Kim?

13 2 1
                                    

Baharın ortasında bulut griye, hava serine döndü. Yağmur Ha yağdı ha yağacak. Bir saat içinde buralar sel olup akacak havası. Camın arkasında dört duvarın ortasında olmanın rahatlığı. Düşünüyorum kendimi,zamanı,insanı ve doğayı. Bazen sizinde aklınıza geliyor mu? Bu çağda bu zamanda bir çok şeyi bilmezken, insanlık dünyanın bilgisini nasıl sığdırdı tarihine. Hayır öğrendi fakat nasıl unutmadı.Yazı,kalıntı falan filan diyorsanız dünyanın yaşı yaklaşık 5 milyar,insanlığın yaşı 1 milyon,bilinen hikayesi( eh düzeyde o da) 130.000. Yazı,kalıntı, mimari falan durumu 5000 yıl yaklaşık. Ama hissedilen bilginin varlığı 5000 yıldan fazla. Milyarlarca bilgi var kodlarımızda(kodlarımızı taşıyan kim). En basitinden doğadaki her bitkininin insan tarafından deneyimlenip zehirli zehirsiz, faydalı faydasız olarak sınıflanması bile milyon yıllık bir bilgi. Fakat bilgi nasıl taşınmış.Daha doğrusu yazısız dönemin bilgisi nasıl taşınmış? Ölümle birlikte yok olması gerekmez miydi? Sokrates okuduğum bir kitapta bilgi nin ruhlarımız aracılığıyla taşındığını savunmuş. Hatta iyi ruhların ölünce öz ile birleştiğini ve kötü ruhların iyi oluncaya kadar yolculuğuna devam ettiğini de. Peki o zaman iyi ve kötü ruh belirleyen kim, belirlendiyse eğer mesul muyuz? ruhlarımıza bilgi önceden öğretilmiş miydi? yoksa göçleri sırasında mı öğrendi? O zaman ben aslında kimim??? Anlamak için öğrendiğim kitaplarda karışmak daha da karışmak. Hiç bir şey bilmediğimi tırnağıma kadar hissetmek. Yolun yarısını 5 geçe hiç yürümemiş gibi hissetmek. Ya da en doğrusu sorgulamadan inanmak mı acaba??

DenemelerWhere stories live. Discover now