Ertesi gün sabah uyandığımda korede ' ki ailem bir anda hatırıma düştü onları gerçekten çok özlemiştim eğer şimdi korede olsaydım mi-cha boynuma sarılıp iyi ki doğdun abla derdi ama maalesef bu olaylar yüzünden şuan lık burda kalmam gerekiyordu ben yatakta
hıçkıra hıçkıra ağlarken jungkook bir anda odaya girip bana sarılmıştı uzun süre onun kollarında ağlamıştım ama gerçekten çok iyi gelmişti biraz dertleştikten sonra aşağıya inip kahvaltı yaptık . Jungkook bi ara dışarı çıktı ben de oturmuş gözleri şişik bir şekilde televizyon izliyordum sonra bi anda yoongi gelip
yoongi : hayalete benzemişsin dedi elinde de soğuk çay vardı bir eliyle bana uzattı bende aldım
Eirene : bende hafif gülerek elindeki soğuk çayı aldım ve teşekkür ettim sonra uzun bir süre beraber tv izledik
2 saat sonra jungkook geldi elinde bir sürü poşetle ve bir anda haydi kalkın pikniğe gidiyoruz dedi
bende içimden ne pikniği yaaa böyle dediğime bakmayın ragnanin sahil kıyıları çok güzeldir bu yüzden yüzümde bir gülümseme oluşmadı değil oda bana bakıp gülüyordu ne tatlı gülüyordu
evelyn bi anda elimden tuttu ve bana elbise vermek için odasına gittik birde ne göreyim diva lara taş çıkartacak bir dolabı vardi her tarafı taşlı tuşlu elbiseler vardi
evelyn daha sade bir şey yokmu dedim vere vere de bu sari elbiseyi verdi
ben aşaği inerken jungkook ağzı açık bir şekilde bakıyordu sonra yanıma gelip çok güzel olmuşsun Eirene dedi tabii benim yüzüm gene domates gibi kızarmıştı her neyse
biz arabaya binip gittik ve uzun bir yolculuğun ardından o güzel sahillere geldik o kadar güzeldi ki gelmeyeli çok uzun zaman oluyordu
ben yiyecek içecekleri hazırlıyordum bir yandan yoongi de mangal yapıyordu evelyn yanlışlıkla jungkookun üstüne su dökmüştü jungkook da onu kovalayıp duruyordu helena ise meymenetsiz bir şekilde otuyordu bu kızdan iyice gıcık kapmaya başladım valla gıcıklığı insani deli ediyor ama katlanmak zorundayım
ben tabii kısa süre sonra masayı kurmuştum ve herkesi çağırdım yemekten sonra jungkook oturmaya mı geldik diye söyleniyordu bende biraz utanarak kulağına sahilde yürümek ister misin dedim oda olur dedi kalktık yürürken bir yandan sohbet ediyorduk o kadar tatlı anlatıyordu ki neyse sonra biz yakan top oynadık tabii ben kazanınca
jungkookun boynuna atladım oda bana sarılıyordu arkadan karabasan gibi bakan helenayı saymıyorum bile bu kızın benimle olan derdini oturup sherlock holmes gibi araştıracak değilim çıkar elbette ki bir yerden kokusu biz bir sürü oyun oynadıktan sonra nihayet akşam oldu ama biz neden eve gitmiyorduk jungkookun kulağına
"neden eve gitmiyoruz dedim"
"burası akşamda güzel oluyor dedi "
sonra evelyn beni sürükleyip taa sahilin başına getirdi çok yorulmuştum ama o vazgeçmiyordu ne çenesinden nede yürümekten neden beni buraya getiriyorsun diye sorduğumdada seni çok güzel bir yere götüreceğim diyordu tabi bende hal kalmadı ki hayır birde bu dünya kadar yolu geri dönmek vardi her neyse sizce bana göstereceği şey neydi az sonra
elimizde ben sinirden patlarken milkshake vardi sadece sinirle ben onu içerken evelyn korka korka bana bakıyordu bi an gerçekten gülesim geldi o kadar masum bakıyordu ki ben güldüğümde rahatlamıştı her neyse ben geri döndüğümde bir de ne göreyim
jungkookun elinde en sevdiğim çilekli pasta İYİKİ DOĞDUN EİRENE İYİKİ DOĞDUN EİRENE DİYEREK bana doğru geliyordu bende bir tekim sulu göz olduğum için ağlamaya başladım ama üzüntüden değildi sonra jungkook a sarıldım kulağıma doğum günü kızları ağlamaz diyerek gülüyordu bana aldığı kolye buydu o kadar güzeldi ki jungkook a gerçekten çok teşşekkür ederim dedim
yoongi :kıza bak ya bizi adamdan saymıyor
evelyn : ben bu kıza ayaklarım kopana kadar bütün sahili gezdirdim ama yoooooooook kız anca tişikkir edirim jinkik diyor
Eirene : hepinize gerçekten çok teşşekkür ederim ve jungkook a
Bunu sonsuza dek saklayacağım dedim
o da bana gülerek bakıyordu ......
UMARIM BEĞENİRSİNİZ
YOU ARE READING
ELEMENTS
FantasyRagna gezegeninin kehanetine göre ; Bizi bu savaştan kurtaracak kişi bu dört elementin sahibi