Yalnızlığın Pençesi

24 2 1
                                    

"Sana inanamıyorum. Gerçekten sana inanamıyorum. Sahiden mı? Ciddi misin Dalga?"
Evet ciddiydim. Belki bu kurmaca dünyayı yönetmek için fazla cesaretliydim. Yada ailemin bana 'yalnız,asosyal' demesi yerine gerçekten ortam yapıp Yaprak lisesinin popülerleri arasında olabilirdim.Ama neredeydim biliyor musun? işte tam burada . Küçüklüğünden kalma sadece tek arkadaşı olan bir kız , belki sadece yanlızlığın pencesindeydim.
"Gayette ciddiyim. En fazla ne olur? Vahşi kurt adamlari tarafından yenilebilirim değil mi? Olamaz (!)" İşi ciddiye vurmamami tam tersine sanki komik bir şey varmış gibi alay etmeme sinir oluyordu.
Sevgili Gökçe , hayat dalgaya vurulacak kadar boktan dostum.
"Dalga anlamıyorsun iki sene önce yaşananlarda bir payın olmamış olabilir ama bundan sonra büyük bir sorumluluğa gireceksin" dedi Gökçe
"İki sene önce olanlar için üzgünüm. 15 yaşındaydık Gökçe. Şimdi ise bir şeylerin değiştiğini düşünüyorum. Artık bu yetişkiniz değil mi?" dedim ve yutkundum." Bak dinle,dışlanmak istemiyorum artık anladın mı? Ne dersin belki bu oyun hayatımizi kurtarir ha?" dedim ve elimi yavaşça onun omzuna vurdun.Elimi yavasca ittirdi.
"Asıl sen dinle Dalga. Popüler olmak zorunda değilsin. İnsanlar seni konuşmak zorunda da değil. Farkında değilsin belki ama dışlanan ben değil aksine sensin. Başına gelen şeylerden sorumlu tutulacaksin. Bak  ne yaparsan yap arkandayım ama bu konuda değil. Başımın derde gitmesini istemiyorum." 'Dışlanmak ha? Farkında değil miyim? İnan herkesin alay ettiği o gotikli giyinen bir kız olmak istemezdim'
"Git" dedim
"'Git' mı?" dedi. Şaşırmıştı sanki 12 sene boyunca ona hiç git dememiştim. Beyaz örtülü yatağımdan kendini geriye çekti bacağının birini aşağıdan çekerek diğer bacağının yanına bağdaş kurarak oturdu.
"Evet git. Basın derde girmesin"
"Kırdın" dedi
"Sende"
Ayağı kalktı siyah sortunu üstünde nazikçe düzeltti yerden sarı küçük çantasını alıp omzuna geçirdi açık mavi tişörtünün arasına sıkışan açık renk saçlarını çıkardı. Ben ise oturduğun siyah bilgisayar masası koltugunun üstünde bir elim Gökçe'ninkinden haddince kısa sortumun üstündeydi. Onun gitmesini kâla almıyordum. Bana dikkatlice bakıp,
"Daha nazik olabilirsin Dalga" dedi cevap bile vermemi istemiyordu ki bilhassa hızla odadan çıktı.

2.DalgaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin