UMUTSUZLUK..

4. BÖLÜM

Annemle ben dışarıda kalmıştık. Artık bir evimiz yoktu fırsat bu fırsattı anneme güney koreye gidecegimi söyledim onun tabikide tepkisi olumsuzdu ama benimle gelmekten baska çaresi yoktu. Çünkü artık babam yoktu onun para kaynağı bendim. Ve benimle gelmek zorunda kaldı. Trenle ilk yolculugumuza başladık ne ben annemle konusuyordum ne o benle. Ama umursamıyordum artik babam yoktu ve o bana istediklerini yaptıramazdı. Trenden indiğimizde annemin peşine gangster kılıklı adamlar takıldı ve annem beni bile umursamadan birden kaçmaya başladı. Yine ne halt ettiyse... Bu sırada annemi bırakıp yoluma devam etmeye karar verdim çünkü o sadece benim hızımı kesiyordu.Hızla koşarak oradan uzaklaştım. Ve yaklaşık 10 saat gibi bir süre sonra koredeydim. Tek bir sorun vardı şuan gecenin biriydi ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Ucuz bir motel buldum ve burada kaldım.. Sesini tanımadığım bir alarm sesiyle uyandım kulübeye benzer odada uyandim. Seul gerçektende uysal bir ülke değil ama ben bunları göze aldım. Dışarı çıktım ve biraz dolaşmak istedim temİz hava iyi gelecektir. Annem şuanda ne yapıyordur acaba diye aklımdan geçirdim. Mağazadaki o ürünleri gördüm mağazaya girecektim ama hiç param yoktu ve herşey çok pahalıydı. Ben bu düşünceler içindeyken arkadan ismimi duydum ve arkamı dönmemle Yune'yi görmem bir oldu "woahh" diyip duruyordu burada karşılaşmamız gerçekten iyi olmuştu beni arkadaşlarıyla tanıstiracagini söyledi ilk defa koreli gençlerin içine girecektim. Hepsiyle tek tek konuştum ve kaynaştim. Nasıl şuan bunlari yaşıyordum. Yune'nin numarasını aldım ve motele doğru yola koyuldum hava kararmıştı ahhh bide şu iğrenç motelden kurtulsaydım... Derken motele varmıştım odama doğru ilerledikçe diğer odalardan garip sesler, inleme sesleri duyuyordum gerçekten nasıl bir dünyaydı bu. Bu iğrenç seslere kulağımı tıkadım bir an önce Yuneyle buluşmak istiyordum.. Gözüme vuran o güneş ışığıyla korede bir güne daha uyandim Yuneyle buluşacağın yere geldim ama Yune orada değildi beklemeye karar verdim. Beklerken yanıma orta yaşlı parlak bir ciltli güneş gözlüklü bir ajussi yaklaştı amacını anlamadan, "gerçekten bir yüzsün" dedi ve beni süzüyordu ben, "ne ne diyorsun sen kimsin" dememe kalmadan adam bana "seni bir yüz yapabilirim" dedi. Ben durumu anlamadım adamın suratına baktım ve booo!!!