Aisha etrafına bakınıyordu. Marcos yanına yaklaştı.
- Çok güzel bakıyorsun.
Aisha ona doğru döndü ve;
- Gerçekten mi?Bana yalan atmiyorsun değil mi? Belkide benden faydalanmak istiyorsundur.
-Bunu yapmak isteseydim sen baygınken yapardım. Ama yapmadım.
Aisha ona uzunca baktı. Daha sonra ona inandığını belirticek şekilde kafasını salladı.
-Aisha bu dünyayla alakalı birşeyler biliyor musun?
- Hayır.
- Peki sana anlatayım o zaman. Biz insanlar üstündeki gibi kıyafetler giyiniyoruz. Ve burası orda yaşadığın gibi ağaçlık alan ve temiz hava yok. Burası binalar,arabalar ve daha fazlasıyla dolu. Ama hepsini sana ogreticem. Merak etme bu yüzden.Aisha gülümseyerek ona baktı.
- Bir kadına herşey bu kadar mı yakışır?
Aisha nasıl böyle bir değişim geçirdiğini düşünüyordu. Kulakları nasıl değişmişti ki birden. Aisha 15 yaşında olmasına rağmen daha olgun gözüküyordu.
-Marcos sen kaç yaşındasın?
Marcos ona bakmıştı.
- 20 yaşındayım. Peki ya sen?
- Ben 15 yaşındayım.
- Ama daha olgun duruyorsun.
- Beni güzel buluyor musun?
-Evet.
- Peki ya senin ailen varmı?
-Benim ailem öldü. Annem,babam ve iki kardeşim vardı. İkiside kızdı ve öldüler. Bende yalnız kaldım. Yetim olan yani ailesi ölen çocukları yetimhaneye verirler. Benide oraya götürdüler. Yapayalnız bir yere. Ama orda 18 yaşına kadar kalabiliyorsun.
18 yaşındayken bir iş bulup girdim ve bu evi kiraladim. Hem okuyup hemde bu evde oturuyorum.- Okumak mı?
- Sana okuma ve yazmayı ogreticem. Sana her konuda yardım edicem.Aisha Marcos'a yaklaştı daha sonra ona baktı ve sarıldı. Marcos'ta buna cevap olarak Aisha'ya sımsıkı sarıldı. Sanki onu hiç birakmicakmış gibi.
- Nerde yatmak istersin?
-Seninle beraber.Marcos bu cevabı üzerine güldü.
- Ciddi misin?
- Neden sordun?
- İnanamadım da ondan.
- Evet ciddiyim.Marcos onun güzelliğine bakarak güldü. Daha sonra yatağı hazırladı. İkisi birbirine sarılarak uyumaya başladılar. Ama ikiside uyumamıştı. Aisha marcos'un uyuduğunu zannederek onun saçlarını okşamaya başlamıştı. Marcos'sa hiç bir şey yapmayarak Aisha'nın naapıcağını merak etti. Aisha saçlarını Marcos'un okşayarak konuştu;
- Bana yalan mı yoksa gerçek mi konuşuyorsun bilmiyorum. Ama sanki ablamdan uzak bu dünyada dayanıcağım ve güçlü olabilmemi sağlıcak tek kişi sensin. Sanki gerçek duygularla bakıyorsun bana. Umarım hayal kırıklığına ugramam. Çünkü hiçbir kişiyi tanımadığım bu dünyada bana güç verebilecek tek kişisin.Marcos yatakta Aisha'nın olduğu yöne doğru dönerek ona baktı. Aisha ise hızlıca elini Marcos'un saçından çekti ve gözlerini kapattı.
-Aisha söylediklerini duydum. Uyumuyorsun biliyorum. Böyle düşündüğünü tahmin etmemiştim ama seni yarı yolda birakmicam. Ben kimseye karşı böyle hissetmedim. Burda bir çok kişiyi tanımama rağmen dünyamda yapayalnızdım. Şimdi dünyamda ikimiz varız. Artık bizim dünyamız.
