Affection

41 4 0
                                    

İnsanlar sadece gece mekanlarının erken saatlerini yakalarlardı. Ancak kimse dörtten sonra kalmaya cüret edemezdi.

İşte ben de o gece cesaretli insanlardandım. İlk geldiğim bir yer değildi fakat son geldiğim bir yer olmayacağı da açıktı. Burası diğer yerlerden farklı olarak 19. Yüzyıl atmosferli bir mekandı. Gece yarısına kadar eski model dantelli elbisler ve eldiven takan kadınlar şarkı söylerdi, gece yarısından sonra da eğlenecek bir şey olmadığını gören gençler gidince plak ile eski havasında modern şarkılar çalınırdı.

O gece de saat gece yarısını geçmiş çalışanlar sadece personellerin olduğu odalara kapanmıştı. Beş altı kişinin kaldığı mekana göz kulak olmaya gerek yoktu herhalde.

Ben ise yalnız gelmiştim. Liseli birisi olmama karşın birçok arkadaşım olgun olduğumu söylerdi. Belki de bu yüzden yalnız bir insandım.

Kahverenginin koyu tonlarında olan mekanda, belirli ve örüntülü bir şekilde tavana asılmış tatlı sarı renkli lambalar bana süt ile desen verilmiş sert bir kahveyi hatırlatıyordu.

Ben içki içmezdim. Nadiren, belki. Ama sigarayı çok severdim. İşte o zaman da sigara içmek için cebimden bir sigara çıkardım. Plağın yanında kahverengi tonundaki l koltuğa oturdum. Kulağım çok hoşnut olmuştu. Sevdiğim bir grup.

İceride sigara serbest olduğu için de dudaklarıma yapıştırdım. Solistin sesi duman gibiydi ve sevmiştim. Sonra duman sesi dağıtan bir bas ses geldi kulağıma.

"Merhaba." Uzun L koltuğun kenarında açık kahve pantolonu ve içine sokuşturulmuş bembeyaz gömleği ile uzun bir adam bana bakıyordu. Saçları siyahtı. İcime daha önce ilk kez saçlarını siyaha boyadığı hissi doğdu.

"Merhaba?" Hafifçe 'yanına oturabilir miyim?' gibi bir işaret yaptı, ben de onayladım.

"Yanında şarkıyı mırıldansam sorun olur mu?" Kolundaki yeşil deri saati kaşını kaşırken fark ettim. Başımı Hayır manasında salladım.

"What does it mean,
If I tell you to go fuck yourself,
Or if I say that you beautiful to me?"
"Sana kendini becer deseydim bu ne anlama gelirdi? Ya da sana güzel olduğunu söyleseydim?"

Sesinin duman tonu olmasa da daha derin bir şeyleri vardı sesinde. Dinlemek hoşuma gitmişti. Ben ona bakakalmıştım, o ise başını geriye atmış gözleri kapalı şarkıyı mırıldanıyordu.

"Jeon Jeongguk, değil mi? "gözleri kapalı sorduğu soruyla afallayıp ona daldığımı fark ettim.

"Evet, peki siz beni nerden tanıyorsunuz?" Onunkine göre misliyle ince sesim şarkıyı kesmemişti.

"Aynı okuldayız?" kalın kaşları yüzündeki tebessümle havaya kalktığında burnundaki beni fark ettim.

"Böyle yerleri bilecek kadar olgun ve zevk sahibi insanlar var mıydı okulda?" Hafif gülerek söylediğimde gözleri dudaklarıma kaydı, küçük gamzemi fark etmiş olmalıydı.

"Ben?" Birlikte güldük. "İçki alır mısın?"

"Ben içmem." yanımdaki plağın yanına değen kül tablasına izmariti bastırdım.

"Garip..." o ise yeni servise başlamış bir garsonun tepsisinden rastgele bir şarap aldı.

Zaman iyice ilerliyordu ve biz de sohbeti ilerletmiştik. Ancak saatimde gördüğüm vakti görünce ayaklandım.

"Görüşürüz Taehyung." Tam arkamı dönüp gidecekken bileğimden tutup çevirdi, o da ayaklandı.

Plağın olduğu masanın yanına ilerledi klasik duran kalem ve kağıdı aldı ve hemencecik bir şeyler karaladı.

Ardından katlayıp elime sıkıştırdı.

"Umarım arkadaş olabiliriz."

Başımla onaylayıp hızlı adımlarla mekandan çıktım. Kendimi loş sokağa attığımda bir anda yüzüme vuran rüzgar gözlerimi yaşarttı. Elimi ceplerime sokmuştum ancak elimin içinde de kağıdı sıkı sıkı tutuyordum.

İşte ben Kim Taehyung ile böyle tanışmıştım.

Jeon Jeongguk.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 03, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cigarettes After Sex :: TkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin