HARRY POTTER'DAN
Evet. Dursley ailesinin Hogwarts'tan gelen mektuplarla yaptığı imtihan dan sonra sonunda gidebilecek ve Hogwarts Express'e binmiş. Yeni tanıştığım Ronald Weasly ile kalkmasını bekliyorduk. Express hareket ettiğinde ki heyacanım dan kalbim çıkacak gibi hissettim.
Bir kızın elinde bavulla hala gezdiğini gördüm. Tren kalkmadan da dolaşıyordu.
Kız upuzun saçlarını örtmüştü. Saç rengi benim saçalrımla aynısıydı. Gözleri ise çekik ve yine benim ki gibi zümrüt yeşili idi. Üstünde bir sweatshirt, altında bir şort ve çok uzun çorapları vardı. Bir spor ayakkabı giymiş ve kafasına bir şapka takmıştı. Çoğunlukla siyah olan kombinin de belli başlı yerleri beyazdı. Ten rengi inanılmaz bir biçimde beyazdı. İnci gibi sırasıyla dizilmiş dişlere sahipti.
"M-merhaba." dedi kız. Azda olsa kekeme gibi konuşuyordu.
"Merhaba." dedim güven verircesine. Gözlerinin parladığını görünce güven aldığını anladım.
"Şey sizinle oturursam sorun olur mu?" dedi.
"Niye olsun ki. Gel yanımıza." dedi Ronald aslında Ronald demem onun hoşuna gitmiyor. Ron dememi istiyor.
Benim yanıma oturdu. Elini nazikçe uzattı ve gülümsedi.
"Billie J." dedi. Tamam soyadı da bilinmiyor. bakalım daha neler neler göreceğiz.
"Harry." dedim nazikçe. Ama şok geçirmiş gibiydi. Hayır yani sadece adımı söyledim.
Bir anda saçlarımı kaldırıp yara izime baktı. Eli titriyor, gözleri dolmuştu resmen ağlamamak için savaş veriyordu.
"H-harry Ja-james Potter." dedi sesi titriyordu, dokunsan ağlayacak. Hemen Ron'a döndü. Bu işin sanki hemen bitmesini istiyordu. Aynı şekilde elini uzattı.
"Billie J." dedi bir nefeste.
"Ronald Weasly." dedi.
Billie bir anda fırladı ve dışarı çıktı. Ronla sadece arkasında bakıyorduk.
BİLLİE J.'DEN
Garip davranışlarıma engel olamıyorum. Napıyım? Onun anne ve babasını babam öldürdü.
Kendimi express'in tuvaletine attım ağlamaya başladım. Onu görüceğimi biliyordum. Ama daha Hogwars'a gelmedik. Hıçkırıklarıma ne kadar hakim olursam olayım göz yaşlarım durmuyordu ve onların yanına ağlamayı kesmeden gidemem.
Kendimi toparladıktan sonra bir bahane düşündüm. Ne diyebilirim ki.
"Benim babam senin aileni öldürdü. Benim bir gözümden göz yaşı değil kan akıyor onun için tuvalete kaçtım." mı!? Hadi ama neyse tuvaletten çıktım ve yanlarına ilerledim. Kapıyı açtığımda bana dik dik bakıyorlardı.Önlerinde üç kişi daha vardı. İkisi diğerine daha iriyarı idiler. Ortada ki ise soluk sarı saçlı idi. Ben diğerlerine ne olduğunu anlamak için gözümü kısıp onları izlerken ortadaki mavi gözlerini bana çevirdi.
Hayır... Hayır... Hayır bu o olamaz...
Draco Malfoy olamazdı...
Draco'dan
"Billie..." Bu oydu. 4 yıl... 4 koca yıl...
Hiç değişmemişti. Sadece omzuna düşen saçları artık beline ulaşıyordu.
"Malfoy..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Billie J./ Harry Potter Fan-fic
Teen FictionGeçmiş acı verir... Peki ya daha fazla ne acı verir... Hayat... Çünkü hayata geçmişi karşımıza çıkmaktadır. Billie de bu acılarla büyüdü geçmişteki hayatıyla...