Birinci Bölüm

29 2 1
                                    

Sevilmeden Sevmeyin Yoksa Dağılırsınız...

Benim adım Akça ve yine her zaman ki gibi saat dokuz buçuk civarında uyandım. Her sabah yaptığım tek şey yatağımı toplayıp üstüme bişeyler giyip hemen mahalleye inip bakkal hüseyin amcanın oğlu en yakın arkadaşım canım kardeşim Murat'ın yanına gidip bakkalda beraber kahvaltı yaparım. Kahvaltıdan sonra evime çıkıp bilgisayarımı açıp haberlere bakarım. Çünkü yıllar önce sevdiğim ünlü İş Adamı Mehmet Yiğit'in kızı Senem Yiğit'in hayat durumuna bakarım. Yıllar önce canımdan çok sevip aşık olduğum bir kızdan bahsediyorum. Çok güzel bir kızdı gözleri kara saçları siyah ama uçları sarı ince belli saçlarını iki tarafa atan kendine bakan zayıf bakımlı herşeyiyle mükemmel bir kızdan. Umursamaz tavırları özgüveni güzelliğine daha fazla hava katıyor şımarıklığıyla göz boyuyordu gözümde her türlü güzel olan bir kız. Küçükken aynı mahallede otururduk. Komşuyduk Ailelerimiz birbirine çok yakındı e haliyle bizde beni en yakın arkadaşı gibi hissederdi ama ben ona aşıktım. Hayatında ne olup biterse bana anlatır sonrada gözümün içine bakıp gülerdi. O benim gözlerim içine bakıp gülümsediği anda zaman durur ve ben sadece ona bakardım çünkü o gülüşü aklımdan çıkarmak istemezdim. İlkokul, Ortaokul ve Liseyi beraber okuduk. Bir Türlü Seneme açılamadım ve en yakın arkadaşı gibi oldum. Liseye yeni başladığımız da aynı sınıftayken sınıfın en zengin ve yakışıklı çocuğu her kızın birlikte olmak isteyeceği bir çocuk vardı ismi Buğra Atay'dı ben sağ tarafta en arka sırada can yoldaşım kardeşim Murat ile birlikte otururdum Buğra ise Sol tarafta zengin bebelerinin sırasında oturuyordu. Senem ise orta sıranın en önünde yanında zengin kız arkadaşı Buse ile oturuyordu. Okul açılalı 2 hafta olmuştu ve o zengin züppesi Buğra sınıfın en güzel kızı ve canımdan çok sevdiğim kıza açılmaya başlamıştı. Senem gözü yükseklerde bir kızdı ve o da Buğra'ya karşı boş değildi. Senem Buğra ile birlikte takılmaya başlamıştı. Bir gün okul çıkışı Buğra Senem'i o zamanın en zengin benim gibi eziklerin gidemeyeceği kafeye götürmüştü. Ben ise onları takip edip sadece uzaktan izledim sevdiğim kızın başka bir erkeği sevdiğini görünce adeta yıkılmıştım. Senem'le Buğra o kadar derin sohbet ettiler ki birden saatin kaç olduğunun farkına vardılar. Senem Buğra'ya eve gitmesini ve geç kaldığını söyledi Buğra seni evine bırakayım diyerek Senem'mi evine kadar bıraktı ben ise onu uzaktan çaresiz ve umutsuz bir şekilde izledim. O an Buğra'nın Senem'e dokunduğu o elleri kırmayı çok istedim o an ki en büyük isteğim buydu ama Buğra arabasına binip eski kokuşmuş mahalleden uzaklaştı o sırada Senem kapıyı çaldı ve annesi Ahsen hanım kapıyı açtı ve Dila ya
"neredesin sen?" diye çıkıştı ve içeriye aldı ben ise her zaman ki gibi uzaktan çaresizce baktım. Sonra bende evin yolunu tuttum kapıyı çaldım küçük kardeşim Ali kapıyı açtı ben ise koşarak direk terasa çıkıp kuşlarımın yanına gittim. Kuşlarımın yemini suyunu tazeledikten sonra aşağıya indim Annem yemeği hazırlamış Babam ve Kardeşim yer sofrasında oturmuş yemeğin gelmesini bekliyorlardı. Ben de odaya gelip masaya oturdum.Annem yemeği getirdi Babam sofrada bana bakıp
-Oğlum neyin var? dedi.
-Bişeyim yok Baba...! dedim ve yemeğin başından kalktım. Üstüme montumu giyip sokağa çıktım kapının önüne oturup Senem'in odasını izlemeye başladım birden Senem perdeyi açınca benim odasına baktığımı gördü ve gülümsedi camı açıp;
