Madalyon Melodisi

1.1K 52 64
                                    

"Ah!" küçük kızın acı dolu çığlığı neredeyse tüm sokakta çınladı. Hayranlıkla futbol oynayışını izlediği çocuk ona tüm gücüyle tekme atmıştı ve kız bununla acıyla çığlık attı. "Ö-özür dilerim! İyi misin?" çocuk tüm endişesiyle kıza sordu. Oysaki çocuğun amacı topa vurmaktı, aniden önüne çıkan sevimli kıza değil. Göz yaşlarının içinde kız sordu "Sence iyi miyim!" diye bağırarak. "Amacım sana vurmak değildi! Yemin ederim!" dediğinde küçük kızın en yakın iki arkadaşı imdadına koşmuştu bile kızın. Kollarından kaldırarak arkadaşları onu eve taşıdılar ve ailesine neler olduğunu söylediler. Anne ve babası mosmor olan koluna baktı kızlarının. "Ah küçük Marie'm... Gel de buz tutalım sana." diyen annesi küçük kızının kolunu şefkatle okşuyordu. Küçük kız ağlamaya devam ediyordu oysaki. Babası mutfaktan buz getirip koluna tuttuğundaysa daha da yanmıştı kolu.

...

Ertesi gün sekiz yaşındaki küçük kız Selena, sokağa çıkmak yerine odasının camına kadar yetişen ağacın güçlü dalına oturmuştu. Koluna baskı uygulamamaya çalışıyordu. Hala ağrıyordu oraya bastırınca.

Küçük futbolcu çocuk; Justin ise sürekli yanlışlıkla koluna tekme attığı kızı düşünüyordu. O da bugün sokağa çıkmak yerine yeni taşındıkları bu evin camında zaman geçiriyordu. Etrafa bakınırken karşı evin yanındaki ağaçta birinin oturduğunu gördü. Hemen masasının üstündeki dürbününü aldı ve oraya baktı. Oradaki kişi, küçük çocuğun dün kolunu yanlışlıkla morarttığı küçük kızdı.

Çocuk evdrn hemen çıkıp oraya yöneldi, ve ağaca tırmanmaya başladı. Selena ise şaşkındı, aniden yanına dünkü çocuğun oturduğunu görünce. "Ben Justin." dedi çocuk sevecenliğiyle. "Bende kolu moraran kız?" dedi küçük kız. Justin onun bu tavrına sinir olmuştu. Ancak aldırış etmeden "Dün yanlışlıkla kolunu morarttığım için çok üzgünüm." dedi. Küçük kız çocuğun yüzüne baktı ve uzun süre inceledi. Şirin bir çocuk diye düşündü ve içtenlikle gülümsedi. "Önemli değil. Ancak bir daha olursa sana da olacak. Bu arada bende Selena Marie." dedi ve elini uzattı. O gün mükemmel bir arkadaşlık başlıyordu ve iki çocuk da halinden memnundu.

9 YIL SONRA SELENA'NIN AĞZINDAN

"Jay, uyan artık. Lisenin ilk günü senin yüzünden geç kalmak istemiyorum!" dedim ve son defa üstüne atladım uyku delisinin. Anvak bir inat etmiş ki, ayı kış uykusuna yatmıştı resmen. Kulağına eğildim ve bağırdım. "DREW!" ve hemen sıçradı. "Lanet olsun Sel! Şu ismi kullanma!" dediğine güldüm ve "Seni uyandıramıyordum.Başka çare kalmadı ben ne yapayım. Hadi, Tay ve Dems bizi bekliyor." dedim ve ona gözüm sende işareti yapıp odadan çıktım ve kapısını kapattım. Kapıya yaslandım ve iç çektim. Yeni bir hayat vardı önümüzde ve biz hala çocuktuk. Açıkçası çocukluktan da çıkmak istemiyorum. Yani, sadece bu--

"Ah!" düşüncelerimi bölen ve ah diye bağırmamı sağlayan ne mi olmuştu? Lanet kapı neden açılıyordu ki aniden. Ah tabii, Justin manyağı açtı.

"Sel-- oh, ayağa kalk seni küçük kapı savaşçısı!" diye gülerek beni kaldırdı. "Şey, kapıyı açan sendin ve ilk gün geç kalmak istemiyorum. Ayrıca annenler sabah iş gezisine gitti. Benimkilerle beraber. Sanırım beraber kalacağız. Yine. Ve yine horlarsan seni gebertirim Biebs." dedim ve okul çantasını ona attım. Ardından merdivenlerden indik ve Tay ile Dems'le karşılaştık. "Nihayet! Jus, hızlı uyan!" diye patşadı Taylor. "Kızlar," deyince hepimiz Jay'e döndük. "Kapatın çenelerinizi" dedi ve ben göz devirdim. Ah tabi, size biraz hayatlarımızdan bahsedeyim servisi beklerken.

Demi ve Taylor'la altı yaşımızdan beri arkadaşız. Justin ile ise sekiz.

Demi biraz sorunlu bir hayat yaşıyor. Yani, onbir yaşında bileklerini kesti. Ailesi ona karşı hiç merhametli değildi. Ancak şimdi daha iyi. Liseye başlayacağı düşüncesi onu mutlu ediyor. Bilirsiniz, yeni bir hayat, yeni bir yaşam tarzı falan.

Hating Him (Jelena)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin