Sabah uyanıp okula gutmek için hazırlandım. Aşağıya inip anneme koskocaman bi öpücük kondurup masaya geçtim. Kahvaltı yapıp tekrar annemi öpüp ayakkabılarımı giydim. Bu arada ben Cheayoung. Beni tanıyanlar bana Rose der. Babam vefat etmiş ben doğduktan 1 ay sonra.
Okula doğru yürürken sayabildiğim bütün kötü sözlü arkadaşım Jungkook geldi ve bana:
-Şttt! Gözü kanlı kız. Günaydın." dedi. Ah, hastalığımdan söz ediyor. Ben ağlayınca hastalığım yüzünden gözlerimden gözyaşı değil de kan akıyor.Jungkook'a dönüp:
-Keser misin?" dedim tam o ara Jungkook'un 'acayip yakışıklı' kankileri Jimin ile Taehyung geldi. Ve benimle dalga geçmeye başladılar. Taehyung:
-Gözü kanlı. Hhh bu kız şeytan gözlerinden kan akıyor. Hahaha.
Jimin:
-Okulun şeytanı Park Chaeyoung. Hahaha.
Jungkook:
-Harbiden kızın gözlerinden kan akıyor. Hahaha." ve dahası. Sınıfa doğru giderken arkamdan çantama vuruyorlar, tekme atıyorlar. Okulu bu yüzden hiç sevmiyorum. Arkadaşlarım yok. Kan ağlıyorum diye.Sınıfa girdim ve sırama oturdum. Çerçeveli okuma gözlüklerimi takıp kitap okumaya başladım. İşte korkulu rüyam şimdi başlıyordu. Jungkook gelip yanıma oturdu ve çantamı aldı. Fermuarını açıp çantamı yere döktu ve:
-Evet kan gözümüz ağlamaya başlayacak."dedi ve benim gözlerim doldu. İşte tam o sıra ağlamaya başladım. Ama hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Kitabımın üstü hep kan olmuştu.Jungkook
Rose ağlamaya başladı ve daha da şiddetlendirdi. Sanırım çok kan kaybından ölecekti. Bilmiyordum. Tamam biraz ileriye gitmiş olabilirim. Ama şu an düşündümde gerçekten ölebilir miydi? Sanırım çok ağlamaktan bilincini kaybetti ve bayıldı. Kendimi suçluymuşum gibi hissediyorum. Rose'yi kucağıma alıp hemen aşağıya indim. Arabamı açıp Rose'yi arka koltuğa yatırdım ve bende şöfor koltuğuna oturdum. Arabayı hastaneye doğru sürmeye başladım. Hastaneye yaklaşınca arabayı yavaşlattım ve park ettim Rose'yi tekrar kucağıma alıp hastanenin içine koşmaya başladım. Rose'yi muayeneye aldılar ve benide bekleme odasına. Bi 5-10 dakika sonra doktor geldi ve:
-Jungkook bey sevgiliniz sizi çağırıyor
-Oh, tamam geliyorum" dedim ve ayaklandım. Doktor Rose ile beni sevgili sanmış. Puahhhh. Odaya girince gerçekten Rose'nin güzel olduğunu anladım. Bana imalı bi bakış attıktan sonra masumlaştı ve:
-Her şey için teşekkürler Jungkook
-Sana bunları onca şey yaptıktan sonra mı söylüyorsun, değişiksin.
-Zengin olman, itici olman, gıcık olman senin kalbinin temuzliğini gizleyemez. Bunu sende bende biliyoruz Jungkook" bu dediği gerçekten beni etkilemişti. Ama o bana layık değildi. Tam onun gözlerinin içine bakarken babamdan mesaj geldi. Mesajda şöyle yazıyordu:
-Kook okul çıkışı şirkete gel. Sana bir süprizim var.
-Tamam baba" dedim. Daha sonra öğretmeni arayıp:
-Hocam, Rosé bayıldı da onu hastaneye getirdim bu gün gelemedik kusura bakmayın.
-Tamam Jungkook. Geçmiş olsunlarımı dilet Rose'ye.
-Peki hocam iyi akşamlar."deyip telefonu kapattım ve Rose'ye dönüp:
-Rose senin hiç arkadaşın filan yok mu? Annen rahatsızmış gelemiyormuş. Ben de gidicem babam çağırdı.
-Maalesef yok. Bi siz varsınız.
-Siz derken
-Sen, Taehyung ve Jimin
-Bi dakika sen bizi arkadaşın olarak mı görüyorsun?
-Evet bi tek sizi arkadaşım olarak görüyorum
-Tamam o zaman Taehyung'u çağırayım bari de tek kalma
-Jungkook, dalga geçmelerini, tekem atışlarını filan saymasak sen çok iyi birisin" gülümseyip ayağa kalktım ve geçmiş olsun diyip odadan çıktım. Taehyung'u aradım ve Rose'nin yanına geçmesini söyledim o da onaylayıp telefonu kapattı.Evet arkadaşlar habersiz oldu ama yeni hikayeyi çıkarttım.
minnie_the_idol okuman dileğiyle!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Bıçak ~₪~ RoseKook
Ficción GeneralBenimle neden dalga geçiyorsun Jeon Jungkook? Hastalığım yüzünden mi? Anlıyorum, kesin gözlerimde- Seni seviyorum Park Cheayeong bunu her zaman böyle bil ve in oradan aşağıya Öyleyse neden dalga geçiyorsun? Ah, tamam seninle bunu için kavga etmeyece...