir şey aşkım, iyiyim ben." dedi ve bana gülümsedi. Onlar çoktan getirdikleri şeyleri örtünün üstüne dizmişlerdi. Ben de bizim getirdiklerimizi çıkardım.

"Eylül teyze, senin niye çocuğun yok?"

Eylül kahkaha attı. Ceylin kaşlarını kaldırdı ve gözlerini kocaman açtı. "Yoksa Allah sana küstü mü? Ondan mı sana çocuk vermedi? Ama Allah kimseye küsmez ki."

"Evet bebeğim, Allah kimseye küsmez."

"O zaman niye senin ço- Mirza!"

Yaman ve Mirza el ele yanımıza geldiklerinde Ceylin Mirza'nın yanına koştu. "Mirza! Neredeydin?"

rainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin