Herkese merhaba, herkesin canından çok sevdiği ship yazarı olarak, karşınızdayım.
Uzun zamandan sonra ilk kez kitap yazıyorum. Eğer yanlışım olursa veya eklemek istediğiniz bir şey olursa, söylemeyi unutmayın!Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar vkook'un bebekleri.
Kim Gucci Villası;
Her zamanki gibi kendimi bitmek bilmeyen derslerime kilitlemiştim. - Ah, sanırım bu söylentime inek derler. - İç sesim şeytanın yardımcısıymış gibi dikkatimi bozduğu yetmiyormuşcasına, bir de saçma sapan hareketler sergilememi sağlıyordu.
" Tanrım, sen bana yardım et." İçimdeki konuşmayı, dışarıya dudaklarımın izni ile boşluğa bırakmıştım. Masa da bulunan ev halkı, -Evet,yanlış duymadınız; dersimi ev halkın topluluğunun tam ortasında çözmeye çalışıyordum. Daha doğrusu onların bunak dolu konuşmalarından, kaçınmaya çalışıyordum.
İtiraf etmelisiniz ki, sizde kaçınıyorsunuzdur.
Ben, Zavalı Bay inek,Kim Taehyung olarak, odamdan mahzur edinmiş. Eniştem olacak pi- -affedersiniz, bazen kendimi bozabiliyorum.- eee, ne de olsa her ineğinde, bir "möölediği" yeri vardır elbet.
Yarın Eniştem olacak Jeon Jungkook, odamda kalmak istediğini, son kez tek başına uyumak istediğini dile getirmişti.
Ailem çocuğun ağzının içine girecek samimiyete bulundukları için, çocuğa "tık" çıkarmıyorlardı.- Eh, haliyle bu fırsattan yararlanıyordu, ebesini mumyaladığımın çocuğu.-
İç sesime bu sefer hak vererek, dışımdan kıkırdama kopardığım da çift gözler bana dönmüştü,-dönmez olaydı- Saçmalığımı anlamaya çalışıyorlardı. - eminim ki şuan beni şizofren zannediyorlardı.- Çerçevesi olmayan gözlüğüm, gerginlikten akan terlerimin bıraktığı ıslak tenimle, burnumun ucuna kadar kaymayı başarmıştı, masaya gömdüğüm yüzümü kaldırıp, doğrularak bedenimi düzeltiğim de omuzlarımı 'ne var ?' Dermişcesine kaldırdım.
Sessizliğin yaşattığı utanç ve gerginlik dolu dakikalar ile dişlerimin arasında kalan dolgun dudaklarımı kanatmakla meşgulken, babam ve annem biz alıştık, sizde alışın dermişcesine kahkaha atmaya başladıklarında, benden izin almadan kalkan kaşlarımla yeniden doğrulup, ellerimi konuşacağımı bildiren hareketler ile masaya yerleştirdim. -Tabi, yumruklarım hâlâ çözülmemişti,-
Bir daha rezil olmamak adına tedbirli olmaya çalışıyordum. Bu sessizliği ses tonum doldurması gerekirken, utangaçlığının yaratığı etki ile irislerim boncuk kadar küçülme yoluna giden irislerim dolduruyordu, Bahanelerimi bulup, benden açıklama bekleyen halkıma cevap vermek adına, dişlerimin eserleriyle, yıpranan dudaklarımı araladım. Fakat benim adıma konuşan fazlalık ile göz göze geldim. 'Ah,jeon'
" Ne o Taehyung-ah? İnekliğinin boyutunu da açıp, kitaplarla mı flörtleşiyorsun?
'Birazdan tahmin edemeyeceğin şeylerle flörtleşeceğim ,Jeon.'
Cevap vermek adına, çakma gülüşümü karşımda duran mumya ya ilettim. Kaşlarım sinirle kalkıp inerken, onun ise alayla kalkıp iniyordu. Kulağımı dolduran kahkaha ve kıkırdama sesleri ile sabırla dudaklarımı yaladım. 'Dudaklarım. Canım benim, canım benim birazdan bir düşmanla iletişme geçeceksin, bu yüzden seni canlandırmak zorundaydım.'
"Senin gibi her gece başka bir kızla flört etmektense, kitaplarla flört etmeyi tercih ederim. Jeon."
Dudaklarım zorlukla intikamı mı tazeli bir şekilde gecenin yüzüne salarken, masadaki fısıldaşmaları merak içerisinde bırakıp, içeriye adımlandım. Arkamdan tek duyduğum şey;