Aisha gözlerini açmıştı. Aisha mutluluk dolu bir şekilde marcos'a baktı. Çok mutlu olmuştu. Marcos ona yaklaştı. Daha sonra ona sarılarak uyumaya başladı.
Sabah saat 12:30;
Aisha hemen uyanmıştı. Aisha uyandığında Marcos hala uyuyordu. Bu yüzden onu rahatsız etmeden aşağı inmişti. Hemen kahvaltıyı hazırlamak için etrafa bakınmıştı. Etrafında dikdörtgen şeklinde kutuya (mutfak dolapları) benzeyen şeyler vardı. Ve onları nasıl açıcağına bakmıştı ama sandığı kadar da zor olmamıştı onun için dolabları açmak.
Onların içine bakmış ama hiçbir yiyecek birşey bulamamıştı. Daha sonra koskocaman birşey (buz dolabı) görmüştü.Hemen onu açmıştı içindeki yiyecekleri daha önce hiç görmemişti. Aisha daha çok meyve (Hindistan cevizi, muz vs) yiyordu. O yüzden biraz şaşırmıştı.
Daha sonra arkasından birinin gelip gözlerini kapattığını görmüştü.
-Marcos sensin biliyorum.
- Napiyosun?
- Yiyecek birşeyler arıyordum.Marcos Aisha'ya bakarak güldü. Ve yiyeceklerin hepsini tek tek ona öğretti. Daha sonra Aisha ve kendisine muhteşem bir kahvaltı yaptı. Aisha'ya dünyayla ilgili herşeyi anlattı. Ona bilmesi gereken tüm şeyleri gösterdi. Aisha ise büyük bir dikkatle Marcos'u dinledi.
Sonra kahvaltılıkları ve tabakları topladılar.
- Sana özel hoca tutucam.Birde çok güzel kıyafetler alalım.
- Gerek yok. Lütfen sana iş çıkarmak istemiyorum. Ayrıca çok fazla yük olucam.
- Ne demiştim ben sana? Artık bu dünya tek benim değil. Bizim dünyamız. Sen bana yük olamazsın. Senin için yaptığım herşeyden mutluyum. Seni mutlu görmeyi seviyorum. Ben seni seviyorum.Aisha yanakları kızardığı için arkasına dönmüştü. Marcos arkasından Aisha'ya sarılmıştı.
- Yanakların çok tatlı.
- Beni şımartmanı istemiyorum Marcos.
- Seni hiç olmadığın kadar mutlu etmek istiyorum.
-Ya bir gün gitmek zorunda kalırsam.Marcos bir an duraksayip Aisha'ya bakmıştı. Gözleri dolmuştu.
- Sakın bir daha böyle bir şey deme.
- Peki demem. Ama korkuyorum.
- Ben varken korkma.1 yıl sonra
Aisha mutlu bir şekilde yaşıyordu. Ablasını bile neredeyse unutmuştu.
Marcos'la çok mutluydu. Belkide Marcos onu dünyanın en mutlu kadını yapmıştı hakikatende. Marcos'la nisanlanmışlardı. Her şey onlar için çok muhteşemdi.
Ama onları ne beklediğini kim bilebilirdiki.
- Hayatım bugün naapalim?
- Bilmem. Ama bugünü de beni şımartmak için kullanma lütfen. Tamam mı Marcos?
- Anlaştık. Bir isteğin varmı?
- hayır yok.
- Peki o zaman ben işe gidiyorum.
- Tamam.Marcos işe gitmişti.
1 saat sonra
Kapı çalınmıştı. Aisha nasıl bu kadar erken geldi diye düşünmüştü. Hemen kapıyı açmıştı. Ama Marcos değildi. Aisha onu gördüğünde şok olmuştu. Gözlerine inanamamıştı. Ama kapıdaki gerçektende oydu. Oda aynı şekilde Aisha'ya şaşkın bir şekilde bakmıştı. Aisha naapıcağını bilemez bir haldeydi. Acaba naapmalıydı? Kendi dahi bilmiyordu.
Devam edecek...