Lucius Malfoy sinirli gözlerle onları karşı taraftan izleyen oğluna baktı.
Hermione Granger elini gitmemesi için tutuyordu.
"Draco, gel"
Bu sefer konuşanın Narcissa Malfoy olması Draco'nun cesaretini az da olsa yıkmıştı.Hermione onun titreyen elini hissetmişti.
Ama ona cesaret vermek istercesine elini sıkınca Draco kafasını olumsuzca salladı.
Draco ailesini affedemiyordu.Malfoy Malikânesinde Hermione'ye yapılan işkence onun son noktası olmuş, ve kaçmalarına yardım ederek iyi tarafa geçtiğini belli etmişti.
Her zaman Malfoy'ların içinde küçük de olsa bir iyilik olduğuna inansa da o gün o inancı yitirmişti.
Voldemort'un kötü bakışları arasında asasının hafifçe kalktığını fark ettiler ama bu Neville'ın konuşmasıyla onu durdurdu.Şimdi onun olduğu tarafa dönmüştü.
"Harry'nin ölmesi bir şeyi değiştirmez..."
Evet, Harry Potter ölmüştü.Bu gerçek Hermione'nin beynini ele geçirirken alabildiği tek destek Draco'nun elini tutmak oldu.
Hagrid'in kucağındaki ölü bedene çevirdi gözlerini. Ama o sırada Harry'nin bedeni kendini yere atmıştı.
Ölmemişti.
Saniyeler içerisinde Harry ayağa kalkıp Nagini'ye bir lanet attı ve okula doğru koşmaya başladı.
Hermione gözlerini yılana çevirdi.Kazanmaları için tek çare onun ölümüydü.
Bedenimi ona çevirdiğimde gülümseyerek bana yaklaşıyordu.
"Yine de iğrenç gözüktüğüm gerçeğini değiştirmez bu."
"Boşanalım"
Gözlerim istemsizce büyüdü.
"Ne?"
"İmkansız şeyleri konuştuğumuzu sanıyordum"
"Seni aptal!"
Gülerek dudaklarıma bir öpücük koydu.
"Dediğim gibi, imkansız şeyleri söylüyordum."
Gülümsememe engel olamamıştım.
Savaşın üzerinden 9 yıl geçmiş ve benim 7.senemi tekrar okuyup bitirmemin ardından evlenmiştik.
Şimdi ise, ikizlerimiz olacaktı...
Lucius Malfoy savaştan sonra Azkaban'a gönderilmiş, Narcissa ise kaçmayı seçerek kurtulmuştu. Arada bir bize mektuplar yazmasına rağmen evliliğimizden bu yana onu hiç görmemiştim.
Bakışlarımı buz mavisi gözlere çevirdim.
Evlendiğimizden beri ikimiz de kan statüsü hakkında hiç bir şekilde konuşmamıştık.Bakışlarından da anlıyordum bu meselenin umurunda olmadığını.
Aslında şuan umursamadığımız bu mesele 9 yıl önce kocaman bir sorundu.Tabii, bu Lucius Malfoy'un Azkaban'a kapatılmasıyla ortadan kalkmıştı.
O zamanlar kendime bile itiraf edemediğim o 2 kelimeyi şimdi özgürce söyleyebiliyordum artık.
Seni seviyorum
"Hermione, bu kadar derin düşündüğün şeyin ne olduğunu öğrenmek isterim doğrusu.Sana seslendiğimi bile duymuyorsun"
Gülümsedim.
"Seni seviyorum Draco"
Sadece bunu düşünüyordum.
─────⋆♡⋆───── 18.06.19
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Selamm, bir kaç şeyi açıklamadan bitirmek istemedim
Öncelikle savaş kısmına çok değinmek istemedim fakat bir kısmı açıklamak istiyorum, hikayemde Voldemort'un Dumbledore'un ölüm emrini verdiği kişi hiç bir zaman Draco olmadı. Yani Hermione ve Draco'nun arası bu nedenden dolayı bozulmadı.
Ben bu hikayede hep Ronsy istesem de onları pek yazamadım ama yine de Ronsy olarak bitirdim.
Onlar nasıl evlendi diye sorarsanız şöyle açıklıyım;
Draco'nun en yakın arkadaşı Pansy sayılırdı bunu mesaj bölümlerinde biraz belli etmeye falan çalışmıştım.Hermione ve Draco evlenince Ron ve Pansy aynı ortamda istemsizce bulunmaya başladılar ve Pansy de Ron'dan hoşlanmaya başladı. Sonunda da evlendiler xkslsşdlsş Harry'le de klasik Ginny işte :D
SON OLARAKK Hikayemden tamamen alakasız ismini yargılamadan okuyan herkese çok çok çok teşekkür ederim dkskdlskfkdlld
