// 1 //

12 1 1
                                    

Kendini ne kadar zorlasa da uyuyamadı. Yaşadıklarının gerçekliğini sorgulamayı bırakamıyordu. Artık rüya görmediğine emindi. Ama yine de sabah uyandığında yatağının etrafında toplanıp nasıl kandırdıklarını anlatıp gülecek arkadaşları olmasından endişeleniyordu. Ama arkadaşları ne böyle bir şaka yapacak mizaha, ne de prodüksiyona sahipti. İş arkadaşları, okul arkadaşları, sinema arkadaşları. Ayrı ayrı paketlerde tutulan arkadaşlar. Her grup içinde yalnız hissettiği anlar geldi aklına. Ve şu an durduğu pozisyondaki yalnızlığını düşündü. Kocaman bir hiçliğin ortasında tek bir insan.

Yatağında doğruldu ve kafasını toplamaya çalıştı. Hayatı boyunca her zaman yeniliklere, yeni düşüncelere açık birisiydi. Etrafındakiler hep fikirlerin değişkenliği yüzünden onu kınamıştı. Haksız da sayılmazlardı. Çocukluğunda futbola merakı vardı. Ama sırf renkleri ve arması yüzünden bir takım tutmazdı. Bazı dönemlerde italyan futbolunu sevmiş, o ligden bir takım tutmuş, bir süre sonra defans futbolundan sıkıldıktan sonra İngiltere ligini takip etmeye başlamıştı. Doğal olarak bu ortalama futbol taraftarı için kabul edilemez bir şeydi. İyi gününde de, kötü gününde de, sıkıcı futbol oynadığı gününde de takımını desteklemek bir taraftarın en büyük göreviydi. Bunu saçma buluyordu ve zamanını ayırdığı şeyden zevk almak istiyordu.

Şimdi de öyle yapması gerektiğini düşündü. Bulunduğu gerçekliği, Dünyaya doğru gitmekte olan bir uzay gemisinde bir uzaylı ile birlikte olduğu gerçeğini kabullenip ne yapması gerektiğine karar vermesi gerekiyordu. Yatağından kalktı ve ayağı ile yuvarlak mor ışığa basmaya özen göstererek çıkışa doğru yürüdü.

Köprüde Tulvaeth'in Agatha Christie romanı okuduğunu gördü. Bu absürt görüntü karşısında yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Dikkatini dağıtmamaya özen göstererek sessizce köprünün ön kısmına doğru yürüdü. Şeffaf koruyucu kalkanın önünde durup yıldızlara baktı. Bazen uzaydan Dünyaya bakmayı düşlerdi. Şimdi karşısındaki manzara en çılgın düşlerinin bile ötesinde bir şeydi. Elini usulca kaldırıp koruyucu kalkana doğru yaklaştırdı. İçinde tarif edilemez bir duygu yoğunluğu yaşandı. Bir yandan uzayın ve evrenin heybeti karşısında kendini ufacık hissediyor, öteki yandan karşısında duran supernovayı çıplak gözlerle gören yegane insan olmanın yüceliğini taşıyordu.

'Bunlara hazır değildin. Bir daha özür dilerim olan her şey için. 2 gün sonra evine dönmüş olursun, merak etme. Söz' dedi Tulvaeth arkadan

Elini indirdi. Başını önüne eğdi. Çok çılgınca bir fikir olduğunun farkındaydı. Başına ne gelebileceği hakkında en ufak bir fikri yoktu. Sadece şunu biliyordu. Eğer eve dönerse herhangi bir gün bu anı hatırlayacak olursa çok büyük pişmanlık yaşayacaktı. O yüzden doğrusunu yanlışını düşünmeden döndü ve:

'Peki ya Dünyaya dönmezsek?' diye sordu.

Tulvaeth şaşkınlık içinde, ne söyleyeceğini bilmeden kaldı.

Kısa bir sessizliğin ardından devam etti:

'Hayal edebileceğimin ötesinde bir gezegenden olan turuncu gözlü, ismini bile söyleyemediğim bir uzaylı ile Dünyadan bilmemkaç ışık yılı uzaktayım. Ve bu benim hayatımda başıma gelebilecek en acayip, en güzel, en korkutucu bir şey. Herhangi bir insan için de öyle. Bu şansı kesip atmak istemiyorum. Görmek, bilmek, yaşamak istiyorum'

'Hayır' dedi Tulvaeth sinirli bir ses tonu ile 'Yapamazsın'

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 08, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Parçalar // 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin