Bir Çocuk Yaralı

1.8K 149 361
                                    

Bölüm ismi düşünürken aklıma bu geldi ve kendimi medyaya şarkıyı eklemekten alıkoyamadım gkskdkdlgü

Acaba her bölüme can bonomo şarkısı mı koysam
Şarkıların bölümlerle alakası yok sadece isim hajfjwjfk

Can bonomo konserine de götürün beni
Acilen 18 olmam lazım.

"Katsuki, git ormanda oyna. Annecik akşama ejderha eti getirecek."

Üstünden saatler geçmesine rağmen hâlâ eve dönmeyen annesi hakkında endişelenmeye başlayan Katsuki, bütün bu süre boyunca dikmekle uğraştığı yaprakları cebine tıkıp ormana attı kendini.

Annesine bir şey olacağından değil, acıkmıştı. Mitsuki Bakugou ejderhalara yenilecek tipte biri değildi.

Savaş alanını tespit edebilmek için, en iyi yaptığı şeylerden birini, ağaca tırmanmayı seçti. Belki yüksekten kocaman ejderha kanatlarını, ejderha ateşinden yanan ağaçları veya ejderhaların kafalarına çıkmış, kızıl gözleri vahşice parlayan annesini görebilirdi.

Gördü de.

Görkemli ejderhalarla savaşma arzusunu bastıramadı ve yanan ağaçlara doğru koşmaya başladı.

Dalları, yaprakları, sarmaşıkları aşıp hedefine vardığında çok heyecanlıydı ancak annesi, savaş alanının ortasında 7 yaşındaki minik oğlunu görmekten pek memnun görünmüyordu.

Mitsuki Bakugou'nun hayatında önemsediği sadece iki şey vardı: Kocası ve oğlu. Ancak kocası çok yumuşak kalpli ve nazik biriydi, klanlar arasında savaşların sürdüğü bu döneme hiç mi hiç ait değildi. Mitsuki, önünde duran büyücüye kılıcı batırmaya gönlü el vermediği için büyücünün zehrine maruz kalan kocasını ve onun hemen yere yığılışını hatırladıkça gelen mide bulantısına engel olamıyordu.

Masaru her canlıya sevgiyle yaklaşır, sakin sesiyle her şeye umut verirdi; Mitsuki onun gibi bir meleğin neden kendisi gibi bir canavarı sevdiğine hiç anlam veremiyordu.

Bu yüzden biricikti onun oğlu. Hem kendisinin vahşi kanını, hem Masaru'nun iyi kalbini taşıyordu.

"Seni küçük orospu! Git ormanda oyna demedik mi?"

"Acıktık herhalde! Alt tarafı iki ejderha eti getireceksin be!"

Ejderhalar küçük insan yavrusunu gördüklerinde bunun daha kolay bir av olduğunu düşünmüşlerdi. Tabii Katsuki'ye doğru son hızda giden kırmızı ejderha Mitsuki Bakugou'nun kılıcı tarafından saniyeler içinde parçalara ayrıldığında hevesleri biraz kırılmıştı.

"Hemen ormana geri dön! Bana ayakbağı olursan ikimiz de hiçbir şey yiyemeyiz."

Sarışın çocuk oflayarak uzaklaşırken Mitsuki de onun gücüne karşı koyamayan ejderhaları birer ikişer kesmeye devam ediyordu.

Katsuki ormanda yavaş yavaş yürümeye devam ederken taşın tekini tekmeleyip sinirini belirten bir hırlama çıkartmasıyla çalıların arasından gelen korku dolu bir inleme kulaklarını doldurdu.

İnlemeyi birkaç hıçkırık ve burun çekme sesi takip ettiğinde Katsuki orada ne olduğunu oldukça merak etmişti.

Ama o adım attıkça çalıların arasındaki her ne ise daha çok büzülüyor, çıkardığı seslerdeki korku daha hissedilir oluyordu.

Katsuki onun tam bir aptal olduğunu düşündü, onu korkutmamak için yavaş yavaş yaklaşan kendisinin aksine herhangi bir yırtıcı canlı onun korkusundan yararlanıp mideye indirmek için rahatlıkla saldırırdı.

