Lonten ormanın sınırına gelince koşmaktan vaz geçip ormanı en iyi bilen Gost'a "Şimdi nereye gideceğiz?"dedi. Lontenin hemen önünde Mell durdu ve okunu sadağından bir anda yayına gerip Üstlerine doğru at koşturan Toles şövalyesi ve muhafızlarına doğru nişan aldı. Lonten, Mell'e " Bu sefer değil evlat fazla vaktimiz yok."dedi. Uzun kahverengi ve kıvırcık saçlı Mell alay edercesine "Ama oyuncaklarımla oynamak istiyorum."dedi. Gost koşarak Mell'in yanına geldi. Elini Mell'in omzuna koyarak "Hadi sana yeni oyuncaklar bulalım."dedi. Üçüde ormandan içeri koşarak girdiler. Şövalye ve muhafızlar ormandan içeri girdiklerinde üç hırsızdan hiç bir iz yoktu. Şövalye uzunca bir göz gezdirdikten sonra "Pislik özgür kafirler..."dedi ve saygısızlık manasında yere tükürdü. Sonra ise "Gidiyoruz."dedi ve atını muhafızlarıyla birlikte Toles'e doğru sürmeye başladı. Muhafızlar ormandan çıkınca sesizliğin ortasında çalılardan hışırtılar geldi. Çalıların arkasından kılıcıyla Lonten çıktı ve etrafı kolaçan ederek "Gelin gitmişler."dedi. Arkasından Gost çıktı ve Lonten'in arkasında dikeldi. En arkadan Mell geldi ve Lonten'in omzuna dokunarak "Belkide anneleri eve çağırmıştır?"dedi alaycı bir sesle. Yönlerini ormanın kuzeyinde kalan Niron Dağlarının eteklerine çevirdiler ve yürümeye başladılar. Ormanın derinliklerine gittikçe ağaçlar uzayıp sıklaşıyordu. Lonten ormanda hafif bir açıklığa gelince deri bir eldiven giydi ve eline kuru bir et parçası tutuşturdu. Sonra büyük bir ıslık çaldı. Havadan büyük bir çığlığa benzer ses geldi ve ardından koca kanatlı bir şahin Lonten'in eldivenli eline kondu ve kuru et parçasını yedi. Lonten şahine bakarak gülümsedi ve şahini tekrar gök yüzüne saldı. Şahin kocaman kanatlarını açtı ve çığlık atarak gözden kayboldu. Sonra ise yollarına devam ettiler. Dağların eteklerine neredeyse gelmişlerdi. Tam krallıklardan gizlice kurdukları özgürlerin kampı alanına gireceklerdi ki bir anda etraflarını oklu on insan sardı. Lonten gülerek "Neydi şimdi bu yaşadığımız yerden mi kovulduk?"dedi. Oklu insanlar oklarını indirdiler. Okçuların başında ki Farat "Sizden başkası da olabilirdi."dedi. Lonten ciddi bir sesle "Anlaşılan biz gidince misafirler gelmiş."dedi. Farat "Son zamanlarda sık gelir oldular."dedi. Ormanda kurulan kamp yerine girdiklerinde Özgürlerin yaşadığı çadırlardan bir çember olduğu ve ortada gece için yakılacak büyük ocağın olduğu belli oluyordu. Mell ve Gost çadırlarına doğru giderken Lonten de çadırından içeri neredeyse girecektiki kız kardeşi Enodred ona çarparak ondan önce içeri girdi. Sonra ise gülerek "Bak sevgili abicim seni hırsızda olsan içeride ağırladım bir hediyeyi haketmişimdir herhalde?"dedi. Lonten gülerek "Henüz dünyamızda sana uygun bir hediye bulamadım."dedi. Dalga geçtiği çok belliydi...