-Biryere ayrılma iki dakikaya aşağıdayım sana anlatacaklarım var dedi. Aşağıya öyle sevinçli bir şekilde indi ki bir an Beni gördüğüne sevindiğini zannettim ama o yanıma gelince hemen bugün Buğra'yla ne yaptıklarını anlattı. O an içim öyle yandı öyle acıdı ki anlatamam. Sonra bana gülümseyip "yarın sınıfta görüşürüz" dedi. Sinirimden hızla eve çıkıp yatağa uzandım ve eski radyoyu açıp dinlemeye başladım. Saat üç buçuk oldu ve ben hala uyuyamadım sinirim den tuvalet aynasına öyle bir yumruk attım ki ayna paramparça oldu tabi elimde gürültüye uyanan bizimkiler elimi öyle görünce hemen acile götürüp elime 5 tane dikiş attılar. Sabaha kadar oturduk bizimkiler niye kendime zarar verdiğimi söyledi ben ise hiç birşey demeden kafamı eymiş ve Senem'i düşünüyordum. Zorla sabah olsada saat sekiz buçuk'tu. Elim sarılı bir şekilde üstümü giyip evden çıktım. Tam okulun önüne yaklaşmışken Dila Akça diye bağırdı arkama dönüp baktım Buğra elini Senem'in omzuna atmış beraber okula geliyorlardı. İkisisini öyle görünce içimde ki öfke daha da büyüdü. Buğra Senem'e sen sınıfa geç ben geliyorum dedi. Senem'de gülerek benim yanıma geldi.
-Nasılsın Akça? Ben biraz kısık ve öfkeli bir sesle
-İyiyim... dedim. Senem elimi sarılı görünce noldu diye sordu Ben ise cevap vermeden sınıfa gittim ve sırama oturdum. İki dakika sonra Buğra'yla birlikte el ele tutuşarak içeriye girdi. Ben kafamı sıraya koydum ve dokuz ders boyunca yattım gözümü açtığımda Son derse gelmişiz kalktığımda yüzümün her yeri hep iz olmuştu. Zil çaldı kardeşim Ali'yle evin yolunu tuttuk. Senem'le Buğra gezmeye gitmişler. Eve geldim yemeğimi yiyip Ali'nin yanına gittim akşama kadar tavla atıp çay içtik. Solak olduğum için Sol elim sargıdaydı fazla kullanmadığım sağ elle çay içip tavla oynuyordum. Akşam olmuştu saat sekiz buçuk gibi evin yolunu tuttum. Evin önüne geldiğimde Senem'le Buğra arabanın içinde konuşuyorlardı Ben ise hiç onlar yokmuş gibi davranıp eve girecektim zaten Senem beni görseydi de umursamazdı çünkü yanında sevdiği adam vardı onu herşeyden çok seven bir adam değil. Eve geldim kapının üstünde bir not ve notun üstünde anahtarın Ahsen Hanım larda olduğunu ve bizimkilerin bir aylığına Edirne'ye amcamın yanına gittiklerini bana biraz para ve yiyecek bıraktıkları yazıyordu. Notu kopardım ve anahtarı istemeye Senem'lerin evine gittim. Kapıyı çalınca Senem kapıyı açtı ve gülerek hayırdır dedi yüzünden anlaşılacağı gibi çok güzel bir gün geçirmişti.
-Anahtar sizdeymiş de
-Hı bekle dur getiriyorum al
-Sağol
-Noldu sana Buğra'yla çıkmaya başladıktan sonra benden uzaklaştın hayırdır ters bişeymi yaptım? dedi
ben ise hiç bozuntuya vermeden;
-Yoo aynı!
-Tamam o zaman yarın okulda görüşürüz Akça...
-Görüşürüz Senem...
Anahtarı alıp öfkeli bir şekilde eve gittim kapıyı açtım ve içeri girdim. Hayatta olduğu gibi evde de tek başımaydım. İnsan kaderinden kaçamaz kaderinde ne varsa onu yaşar benim kaderim de ise yalnızlık
var. Şimdiden yaşamaya başlamıştım yalnızlığı, hayat insanın canını çok Yakıyor hele ki Sevince...!

Ne zormuş beklemek, beklenenin haberi bile yokken...!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 10, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Umudum Onda Kaldı 💔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin