Jin
Geçmişinizdeki ve şimdiki sorunlarınızdan kurtulmanın tek yolu benim için uykuydu. Çünkü uyuyunca güzel rüyalar görebliriz ya da en azından kötü rüyaları değiştirebiliriz. Ama hayatı kontrol etmek hiç de kolay değil. Özelliklede benim ki gibi bir hayatınız varsa.
Benim adım kim seokjin. 23 yaşındayım ve üniversite sondayım. 2 yıl daha okumayı düşünüyorum. Notlarım çok iyi olmasada 50 den aşağı bir notum yok. Benim hayalim bir müzik öğretmeni veya bir aktör olmak. Öğretmenlerim çok güzel bir sesim ve yüzüm olduğunu söylüyor. Ama ben sorunlarımı düşünmekten kendime zaman ayıramıyordum.
Benim muhteşem rüyamı bölen alarmımın sesiydi. Hemen kalktım ve alarmı kapattım. Okulumuzda forma giyme zorumluluğu olmadığı için ben üstüme okul tişörtümü altımada yırtık siyah bir kot giydim. Normalde hep kahvaltı yapardım ama bugün içimde kötü bir his vardı. Hemen çantamı aldım ve okula yürüdüm. Okul evimin dibinde olduğu için 2 dakkada okula vardım. Okula girdiğimde herkez -öğretmenler bile- aralarında fısıldaşıyorlardı. Bağzılarını duyabiliyordum sanırım okulumuza belalı bir öğrenci gelmişti. Ve galiba benim sınıfımda. Çünkü en az öğrenci bizim sınıftı. 14 kişiydik. Fazla meraklı biri olduğum için hemen sınıfa doğru yürümeye başladım -daha doğrusu koştum-.
Sınıfa girdiğimde yeni olduğu tahmin ettiğim çocuk kardeşim gibi sevdiğim Taehyunguma bağrıyordu. Ne kadar güçlü göründüğü umrumda değildi hemen önüne geçtim ve onu ittirdim. Sanırım bu onu dahada çok sinirlendirdi.
Taehyung birden belimden sarılınca sıçradım -sıçtım-. Namjoon dikkatimin dağılmasını fırsat bilerek beni kolumdan yakaladı ve bir anda kendimi okulun kullanılmayan bölümünde buldum. En son duyduğum şey taehyung'un hyung diye ağlamasıydı.
Karşımda dikildi ve gözlerime sinirle baktı. Resmen beni gözleriyle dövüyordu.
Beni birden duvara itti ve hemen yaklaştı. Bana çok yakındı bu rahatsız edici ve ürkütücüydü."Sakın bir daha işime karışma!"
Birden bağırmasıyla korkudan titredim. Titrediğimi görünce sırıttı.
Boynuma yaklaştığında bayılacak dereceye gelmiştim. Şuan ölesiye korkuyordum. Birden boynuma sivri birşeylerin saplandığını hissettim. Kıpırdayamadım yada ses çıkartamadım. Canım çok yanıyordu. Kanımın her damlasını emdiğini hissediyordum. Sonra yavaş yavaş gözlerim kapanmaya başladı. Ve ışık beni terkederken diyebildiğim yek şey "yapma" ydı.
Hayatımın en büyük hatasını yaptığımı fark etmiştim.... Bir vampire bulaşmıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Under The Bloody Moon *Namjin*Smut*
FanfictionKan renginde parlayan ay. bir sen birde ben...