Ormanda seyrek vuran güneş ışıkları yok olmaya başlamıştı. Çadırlardan oluşan çemberin ortasındaki ateş yanmıştı. Etrafı çadırda ki seyrek ışıklar hariç sadece titreyen kamp ateşi aydınlatıyordu. Herkes çadırında akşam yemeğini yedikten sonra ateşin etrafına oturup birbirleriyle sohbet etmeye başlamıştı. Özgürlerin kendi aralarında lider olarak gördükleri iri baltalı Gerolt, Lonten'e " Bugün gelen misafirler size hediye getirmiş."diyerek yanında üç Asgart atı ile geldi ve atları bir yere bağladı. Gerolt atları bağlarken Lonten'in şahini çığlık atarak geldi ve Bir meşe ağacının dalına kondu. Lonten koşarak şahinin yanına gitti ve şahinin gözlerine baktı. Gost kötü bişey olduğunu anlayınca Lonten'in yanına gitti ve "Ne oldu?"dedi. Lonten sakin bir sesle "Misafirler hediyelerini geri almak için kalabalık şekilde geliyorlar."dedi ve Gost'un gözüne baktı. Gost koşarak davulun yanına gitti ve davulu çaldı. Bu acil durum ve saldırı davuluydu. Kadın çocuklar ve silahsızlar hemen ağaçlardaki sığınaklara tırmandılar. Mell "Ne oluyor?"diyerek bağırınca Gost "Birazdan istemediğin kadar oyuncak burada olacak."dedi. Kamp alanında sadece Gerolt ve üç hırsız kalmıştı. Özgür insanların on tane okçusu vardı. Fakat güney tarafına kontrole gitmişlerdi. Mell "Hadi biraz oyun oynayalım!"dedi ve büyük bir kahkaha attı. Sonra Gost'a dönerek "Gost hediyelerin için teşekkür ederim."dedi. Sırtından yayını aldı ve sadaktan bir ok alıp yayına taktı. Batı tarafından hışırtılar geliyordu. Mell yayını gerdi ve çalılıklara nişsan aldı. Gerolt koca savaş baltasıyla en önde durdu. Lonten, kılıcı Gost ise iki elli baltasıyla hemen arkasındaydı. En arkada Mell okuyla bekliyordu. Doğu tarafında hazırda bekleyen Özgür adamların karşısına bir anda batı tarafından otuz kişi fırladı. Lonten bir anda "Dargonath!!!"diyerek bağırdı. Lontenin sesi ormanın her yanında yankılanmıştı. O kadar gürdüki güneyde Farat'ın kulaklarına kadar çalındı sesi. Lontenin amacıda buydu. Faratı çağırmak... Farat yanında ki on erkeğe "Adu."diyerek bağırdı ve Özgür muhafızlarla beraber ormanın içinde kamp alanına doğru hızla hareket etmeye başladılar. Mell üstlerine doğru koşan Asgart askerlerine doğru nişan aldı ve en öndeki askeri alnından vurdu. Ok atılmasıyla beraber Gerolt baltasıyla önüne gelenleri indiriyordu. Gost tam küçük savaş baltasını Asgart askerine sağlayacaktı ki Mell arkadan bir ok ile askeri vurdu. Gost sinirli bir şekilde "Hey o benimdi. Git kendine başka oyuncak bul evlat."diyerek bağırdı. Mell yayını sırtına asıp koşmaya başladı Asgart askerlerinin iki üstüne doğru iki tarftanda geliyordu. Mell güldü ve sonra belindeki iki hançeri eline aldı sağ tarafında ki askere tekme atarak yere düşürdü ve sol tarafında ki askerin karnını hançeriy yardı ve aynı anda hançerini sağda yatan askere fırlattı. Lonten üç askerle beraber savaşırken Mell elindeki diğer hançeri Lontenin yanında ki askere doğru fırlattı. Hançer havada vızıldayarak gitti ve askerin ensesine saplandı. Askerle o kadar fazlaydı ki Gerolt ve hırsızlar geriye çekilmek zorunda kalmışlardı. Mell tekrar okunu yayına gerdi ve nişan aldı. Asgard askerleri düzene geçti. Ardından iki sıra olarak saldırıya koşmaya başladılar. Mell okunu tam fırlattığı sırada ormanın içinden ona yakın ok daha çıktı ve Asgartlı askerlerin ön sırasının tamamını yere serdi. Ormanın içinden on bir tane siyah pelerinli özgür muhafızlar çıktı. Asgart askerleri muhafızları gördükleri gibi dağılarak ormanın içine doğru kaçmaya başladı. Özgür adamlar zafer naraları atarak tüm ormanı inlettiler. Fakata Lontenin kız kardeşi Enodred bir çığlık attı. Herkes sesini bir anda kesti. Çünkü Lontenin babası bir okla bacağından vurulmuş şekilde yerde yatıyordu. Lonten koşarak babasının yanına gitti ve kafasını kucağına aldı. Lontenin babası "Lonten. Beni iyi dinle oğlum. Daima halkımızı özgür ve hür kıl. Sen oğlum bu halkı kesinlikle tutsaklığa ve krallıkların boyunduruğu altına almayacaksın. Bana söz ver."dedi zor bir sesle. Lonten göz yaşlarını tutamayarak "Söz."dedi. Lontenin babası son nefesini verdiğinde Enodred büyük bir çığlık attı. Lonten ve diğerleri babasını gömdüler kendi dinlerine uygun bir vaziyette. O gece zafer kutlamaları ve şenlikleri olmadı. Aksine ağıtlar yankılandı tüm ormanda. Çünkü Boreld oğlu Lidin hürlüğü için göçüp gitmişti bu dünyadan. Orman halkının inanışına göre derlerki Doğa ana çocuklarından biri öldüğünde onun yaşam enerjisi ruhunu kendi yanına büyük salonlarına alır. Ve oradan diğer çocuklarıyla yeryüzünde yaşayan çocuklarını gözlerler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKLERİN HALKI
AdventureKrallıkların ellerinden dinlerinin ve hürriyetlerinin elinden alındıkları bir dünya. Ve bu dünyada özgürlükleri için topraklarını terk edip ormanlara kaçan bir halk. Mengeller. Dünyadaki beş büyük krallık olan Toles, Nurn, Karva, Dornath ve Asgart ü...