Muggle Dünyasında ...
Hermione her zamanki gibi ailesiyle beraber kahvaltı yapıyordu. Biraz uyukucu oldukları için saat 12.00'ı gösteriyordu. Tam o sırada bir baykuş geldi, gagasında bir mektup vardı. Hermione tereddüt ederek camı açtı ve mektubu aldı. Arkasında odasının bile yazılı olduğu adresi yazıyordu, önünde ise garip bir simge vardı. Hermione mektubu açıp okudu:
Bayan Hermione Jean Grancer Hogwarts büyü ve büyücülük okuluna kabul edildiğinizi bildirmekten mutluluk duyarız.
Hermione bu kelimeleri okuduğunda şok oldu ve sonra anne ve babasına da mektubu okudu onlarda şok oldular, ama biraz düşünce hiçte olanaksız değildi, hastalıkları diğer çocuklarınkinden farklıydı sinirlenince olmadık şeyler oluyordu.
- Hermione'nin ağzından -
Ne yani ben şimdi büyücümüyüm ? Daha büyü diye birşeyin var olup olmadığını bile düşünmedim. Tabi kulağı hoş geliyor, ahh ne düşünüyorum ben anne ve babama sormalıyım onlar kabul etmeden gidemem.
Hermione hemen anne ve babası na heyecanlı bir ses tonu ile "gidebilir miyim ?" diye sordu babası ; kızım izin ver biraz düşünelim. Hermione tamam anlamında başını sallayıp, olasına çekildi. Mektubu tekrar tekrar okuyup, tekrar tekrar şok oluyordu. Babası onu çağırdığı nda kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Babası; kızım biz senin iyiliğini istiyoruz ve senin için en iyisi o okula gitmem olacaktır. Hermione babasının kollarına atladı ve "teşekkür ederim" dedi minnettar bir ses ile. Babası; eee hadi senin okul eşyalarını yazılı adresten alalım. Hermione sevinçten çığlık atar ve babasına sarılır. Verilen adrese gelirler. Hermione birine sorma kararı alır ve kahvehane deki en ilginç adamı bulur. Hermione; Efendim biz diyagon yolunu arıyorduk acaba öyle bir yol biliyor musunuz ? Adam; Evet beni takip edin. Hermione ve babası adamı takip ederler adam onları boş tuğlalarla kaplı bir odaya götürür, bazı tuğlalarla elinde tuttuğu şemsiye yi değdirir ve ...
Benim ilk hikayem umarım beğenirsiniz bira kısa ama idare edin artık