Çalılara ulaşan Katsuki yaprakları kenara ittiğinde olabildiğince küçülmüş, sarındığı kumaşa titreyerek yapışmış, burnunu çekmekle meşgul kendisinin yaşlarında bir çocukla karşılaşmıştı. Bulunduğunu fark ettiğinde tutamadığı hıçkırıkları şiddetlenmiş, boncuk boncuk terler alnından inmeye başlamıştı.

Katsuki çocuğun omzunu hafifçe sarstığında karşılaştığı korkmuş gözler içine bir öküz oturtmuş, hüzünlendirmişti. Fakat bu hüznün sebebi Katsuki'nin sahip olmadığı bir duygu olan acıma değildi.

"Tabii, kork hadi, Mitsuki Bakugou'ya benziyorum, o yüzden seni öldürürüm değil mi?"

Duyduğu duygusuz soruyla kafasını kaldıran çocuğun beyaz boynuzları sarındığı kumaşın altından gözükmüştü ancak Katsuki buna dikkat edemeyecek kadar sinirlenmişti. Zaten o göremeden küçük çocuk hemen kapatmıştı boynuzunu.

"Asla bir ejderha olduğunu görmelerine izin verme Eijirou."

"Hadi sen de kaçsana! Sen de yalnız bırak beni! Kıçımın kenarı!" Sesi titremeden hemen önce işaret parmağıyla geldiği, annesinin olduğu yönü gösterdi. "Ben de onun gibi canavarın tekiyim sonuçta!"

Eve getirdiği her arkadaş annesi tarafından potansiyel yemek olarak görüldüğünden şu zamana kadar doğru dürüst tek bir arkadaşa bile sahip olamamış küçük sarışın çocuk için birinin onun önünde tir tir titremesi normal bir şeydi.

Hatta ormandaki her canlı annesinin ününü bildiğinden, karşılaştığı herhangi bir canlının önünde tir tir titremesi gayet normal bir şeydi.

Herkes ona böyle korkuyla baktıkça daha yalnız, daha kızgın hissediyordu, sanki lanetliymiş gibi.

Köylerden nefret eden annesi sağolsun Katsuki ne okul biliyordu ne de oyun. Bütün gün yapabildikleri topladığı sazlarla yaprakları dikmek, annesiyle 5 taş oynamak ya da annesinin diğer canlıları katledişini izleyip onun gibi olabilmeyi düşlemekten ibaretti.

Annesi gibi bir canavar olmayabilirdi, ama olmayı düşlüyordu. O zaman doğduğundan beri onu saran yalnızlığın açtığı boşluğu öldürdüğü canlıların kanıyla doldurabilirdi. Çok güçlü olabilirdi, annesi gibi öldürdüklerini satarak çok da zengin olurdu.

Kimseye ihtiyacı yoktu; bir kılıç, öldürdüğü canlıların dişlerini asacağı bir kolye, kışın üşümemek için kestiği bir kaplandan yapacağı bir kürk ve tamamdır, yenilmezlik cepteydi.

Annesi gibi bir canavar olabilmek varken, babasının aptal merhametine özenecek falan değildi.

2 saniyede bir burnunu çeken çocuk ise tüm bu hayallerden uzaktı, insanlarınkinden çok daha keskin olan gözleriyle Katsuki'yi izliyor, korkusunu bastırmaya çalışıyordu. Mitsuki Bakugou'yu tam olarak tanımadığından Katsuki'nin dediğini pek anlamamıştı ancak onun biraz önce karşılaştığı sarışın kadın olduğunu düşünüyordu. Aralarındaki benzerlik inanılmazdı.

Katsuki sinirle dolup taşan gözlerini devirip uzaklaşmaya yeltenmişti ki dolmuş çocuğun bakışlarındaki ve tuttuğu kolundaki acıyı görmüştü.

Yaralı olmalıydı, sol kolunu tutan parmakları gözleri kadar kırmızıya bulanmıştı. Yaydığı kan kokusuyla, inlemeleriyle ve bu korku dolu bakışlarla kaplanın tekine av olması an meselesiydi.

"Cidden aptalın tekisin, değil mi?"

Milletin backgroundını dayadığım giriş bölümü h. o.

Küçük Eijirouyu yerim<3

Nadir Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin